English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ B ] / Bobblehead

Bobblehead traducir turco

67 traducción paralela
I  s Calvin Cambridge bobblehead-doll night.
Calvin Cambridge'in sallanan kafa bebeği gecesi.
You ducking'. You duckin'like a bobblehead.
Saklanıyor saklanıyorsun emme basma gibi.
The only other place I can get that on the planet is from my Brett Favre bobblehead doll.
Tanrı biliyor ki, bu fiyata bu servisi alabileceğim bu dünyadaki diğer yer, püsküllü Brett Favre oyuncak bebeğim.
That's a Satchel Paige bobblehead.
Bir Satchel Paige oyuncağı.
Back off, bobblehead.
Düş yakamdan, koca kafalı şey?
Old bobblehead-ass motherfucker, shake that thing.
Hıyar herif kafası oynayan biblolara döndü, salla yavrum.
I know you'll be objective in choosing which surgical resident assists, but I also thought you might enjoy this commemorative Dr. Kelso bobblehead.
Eminim ki yardımcı olacak asistanı seçerken tarafsız olacaksınız, ama bu oynar kafa Dr. Kelso'dan da hoşlanacağınızı düşündüm.
I find that hard to believe, considering you have problems with every single person in this entire office except Bobblehead Joe.
Aslına bakarsan burda herkesi şikayet ederken nasıl oluyor da Bobblehead Joe'yu es geçiyorsun kafama yatmıyor.
We were waiting for bobblehead day.
Beysbol şenliğini bekliyordu
Phonic Frog, cat skull, Jim Halterman bobblehead doll.
Ses çıkaran kurbağa, kedi kafatası Jim Halterman'ın kafası sallanan bebeği.
But my Mr. Met bobblehead still is.
Ama beysbolcu bebeğim burada.
By the way, just don't get too excited, but it is bobblehead night.
Bu arada çok heyecanlanma ama Bobblehead'lerin gecesi olacak.
Uh, well, in the, um, I don't remember what a bobblehead is kind of way.
Şöyle ki, Bobblehead nedir, hatırlamıyorum ; gibi..
It's a Statue of Liberty bobblehead.
Kafasını sallayan bir Özgürlük Anıtı.
- It's a bobblehead bobby.
- Ponpon kafa bir polis.
Hey, you happen to know where those little Einstein bobblehead guys are?
Şu kafası oynayan Einstein oyuncaklarının yerini biliyor musun?
- I'm a bobblehead, dummkopf, and that's the way we like it.
- Ben başı oynayan oyuncağım dummkopf, ve biz böyle severiz.
Bobblehead in.
Sallanan kafa içeri.
Bobblehead, check.
Sallanan kafa, tamam.
Whoa, easy, don't touch the bobblehead!
Dur bakalım, kabarcık kafaya dokunma!
And you're our first caller, so, you win our Kobe Bryant bobblehead.
Ve sen de yayınımıza bağlanan ilk dinleyicimizsin bu yüzden bizden Kobe Bryant biblosu kazandın.
She gets a bobblehead?
Sallanan kafa mı vereceksin?
So, tell me, Lewis, Captain Bobblehead over there.
Öyleyse söyle bakalım Lewis. Şu Kaptan Balon Kafa...
I like that there's a sense of history in the bobblehead community.
Balon kafa topluluğunun tarihinde bir mantık olduğuna sevindim.
Oh, I kid the bobblehead.
Balon kafa konusunda şaka yaptım.
Regular season, bobblehead day?
Normal sezon, heykelcik günü bileti?
Now, Patrick, you're going to personally autograph each of these adorable numbered bobblehead dolls?
Patrick, limitli sayıdaki bu harika oyuncakları bizzat imzalayacaksın, değil mi?
What about a bobblehead doll?
Peki ya kocakafalı bebekler nerede?
Bobblehead dolls are next to the hats.
Kocakafalı bebekler de şapkaların hemen yanında.
I've been nodding like a bobblehead.
Oyuncak gibi kafamı sallayıp duruyordum.
I insulted her world view. I ended up calling her names like "football groupie" and "bobblehead."
Ona "futbol ponponcusu" ve "baloncuk kafa" gibi isimler takmaya başladım.
I'm feeling like a very well-dressed bobblehead.
Kendimi elbise giymiş bir biblo gibi hissediyorum.
- What is it? - Bobblehead Day?
Nedir bu, Bobblehead Günü mü?
Then why am I a bobblehead?
Peki neden bir koca kafa oldum?
With all that hair on top you're just gonna look like a bobblehead.
Kafanın tepesinde o kadar saçla, sadece biblolara benzeyeceksin.
Take your bobblehead.
Biblonu da götür.
Driving in a car with you is like being with a horny bobblehead.
Arabadaki abazan oynar başlı oyuncak gibisin.
This is my bobblehead collection.
Kocakafa koleksiyonum.
He dialed down my meds, and he doesn't look at me like I'm a bobblehead the way I catch mom and dad sometimes.
İlaçlarımı azalttı ve bana, bazen annem ve babamın yaptığı gibi kafa sallayan bir bibloymuşum gibi bakmıyor.
They do not look at you like you're a bobblehead.
Sana hiç de öyle bakmıyorlar.
I'll just nod my head supportively, like a tonto bobblehead.
Ve eğer gecenin sonunda ailen hâlâ beni sevmiyor olursa... Tüm hayatım biter.
Uh, yeah, it's two gates down, past the bobblehead exhibit.
İki kapı ileride, maskot sergisinden sonra.
I guess my bobblehead bobby wasn't flashy enough.
Sanırım benim oyuncaklarım fazla tutmadı.
And it's Tejada bobblehead night.
Ayrıca Tejada Bobblehead'in akşamıydı.
But if I'm doing this for you, guess what, buddy. I get your Yankees tickets on a-Rod bobblehead day.
Ama bunu senin için yapacaksam, bil ki dostum, a-Rod bobblehead * günü için Yankee biletlerini alırım.
- Bobblehead.
Bobblehead.
- Bobblehead?
- Bobblehead mi? - Bobblehead ölmemiş miydi?
- I thought Bobblehead was dead.
- Bobblehead yaşıyor.
- Bobblehead lives. What's bobblehead?
Bobblehead de ne?
I can't wait for this stupid holiday to be over so we can celebrate something cool, like... Free Bobblehead at Dodger Stadium Day.
Şu aptal tatilin bitmesini iple çekiyorum böylece Dodger Stadyum Günü'nde bedava biblo gibi harika bir şeyi kutlayabiliriz.
Gus, I feel like a bobblehead.
Gus, kendimi oyuncak biblo gibi hissediyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]