Blunt traducir turco
2,276 traducción paralela
Elka, I'm gonna be blunt.
Elka, açık konuşacağım.
- When the oil starts to really run dry, and when those in power have to assert their power in a time of dwindling resources, I think they're going to turn to much more blunt and cruel methods of enforcing their power.
- Petrol gerçekten suyunu çekmeye başladığında, ve iktidardakiler, kaynaklar gitgide azaldığında iktidarlarını savunmak zorunda kaldıklarında, işte o zaman iktidarlarını zorla kabul ettirmek için daha kör ve gaddarca metotlara başvuracaklar.
They knew a revolution was coming and they wanted to blunt it as much as they could.
Devrimin yaklaştığını anladılar ve onu olabildiği kadar köreltmeye çalıştılar.
All right, everybody. Multiple blunt trauma protocol.
Çoklu kör travma protokolü.
But I read cases where it worked in blunt trauma.
Bu farklı. Evet, ama ben küt travmada işe yarayan vakalar okudum.
To be blunt, I still question your objectivity.
Açık sözlü olmak gerekirse tarafsızlığınız ile ilgili aklımda hala soru işaretleri var.
It'd be like poking a snake with a blunt stick.
Yılanı kör bıçakla dürtmek gibi.
It's blunt trauma from the crash.
Çarpmadan dolayı oluşan travma.
At least three ribs cracked, possible internal bleeding due to blunt force trauma.
Ama en azından üç kaburgası kırılmış, yaşadığı iç kanama travmaya neden olmuş.
Not to be too blunt about it, but he seems almost obsessed.
Tamamen körelmiş olmasa da her zaman takıntılı gözüküyor.
We need something thin, stiff, smooth, with a blunt tip.
Bize ince, sert, düz, ucu küt bir şey gerek.
COD was blunt force trauma to the back of the head.
Ölüm nedeni başının arkasına küt cisimden alınan darbe nedenli travmaydı.
Lindsey Roberts died from a blow to the head with a blunt object.
Lindsey Roberts, başının arkasına küt bir cisimden aldığı darbe yüzünden öldü.
This is nice, though. Having my blunt husband taking care of me for once.
Olsun, lafını esirgemeyen kocamın bir kere de olsa benimle ilgilenmesi de güzel.
Homegirl is on a private yacht right now with champagne in one hand and a blunt in the other, and we're here, dumpster diving?
Şimdilerde kendi özel yatındadır. Bir elinde şampanya, diğerinde de puro. Biz de burada çöplüğü araştıralım.
32-year-old caucasian female, sustained blunt trauma
- 32 yaşında bayan, uzun kün travması.
Blunt instrument.
Keskin olmayan bir aletle.
Multiple blunt force trauma or manual strangulation.
Ya sert bir cisimle vurularak öldürülmüş ya da biri tarafından boğularak.
She suffered blunt-force traumas to the head, neck, and chest.
Kafasına, boynuna ve göğsüne sert bir cisimle vurulmuş.
Your hands are blunt tools guided by my knowledge of the nervous system.
Ellerin, benim sinir sistemi bilgim ile yönlendirilmiş kör bıçaktan başka bir şey değil.
Yes, beaten with a blunt object.
Evet, sert bir nesneyle vurulmuş.
My family is blunt, tense, and can't relax for shit.
Çok patavatsız, gergin ve hiç gevşeyemeyen bir ailem var.
Blunt-force trauma to the right side of the body.
Vücudun sağ tarafında künt yaralanma var.
The paper said that it was blunt force trauma, but they don't say what was used.
Gazetede künt travma olduğu yazıyordu ; ama ne kullanıldığı yoktu.
Blunt-force trauma to the top of the head.
Adını bilmiyorlarmış, gerçi. - Basının üstüne küt cisimle darbe.
Mr. Blunt.
- Bay Blunt.
Mr. Blunt I don't have the news you were probably hoping for.
Bay Blunt haberler umut verici değil.
Mr. Martin Blunt?
Siz Bay Martin Blunt musunuz?
Mr. Blunt?
Bay Blunt?
Mr. Blunt, this leads nowhere!
Bay Blunt, böyle bir yere varamazsınız!
Hello, is that Mr. Blunt?
Merhaba, Bay Blunt mu?
Hello, Mr. Blunt.
Merhaba, Bay Blunt.
Mr. Blunt, I have to tell you something now.
Bay Blunt size bir şey söylemeliyim.
I... It's been a long week, so I'm just going to be blunt.
Uzun bir hafta geçirdik.
"Curved, blunt weapon." That's a hockey stick, Em.
"Eğik, kesici olmayan bir silah." Hokey sopası bu, Em.
"And the weapon was most likely a curved, blunt edge."
... ve cinayet silahının muhtemelen eğik, kesici olmayan bir yüzü var. "
"Displaced cranium"? "Curved blunt weapon"?
"İçe göçük kafatası", "eğik, kesici olmayan silah" mı?
To be frank, she might well die here Is that too blunt?
Açık sözlü olmak gerekirse burada mutlu bir şekilde ölebilir.
Looks like COD was blunt-force trauma to the head.
Görünüşe bakılırsa ölüm nedeni, kafasına kör bir objeyle vurulmuş olması.
Blunt separation of the oblique muscles.
Eğri kasların künt separasyonu.
Blunt force trauma, a little blood, but no blood pool.
Darbe sonucu travma, biraz kan var. Ama bir kan öbeği yok.
15 accompanying blunt-force injuries consistent with its round sides.
Beraberinde 15 adet aynı demirin gövdesiyle uyumlu darp izi.
Blunt force trauma to the frontal bone.
Kör travmadan ön kemıklere
Let's get out of here. Blast, that draggle-tailed, blunt-edged, matriarchal despot!
Bir şey söyle be, seni lanet olası kuyruklu, küt kenarlı zorba şey!
Maybe she got hit with a blunt object, like these golf clubs?
Keskin olmayan bir nesne ile vurmuş olabilirler bu golf sopaları gibi mi?
It's definitely blunt-force and not caused by the truck.
Kesinlikle sert bir darbe almış ve buna kamyon sebep olmamış.
Same blunt force to knock him out, duct tape on the wrists, sloughing of the skin.
Aynı cisimle vurulmuş, bileklerinden bağlanmış, derisi kabuk tutmuş.
That blunt force trauma around the right parietal... subconjunctival hemorrhage... probably due to brain swelling.
Kafatasının sağındaki şu sert cisim travmasına göre gözünde kanama olmuş, muhtemelen beyinde ödem yapmıştır.
Mac was definitely right about the blunt force trauma.
Mac, sert cisim travması konusunda son derece haklıymış.
Oh, sorry, is that too blunt?
Pardon, çok mu dobra oldu?
To be blunt, your husband's trying to cheat you.
- Yani?