Boston p traducir turco
154 traducción paralela
Belonged to my grandmother when she worked for the Boston P. D.
Boston Polisi'nde çalıştığı dönemde büyükanneme aitti.
Boston P.D. found the body of a guy in the woods behind McGill's.
Boston polisi, McGill's'in arkasında bir erkek cesedi bulmuş.
He's Boston P.D.
Boston polisinden.
He made awoke that he should've just joined the Boston P. D... if he was going to travel hallway around the world to become a cop.
Dünya kadar yolu polis olmak için aşmaktansa Boston Emniyeti'ne yazılırdım diye espri bile yaptı.
Remember that corruption scandal in the Boston P. D. about five years back?
Yaklaşık beş yıl önce, Boston Polis Teşkilatı'ndaki rüşvet skandalını hatırlıyor musun?
- Well, then call Boston P.D.
O zaman Boston polisini ara.
When he found out that she made a barrel of dough in oil, he come all the way from Boston just to marry into the family.
Pettinghill Anne'nin petrolden bir servet elde ettiğini öğrenince... sırf aileye damat olmak için ta Boston'dan kalkıp geldi.
It was pretty sweet of him to come from New York to Boston.
New York'tan kalkıp Boston'a gelmesi büyük nezaket.
A man can see further, sir, from the top of Boston State House, and see more worth seeing than from the pyramids, turrets and steeples of all the places of the world.
İnsan Boston Hükümet Binası'nın tepesinden uzaklara bakıp, dünyanın her yerindeki piramit, kule ve çan kulelerinden daha fazla görülmeye değer şeyler görebilir, bayım.
I'm packing up and going home to Boston!
Toplanıp Boston'a dönüyorum!
Our first job is to copy the files of each of the homicides in each of the police departments involved Boston, Cambridge, Lynn, Lawrence and Salem and reconstruct them in master files in these books here.
İlk işimiz Boston, Cambridge, Lynn, Lawrence ve Salem'deki ilgili bütün polis departmanlarından bütün cinayet dosyalarına ait kopyaların burada toplanıp bu klasörlerde birleştirilmesi olacak.
I thought I'd be here by eight p.m. I didn't know I'd fly to Boston, then take a cattle car to New York, and then have to walk in a hurricane!
Sekizde burada olurum sandım, ne Boston'a uçacağımı bilmiyordum, ne de sığır vagonuyla New York'a gelip, kasırgada yaya kalacağımı!
[Man On P.A.] Ladies and gentlemen... five minutes ago at 10.01 this morning... the truce was signed in Panmunjom.
- Onun röntgeni mi? - Evet. Boston'dan bir kalp cerrahı, Kongre Üyesine oğlunu kurtaracak tek kişinin Yüzbaşı John McIntyre olduğunu söylemiş.
Where did you study medicine?
Nerede tıp okudun? Boston'da.
Well, we here at Boston Biocorp we deal in science and medicine, not magic.
Biz Boston Biocorp'ta bilim ve tıp ile uğraşırız..... büyüyle değil.
But that's the beauty of it, that's why you left Boston to come up here and decide between me and Boomer.
Ama güzelliği şurada ki Boston'dan ayrılıp buraya gelme sebebin benim ve Boomer arasında seçim yapmak.
Lieutenant Ambrose, Boston P.D.
Boston polisi, Başkomiser yardımcısı Ambrose.
- I'd prefer not. Well, being that I just showed up at your date the other night...
Boston Fidelity'den arayıp ofis genişletmemizi soruşturan oldu mu?
Did somebody from Boston Fidelity call inquiring about our office expansion?
Boston Fidelity'den arayıp ofis genişletmemizi soruşturan oldu mu?
Now, the good people of Boston will have a place to cavort with fish instead of a place to properly, hygienically, not to mention economically, bury their loved ones.
Artık Boston halkının, sevdiklerini münasip sağlıklı ve ekonomik bir şekilde defnetmek yerine balıklarla hoplayıp zıplayabileceği bir yer var.
Bill, there's other pizza joints in Boston
Bill. Boston'da başka pızzacılar da var.
So you can either stop, give them the sound bite, do the dance, or you hold your head up and walk by, and the next time we're in Boston we'll go out there and we'll work the wall together.
Oraya çıkıp, kısa bir konuşmadan sonra dansını yaparsın ya da başın yukarıda yürüyüp gidersin ve tekrar Boston'a geldiğimizde oraya birlikte çıkar ve canlarına okuruz.
So the only thing we can do is put a potato on a string... and drag it through South Boston.
Tek yapmamız gereken bir ipe patates bağlayıp Güney Boston boyunca sallandırmak.
And I'll have you know thatthere are guys in this town who would give anything tohave me drive over them and then, have me back up and drive over them again! Because, as rare as cute, eligible, decent guys are in Boston, good girls are almost extinct!
Sana şu kadarını söyleyeyim ; bu şehirde onlara çarpıp, geri gidip tekrar çarpmam için her şeyi verebilecek bir sürü adam var.
