English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ B ] / Bluffs

Bluffs traducir turco

128 traducción paralela
If he bluffs it out and endangers an entire mission, it's unforgivable.
Ama blöf yapıp tüm görevi tehlikeye atması affedilir şey değil.
We were married in the Methodist church in Council Bluffs.
Council Bluffs'ta Metodist Kilisesinde evlendik.
It's early and I have to ride out for the bluffs.
Vakit erken. Ben de tepedeki uçuruma gidecektim.
I ain't got time for bluffs, doctor.
Blöf yapacak vaktim yok, doktor.
I seen a woman on the river at Council Bluffs the Rees had worked on.
Irmakta bir kadın gördüm, Council Kayalıkları'nda çalışan Rikariler
Well, why don't we take a walk along the bluffs? Very funny.
O hâlde neden uçuruma doğru ufak bir gezinti yapmıyoruz?
Why don't we do it on the bluffs?
- Neden uçurumun kenarında yapmıyoruz ki?
On the bluffs?
- Kayalıklarda mı?
Whenever Barney bluffs, he taps his chips.
Barney blöf yapacağı zaman, cipsine dokunuyor.
He never bluffs.
Asla blöf yapmıyor.
Data always fell for Riker's bluffs.
Data daima Riker'ın blöflerine kanardı.
He bluffs and threatens.
Blöf yapar ve tehdit eder.
He never bluffs.
O asla blöf yapmaz.
We're going up to the bluffs to paint "Springfield sucks" in huge letters.
Büyük harflerle "Springfield Berbat" yazmak için kayalıklara çıkıyoruz.
- You remember sliding in those snow-covered bluffs with the cold wind blowing through your hair.
Kar tepelerinden kaydığın günleri hatırlıyor musun?
We didn't have too many snow-covered bluffs in Atlanta.
Atlanta'da kar tepeleri yoktu.
She was a waitress up in Council Bluffs, Iowa.
Iowa Meclisinde garsondu.
I found his tractor... at the bottom ot the bluffs behind our house.
Traktörünü evimizin arkasındaki uçurumun dibinde buldum.
- When Will bluffs, you can tell.
- Şu telefonlarınız hiç susmuyor.
and you weren't at the bluffs or the palisades, either.
Palisades'teki kayalıklarda da yoktun.
Angel's car was found by the bluffs.
Angel'ın arabası uçurumda bulunmuş.
- You know the bluffs by the beach?
- Kumsaldaki kayalıkları biliyor musun?
Those bluffs.
Şu kayalıklar.
And we were meeting on the bluffs.
Ayrıca gece, uçurumun kenarında buluşuyorduk.
Both work at the River Bluffs Research Center where the isotopes were stolen.
İkisi de izotopların çalışdığı araştırma merkezinde çalışıyor.
We're from Oak Bluffs on Martha's Vineyard.
Biz Oak Bluffs'tanız. Martha's Vineyard'da.
Griffin, back home at the Oak Bluffs Playhouse we used to disguise him as different props.
Griffin. Oak Bluffs Tiyatrosunda onu eşya gibi saklardık.
I'm a burger flipper from Oak Bluffs, Massachusetts.
Ben küçük kasabalı bir hamburgerciyim.
He always pulls his ear when he bluffs.
Blöf yaparken hep kulağını kaşıyor.
So his prey bluffs... extends its wings to give the illusion that it is much larger than it really is.
Bu yüzden, avı blöfyapıyor. Olduğundan daha büyük görünmek için kanatlarını açıyor.
There may be bluffs.
Blöfler de olabilir.
She really hasn't shown any bluffs like we saw yesterday.
Dün yaptığı blöfleri şu ana kadar yapmadı.
The twitch he has to hide when he bluffs.
Blöf yaptığında saklaması gereken işaret.
- Bluffs?
- Blöf mü?
There are no bluffs, only calculations.
Hiç blöf yoktur, sadece hesap vardır.
Doña Ona Canyon and the Otero Bluffs.
Doña Ona Canyon ve Otero Bluffs arasını arıyor.
It's a given that bluffs will be used in a negotiation.
Harp hiledir.
The one by the bluffs?
Kayalıkların oraya.
I went to the abandoned house on the bluffs.
Uçurumun oradaki terkedilmiş evdeydim.
Who knew there'd be so much drama inside the gates of Pacific Bluffs.
Pacific Bluff'un kapıları ardında bu kadar dramanın döndüğünü kim tahmin ederdi?
showing me fake dreams he bluffs. My foolish, deceiving beloved.
Bana sahte hayaller gösterdin seni kaba, aptal hain sevgilim.
You're just bluffs, you're just bluffs!
# Sırf blöfsünüz, sadece blöf!
We were not very aware of his year in Syracuse, what a problem she became to him there.
- Hayır, Iowa'da, Council Bluffs'dayım. Onun Syracuse'daki ilk yılında Shirley'nin kendisi için nasıl bir sorun hâline geldiğinin farkında değildik.
Then he put her on a plane back to her place in Council Bluffs, Iowa, 1,000 miles away.
Sonra onu bir uçağa bindirip geriye, Iowa'ya, Council Bluffs'a, 1.000 mil uzaktaki kendi evine gönderdi.
Then another once she got home to Council Bluffs. And this one's to him.
Sonra bir arama da Council Bluffs'taki evine döner dönmez yapıyor.
Si. and my men have been searching the bluffs all night as well with no luck.
Doğru. Adamlarım bütün gece kayalıklarda işe yarar bir şey bulamadılar.
Your treasure's not in the bluffs, che.
Hazineniz kayalıklarda değil, Che.
Bluffs, sir.
Uçurum, efendim.
Scarborough Bluffs.
Scarborough Uçurumu.
Yeah, he found it up near the bluffs over the Wissahickon.
Evet, Wissahickon yakınlarındaki kayalıklarda bulmuş.
Today up at the bluffs, some of our kids were ripped apart.
yukardaki tepede parka birileri öldürüldü.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]