Bolly traducir turco
127 traducción paralela
My name is Ourama Bolly, I'm the king.
Benim adım Oruma Bolly. Buranın kralıyım.
A feat you would never have been able to pull off, my dear Bolly.
Senin asla yapamayacağın bir iş, sevgili Bolly.
Two men dead, Bolly.
İki ölü adam Bolly.
Bolly, this is Sergeant Meredith Kolko.
Bolly, bu Çavuş Meredith Kolko.
Got those couple of cases of Bolly in the boot of the motor you wanted.
İstediğin Bolly'leri getirdim, bagajdalar.
Bollyn then contacted Pratt Whitney and Rolls-Royce, the two companies that manufacture 757 engines.
Bolly, daha sonra, 757 motorları üreticisi iki firma olan, Pratt Whitney ve Rolls-Royce firmaları ile temasa geçti.
And you should go to bed, Bolly.
Sen de yatağa gitmelisin, Bolly.
Christ, you could actually be on to something, Bolly.
Yüce İsa, gerçekten de doğru yol üstünde olabilirsin, Bolly.
It's good enough for me, Bolly.
Bu benim için yeterince iyi, Bolly.
Not happening, Bolly.
Mümkünatı yok, Bolly.
Right, Bolly, let's round up those dodgy birds on your list.
Peki, Bolly listendeki anasının gözü piliçleri toplayalım.
Let Bolly-kecks do her job.
Bırakın Bolly dikeni işini yapsın.
Where are you off to, Bolly?
Nereye, Bolly?
Are you actually asking for my help, Bolly?
Aslında benden yardım mı istiyorsun, Bolly?
That was one hell of a day, Bolly, no thanks to you.
Cehennem gibi bir gündü, Bolly, sana teşekkür yok.
So what about you, Bolly?
Ya sen, Bolly?
Yeah, and, er, you, Bolly...
Evet, ve sen, Bolly...
I'm everywhere, Bolly.
Ben her yerdeyim, Bolly.
Unbreakable, Bolly...
Kırılmazlığa, Bolly...
This had better be kosher, Bolly.
Bu daha adil olurdu, Bolly.
We have a dead person to look at, if that's all right with you.
Bolly! Senin için de uygunsa bakmamız gereken ölü bir adam var.
Hold up, Bolly.
Bekle, Bolly.
Nobody knows anyone.
Kimse kimseyi tanımaz, Bolly.
It was an accident.
- Sana diyorum, Bolly.
'Bolly!
- Bolly!
Bolly!
Bolly!
Where are you, Bolly?
Neredesin, Bolly?
Someone went to a lot of trouble to freak you out, Bolly.
Biri seni çıldırtmak için epey sorun çıkarıyor, Bolly.
Speak English, Bolly, or I will shoot you.
Doğru dürüst konuş, Bolly, yoksa seni vuracağım. Bu polis tarafından ölüm.
Bolly!
Molly!
Detective Superintendents don't go around having junior officers killed.
Amirler astlarını öldürtmez, Bolly.
Don't do this, Bolly.
Bunu bana yapma, Bolly.
Go home, Bolly.
Eve git, Bolly.
It's all right, Bolly.
Tamam, Bolly.
Bolly.
Bolly.
It's not a date, Bolly.
Bu bir buluşma değil, Bolly.
Bolly, get a ruddy, bloody move on, we're losing him!
Bolly, haydi kahrolası kımılda, onu kaybediyoruz.
Blimey, you sound like me, Bolly.
Vay canına, benim gibi konuştun, Bolly.
This is not netball, Bolly!
Bu netbol değil, Bolly!
The door is ajar, Bolly.
Kapı aralık, Bolly.
We found the side door, all right, Bolly.
Yan kapıyı bulduk Bolly.
- I don't believe in luck, Bolly.
Şansa inanmam, Bolly.
Right, work to do, Bolly.
Yapılacak işler var, Bolly.
No, we won't, Bolly. We just lost the war.
Hayır, yakalayamayacağız, Bolly.
- Ways and means, Bolly. - Have you got a light there, mate?
- Yollar ve yöntemler, Bolly.
Me and Bolly will go talk to the father.
Ben ve Bolly babasıyla konuşmaya gideceğiz.
Well, Bolly, people don't hide things from me.
Bolly insanlar benden bir şey saklamaz.
Low expectations, Bolly.
Düşük beklentilerim var, Bolly.
Bolly and Krug, all the way.
Bolly, Krug hepsi benden.
Bolly.
Bolly. - Bu nedir?
MACHINE BEEPS, LABOURED BREATHING Bolly!
Bolly!