Brutus traducir turco
689 traducción paralela
I imagine that's what Brutus told Caesar, when Caesar said,
Sezar, "Brütüs, Kleopatra isminde genç bir mısırlı bayan ile tanıştım."
"Brutus, I've just met a little Egyptian girl by the name of Cleopatra. " She's driving me crazy. "
"Beni deliye çeviriyor" dediğinde Brütüs da ona aynı bu cevabı vermiş.
I was killed in the Capitol.
Sarayda öldürüldüm. Brutus öldürdü beni.
Brutus killed me. It was a brute part of him to kill so capital a calf there.
Böyle bir saray öküzünü öldürmek ne canavarlık!
Don't worry about this Marcus Brutus, whoever he is.
kim olursa olsun, Marcus Brutus hakkında endişelenme.
"Liberty, Equality, Fraternity, by Marcus Brutus."
"özgürlük, eşitlik, kardeşlik, yazan : Marcus Brutus."
I'm Marcus Brutus.
ben, Marcus Brutus'um.
- Marcus Brutus must go into hiding.
- Marcus Brutus saklanmalı.
You know, he's good this Marcus Brutus.
Marcus Brutus'un bu işte iyi olduğunu biliyorsun.
This man calls himself Marcus Brutus.
bu adam kendini Marcus Brutus olarak tanıtıyor.
So they mistook you for Marcus Brutus.
sizi, Marcus Brutus ile karıştırmışlar.
I would've done no less for Marcus Brutus himself.
Marcus Brutus'un kendisi için daha azını yapamazdım.
And the title used by Marcus Brutus :
ve Marcus Brutus tarafından kullanılan başlık :
I look forward to making it to this Marcus Brutus... when I catch up with him, but I doubt he has the stomach for an encounter.
Marcus Brutus'la buluştuğumda bunu ona söylemeyi dört gözle bekliyorum... fakat bu konuyla yüzleşmek için cesaretinin olup olmadığı hakkında şüphelerim var.
But first, shall we step into the garden, Marcus Brutus?
bahçeye geçelim mi, Marcus Brutus?
That Doutreval would never refuse a friend of Marcus Brutus.
Doutreval'ın, Marcus Brutus'un arkadaşını asla reddetmeyeceğini.
Yet you were a friend of Marcus Brutus.
ama yine de Marcus Brutus ile arkadaştınız.
Brutus, I do observe you now of late. I have not from your eyes that gentleness and show of love as I was wont to have.
Brutus, bu son günlerde bakıyorum da sana gözlerinde o eski tatlılığı, dostluğu göremiyorum bana karşı.
Nor construe any further my neglect than that poor Brutus with himself at war forgets the shows of love to other men.
İlgisizliğime başka anlam verme. Zavallı Brutus kendi kendiyle savaşıyor,.. ... başkalarına sevgisini gösteremiyor, de.
Tell me, good Brutus, can you see your face?
Sevgili Brutus, sen kendi yüzünü görebiliyor musun?
'Tis just. And it is very much lamented, Brutus, that you have no such mirrors as will turn your hidden worthiness into your eye, that you might see your shadow.
Çok doğru, işte onun için de Brutus, sana gizli değerlerini gösterecek kendi görüntünü yansıtacak aynalar olmayışından yakınıyor herkes.
I have heard where many of the best respect in Rome, except immortal Caesar, speaking of Brutus and groaning underneath this age's yoke, have wished that noble Brutus had his eyes.
Ben Roma'da, ölümsüz Sezar'dan başka en ileri gelenlerden çoğunun Brutus lafını ettiğini duydum. Boyunduruk altında geçirdikleri bu kötü günlerden yakınarak soylu Brutus gözlerini açsa, dediler bana.
Therefore, good Brutus, be prepared to hear.
Canım Brutus, beni dinleyeceksin öyleyse.
And be not jealous on me, gentle Brutus.
Benden kuşkulanma sakın Brutus.
I know that virtue to be in you, Brutus, as well as I do know your outward favor.
İçindeki bu yiğitliği görüyorum Brutus, yüzünün çizgilerini gördüğüm kadar.
