English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ B ] / Bonded

Bonded traducir turco

618 traducción paralela
We'd..... bonded.
Aramızda bir bağ vardı.
- This is bonded stuff, 12 years old.
- Bu yıllanmış mal, 12 yıllık.
My father scrimped and scraped, and when Prohibition came, he sold some of the bonded medicinal whisky, you know?
Babam hep çok tutumlu davrandı. İçki yasakları başladığında da, tıbbi amaçlı viskinin bir kısmını el altından sattı. Reçetesiz.
Now, for example, the land is bonded.
Şimdi, örnek olarak, toprak öldü.
- That's bonded liquor, Clyde.
- O son şişem, Clyde.
I drank half a bottle of bonded corn in little sips, so I'm drunk as I can be.
Yudum yudum yarım şişe viski içtim yani oldukça sarhoşum.
- I'd be at the country club, drinking bonded bourbon.
- Şehir kulübüne gidip iyi bir bourbon içerdim.
She got used to bonded bourbon, I robbed a bank.
Kadın pahalı viskilere alışmıştı.
Uncle Matthew bonded bourbon.
Matthew Amca mısır viskisi.
I've been bonded for ten years.
10 yılda ödememiz gereken bir borç vardı.
They come from the New Orleans Bridge Club... and they've been bonded by the steward.
New Orleans Briç Kulübü'nden geliyor. İdare mühürlü.
You " ve got my gilt-edged, triple-bonded guarantee... Lieutenant.
Benden sana güvenilir, üçlü düğümlü bir garanti, yüzbaşı.
We are bonded to each other in our hearts
Birbirimize kalpten bağlıyız.
Oh, I'm a bonded slave of the education department.
Eğitim Bakanlığı'na bağlı bir köleyim.
I deal in bonded goods.
KaçakIa is yaparm.
The ship is completely bonded together... and the charge was dissipated harmlessly.
Geminin her parçası birbirine bağlı ve elektrik yükü güvenli bir şekilde boşaltıldı.
Where's the Old Bonded, Crutch?
Bizim Old Bonded nerede Crutch?
A monitor is a bonded employee of this department.
Gözlemci bu departmanın sözleşmeli çalışanıdır.
You bonded him.
İçeriden sen çıkarmıştın.
Yeah, I bonded him once.
Evet, onu bir kere çıkardım.
It's a finish bonded into the molecular structure of a new substance.
Yeni bir maddenin moleküler yapısına eklenmiş bir tür cila.
The formula for KITT's Molecular Bonded Shell.
KITT'i koruyan moleküler bileşimin formülü.
Stealing the formula for your Molecular Bonded Shell.
Senin koruyan moleküler bileşimin formülünü çalması.
I know that you have the formula for KITT's Molecular Bonded Shell.
Formülü eline geçirdiğini biliyorum. KITT'in dış görünüşünü koruyan molekler bileşimi.
The Molecular Bonded Shell.
Moleküler koruma bileşimi.
Michael, are you absolutely positive that this Goliath was equipped with the Molecular Bonded Shell?
Michael, bu Goliath'ın moleküler koruma bileşimli zırhla donatıldığından gerçekten emin misin?
My comprehensive configuration analysis indicates a potential weak spot in the Molecular Bonded Shell at the point where the tractor and trailer connect.
Yapılandırmasını kapsamlı olarak incelediğimde, moleküler koruma bileşimli zırhında olası bir zayıf nokta belirledim. Ön bölümüyle arka bölümünün bağlandığı yerde.
It's a bonded warehouse.
Bir gümrük antreposu.
- No, this is the bonded area.
- Hayır, burası antrepo bölümü.
I'd had my teeth bonded. I was irresistible.
Dişlerimi yaptırmıştım ve karşı konulmazdım.
Tastes like 6-year-old bonded.
6 yıl ambarda saklanmış gibi tadıyor.
We have bonded and our families are stronger.
Biz bağlandık ve ailelerimiz daha da güçlü oldu.
Don't let anybody touch your bags unless you know that person is bonded.
Görevli olduğunu bilmediğin birinin eşyalarına dokunmasına izin verme.
I'm bonded, which is your good fortune.
Ama ne şanslısın ki, ben görevliyim.
Whoever works for him for a few days becomes bonded.
Hayır. Kim birkaç gün, onun için çalışırsa, ona bağlı olur.
You are fully bonded and licensed by the city, aren't you, Mr. Plow?
Valilik tarafından bu iş gerekli tüm izinleriniz var değil mi Bay Puluk?
For a metamorph there's no greater pleasure, and no greater wish than to bond with that kind of mate as I've bonded with you.
Bir metamorf için daha büyük bir zevk yoktur bu tarz bir eşle bağ kurmaktan daha güzel bir şey yoktur tıpkı sana bağlandığım gibi.
Having bonded with you, I've learnt the meaning of duty.
Sana bağlanmak, görevimin anlamını öğrenmemi sağladı.
If you'd read my study, you'd know this is how heterosexual men bonded.
Araştırmamı okusaydın, heteroseksüel erkeklerin dostluğunun böyle olduğunu bilirdin.
They're bonded to me.
Onlar bana bağlıdır.
We've never bonded.
We've never bonded.
That's why the weapon bonded to him, not us.
Silah bu yüzden bize değil, ona yerleşti.
We've bonded.
Aramızda bir bağ kuruldu.
If we begin, we must stay bonded for six days.
Eğer başlarsak, altı gün boyunca birbirimize bağlı olarak kalmamız gerekecek.
His blood cells have bonded with metallic nuclei.
Hücreleri metalik çekirdekler ile birleşmiş durumda.
I feel we're bonded in our hate for this she-demon.
Bu dişi şeytana duyduğumuz nefret bizi birbirimize bağlıyor.
You two are bonded.
Siz ikiniz birbirinize bağlanmışsınız.
If you shoot me then you and I will be bonded forever.
Beni vurursan sen ve ben sonsuza dek bağlanmış olacağız.
Don't worry, he's bonded.
Endişelenmeyin, o sadıktır, bağlıdır.
- Oh, please. It's not like I've never bonded with a life-form, lieutenant.
Oh lütfen, teğmen sanki daha önce Bir yaşam formuyla iletişim kurmamışım gibi.
Yes, yes, we know. You've bonded beautifully with creatures on nine different systems.
Evet, biliyoruz dokuz farklı sistemden Güzeller güzeli yaratıklarla iletişim kurdun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]