It's like you couldn't wait to get to Boston so you could drop us and get new friends.
Boston'a geldiğimiz an bizi bırakıp yeni arkadaşlar edinmek için vakit kaybetmedin.
Well he wanted to drop out of USC and move to Boston.
USC'yi bırakıp Boston'a taşınmak istedi.
What am I gonna do, drop out of USC and move to Boston?
Ne yapacaktım ki? USC'yi bırakıp Boston'a mı taşınacağım?
I'll call Boston and give the job to someone else.
Boston'u arayıp, işi başkasına vermelerini söyleyeceğim.
They come 3000 miles from Boston, and you won't see your daughter?
Boston'dan kalkıp 5000 km. geldiler ve kızını görmeyecek misin?
Germany's secret plans from 1903 - to attack the Eastern seaboard with 60 ships and 100,000 men, to shell Manhattan and capture Boston.
1903 yılına ait gizli Alman planları : Doğu kıyılarına 60 gemi ve 100.000 adamla saldırmak Manhattan'ı bombalayıp, Boston'u işgal etmek.
That doesn't mean that you don't belong here.
Ama bu buraya ait olmadığını göstermez. Öyleyse arabaya allayıp Boston'a dönme dürtüsünü duymazdan gelmeliyim. Evet.
And we found the best lip man in Boston. Reputed to be the best.
Araştırıp Boston'daki en iyi dudakçıyı bulduk.
It's not like he drove off in the middle of the night to see Boston or the Atlantic Ocean, right?
Gecenin bir yarısı kalkıp Boston veya Atlantik Okyanusu'na gitmemiştir, değil mi?
A heavy 767. Departed Boston for LA.
Boston'dan kalkıp Los Angeles'a giden bir 767.
Slip and fall in Boston, food poisoning in San Francisco, emotional distress in Detroit.
Boston'da kayıp düşme, San Francisco'da gıda zehirlenmesi, Detroit'te duydusal stres.
Missin'out of South Boston, Virginia.
Güney Boston, Virginia'da kayıp.
And you went to BU, then Tufts for med school.
Evet. Sen de Boston Üniversitesi'nde, ve sonra da tıp fakültesi.
He came down from boston to stay with me and help out.
Benimle kalıp bana yardımcı olmak için Boston'dan kalkıp geldi.
He owes it to his teammates and the fans of the Boston team to play it and lay it on the line.
Ne yapıp yapıp maçı kazanmalı. Bunu takım arkadaşlarına ve tüm Bostonlulara borçlu.
- He couldn't handle living in Boston... and not being able to call himself a Harvard man.
- Boston'da yaşayıp kendisine Harvard'lı diyememeye dayanamıyormuş.
From Dartmouth College, where he is soon to graduate he will, with your continued support matriculate at Boston University Medical School.
Yakında mezun olacağı Dartmouth Koleji'nden sizin de devam eden desteğinizle, Boston Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne yazılacak.
House is applying for a job in Boston.
House'un Boston'da iş başvurusu yapıp yapmadığını öğrenememiş.
And even if you can make it to Boston, are you going knock on the door and say to Mrs. Bell, "Big fan of your husband. " Can I come in and watch him invent the telephone? "
Oradan Boston'a gitsen bile kapıyı çalıp Bell'in karısına "Kocanızın büyük bir hayranıyım telefonu icat ederken onu izleyebilir miyim?" mi diyeceksin?
That time, I even told him the'Boston'over the doorway was spelled wrong It's not P, it's B
Hatta kapıdaki "Boston" un yanlış yazıldığını da söylemiştim P değil, B olmalı.
I am prepared to raise 1,000 men, subsist them at my own expense and march them myself to the relief of Boston.
1000 adam hazırlayıp, onların tüm ihtiyaçlarını kendim gidermeye onları Boston halkının yardımına göndermeye hazırım.
General Howe elected to depart Boston in peace rather than lay waste to the city.
General Howe Boston'u barış ortamı içindi bırakmak için seçilmişti yakıp yıkmak için değil.
Maybe we should just bite the bullet and go to Boston.
Belki de parayı bastırıp Boston'a gitmeliyiz.
I heard when they did the domino at Boston Gen the residents got to keep one of the dead kidneys in a jar as a souvenir.
Boston Hastanesi'nde domino yaptıklarında asistanların ölü böbreklerden birer tane alıp hatıra olarak bir kavanozda sakladıklarını duymuştum.
He also wanted to know if you've been using their cruiser on your trips to Boston.
Ayrıca, Boston gezin sırasında kruvazörlerini kullanıp kullanmadığını öğrenmemi istedi.
You can start the morning in Boston, stop in Dallas over lunch, and finish the day in San Francisco, all for the price of a T1 line.
Güne Boston'da başlayıp Dallas'ta öğle yemeği yer, günün sonunda San Francisco'da olabilirsiniz. Bedeli sadece T1 hattı parası.
Maybe we should just bite the bullet and go to Boston.
Belki de paraya kıyıp Boston'a gitmeliyiz.