Boa traducir turco
320 traducción paralela
Steel 186, Anaconda 74,
Çelik 186, Boa yılanı 74,
Get rid of this boa constrictor.
Şu boa yılanını at.
I'd as soon love a boa constrictor.
avını sıkıca saran bir boa yılanı gibi bir aşk olmasını isterdim.
- This is a two-legged boa constrictor.
- İki bacaklı bir boa yılanı terbiyecisi.
And my feather boa.
Ve benim tüylü fularım.
I wish I had my feather boa.
Keşke tüylü fularım olsaydı.
My feather boa.
Benim tüylü fularım.
When I saw her and I knew you were coming, I gave her my feather boa to wear, but only for a lend.
Onu gördüğümde ve senin geldiğini farkettiğimde, giymesi için tüylü fularımı ona verdim, fakat sadece ödünç olarak.
When it comes to profit, I never have enough. I'm a boa!
Konu para kazanmak olduğu zaman, bir boa yılanı olurum, asla doymam.
A boa with feathers
Tüyleri olan bir şal
But he was eaten by a boa.
Bir boa yılanı tarafından boğuldu.
Or let our boa constrictor give him a good squeeze.
Ya da boğa yılanı onu şöyle bir güzel sarıp sarmalasın.
The boa!
Kürk!
A stolen boa!
Çalıntı kürk!
And that boa!
Ve şu boğa yılanına!
- Do you like boas? - What about you?
- Boa yılanlarını sever misiniz?
I had a boa cockstrictor
Boğa yılanım bile vardı.
A boa constrictor?
Boğa yılanı mı?
A boa cockstrictor that stuck it to me
Bana vurgun bir boa yılanı.
- Nurse, bring the BOA kit.
- Hemsire, BOA çantasini getir.
Cobras, pythons, boas, rattlers.
Kobralar, pitonlar, boa ve çıngıraklı yılanlar.
Don't bite the boa. It's 200 bucks.
Deriye zarar verme, bana 200 papele patladı.
I got a fox boa once.
Bir keresinde tilki kürkünden bir şal almıştım.
Boa noite.
Merhaba.
" Boa hunted.
İyi avlar.
How could you in good conscience... tell a person they're sloughing their skin like a boa constrictor?
Bu nasıl vicdan... olabilir Bir kişinin bir boa yılanı gibi deri değiştirebilir mi?
Boa Morte.
İyi ölü anlamında.
Then they realized that would not die And called me Boa Morte Boa Morte.
Ölmek istemediğimi anlayınca, bana Bonnemort ; iyi ölü dediler.
Then she picked up a catheter the size of a boa constrictor and charged.
Sonra dev gibi bir sondayı çıkardı ve şarj etti.
Lady with a feather boa at Prince's Skating Club.
Prensin paten kulübündeki tüylü eşarplı hanım.
Mr. And Mrs. Bananas, Humphrey Boa-gart.
Bay ve bayan Bananas, Humphrey Boa-gart.
Or a boa constrictor.
Ya da bir boa yıIanı.
You want to touch my boa?
Tüylü fularıma dokunmak iste misin?
The one in the feathered boa is Dr. Francis.
Yakası kürklü olan kadın Dr. Francis.
Boa constrictors.
Boğa yılanlarıyla dolu.
Well, it involves a feather boa and the theme to A Summer Place,
Tüylü bir kaşkol ve "A Summer Place" filminin müzikleri gerekiyor.
Not that he'd have to walk them, but they had a problem with the boas.
Onları serbest bırakmıyordu, ama boa yılanı besliyordu.
Boa calling Tiny Snake. I repeat : Boa calling Tiny Snake.
Boğa Karayılanı arıyor Tekrar ediyorum Boğa Karayılanı arıyor!
- The Boa-ner-ges.
- Boa-ner-ges.
Oh, is pronounced Boa-ner-ges.
Oh, Boa-ner-ges diye telaffuz edilir.
I gotta drain the... you know, drain the anaconda.
Rahatlamam lazim Bilirsin, boa yilanini rahatlatmam lazim.
Luka, our new med student's coming in BOA.
Luka, yeni tıp fakültesi öğrencisi ambulansla bir bebek getiriyor.
. Probably a red boa
Kırmızı bir eşarp herhalde.
" Boa.
'Boa.
It was of a boa constrictor swallowing an animal.
Bu bir hayvanı yutan boa yılanıyla ilgiliydi.
"Boa constrictors..."
"Boa yılanı..."
Boa constrictors swallow their prey whole, without chewing it.
Boa yılanı avını bir bütün olarak... çiğnemeden yutarmış.
Listen, you boa constrictor.
Dinleyin, sizi boğa yılanları.
A boa!
Bir kürk!
What boa?
Ne kürkü?
Boa!
Hey!