The fault, dear Brutus, is not in our stars, but in ourselves, that we are underlings.
Uşak gibi yaşıyorsak sevgili, Brutus, suç yıldızlarımızda değil, kendimizde.
Brutus and Caesar.
Brutus ve Sezar...
Brutus will start a spirit as soon as Caesar.
Brutus adı da coşturur ruhları Sezar'ınki kadar.
O you and I have heard our fathers say, there was a Brutus once that would have brooked the eternal devil to keep his state in Rome as easily as a king.
Sen de ben de babalarımızdan duymuşuzdur. Bir zamanlar öyle bir Brutus varmış ki Roma'da bir kral olacağına, dermiş, Şeytan devlet kurup otursun başına.
Brutus had rather be a villager than to repute himself a son of Rome under these hard conditions as this time is like to lay upon us.
Zamanın sırtımıza yükleyecek gibi göründüğü bu ağır baskılar altında Brutus kendini Roma'nın bir oğlu saymaktansa köylü olmayı yeğ görür.
I am glad that my weak words have struck but thus much show of fire from Brutus.
Sevindim, şu cılız sözlerim Brutus'ta bir kıvılcım olsun tutuşturdu demek.
Well, Brutus, thou art noble, yet I see thy honorable metal may be wrought from that it is disposed.
Evet Brutus, soylu bir insansın sen. Ama görüyorum ki sendeki değerli öz işlenip başka yöne çevrilebilir.
Caesar doth bear me hard, yet he loves Brutus.
Sezar sevmiyor beni, ama Brutus'ü seviyor.
If I were Brutus now and he were Cassius, he should not humor me.
Ben Brutus olsaydım, o da Cassius olsaydı böylesine hor görebilir miydi Sezar beni?
I will this night, in several hands, in at his windows throw, as if they came from several citizens, writings all tending to the great opinion that Rome holds of his name, wherein obscurely Caesar's ambition shall be glanced at.
Bu gece değişik mektuplar atacağım Brutus'un evine başka başka yurttaşlardan geliyormuş gibi. Hepsinde Roma'nın neler beklediği belirtilecek onun ünlü adından. Bu arada gizliden gizliye yükselme tutkularına da değinilecek Sezar'ın.
Cassius, if you could but win the noble Brutus to our party...
Ah Cassius, soylu Brutus'u de aramıza bir katabilsen.
Good Cinna, take this paper, and look you lay it in the praetor's chair, where Brutus may but find it, and throw this in at his window, set this up in wax upon old Brutus'statue.
Al şu kağıdı,.. ... adliyede, yalnız Brutus'un bulabileceği bir yere koy. Şunu da penceresinden atıver.
Is Decius Brutus and Trebonius there?
Decius Brutus'la Trebonius oradalar mı?
Now, Casca, you and I will yet ere day seek Brutus at his house.
Gel Casca, biz de seninle, gün ağarmadan Brutus'u bir daha görelim evinde.
"Brutus, thou sleep'st. " Awake and see thyself.
" Brutus, sen uykudasın, uyan, kendine gel.
"Brutus, thou sleep'st. Awake!"
"Brutus, sen uykudasın, uyan."
O Rome, I make thee promise. If the redress will follow, thou receivest thy full petition at the hand of Brutus.
Ey Roma, böyle kurtulacaksan, sana söz, Brutus her dileğini getirecek yerine.
Good morrow, Brutus.
Günaydın Brutus.
- This, Decius Brutus.
- Bu Decius Brutus.
We'll leave you, Brutus.
Seni artık yalnız bırakalım Brutus.
You've ungently, Brutus, stole from my bed, and yesternight at supper you suddenly arose and walked about musing and sighing with your arms across.
O nasıl kaçıştı öyle yatağımdan? Dün akşam da öyle birdenbire kalktın yemekten. Başladın bir aşağı bir yukarı dalgın dalgın uflaya puflaya dolaşmaya kollarını göğsünde kavuşturup.
It will not let you eat, nor talk, nor sleep. And, could it work so much upon your shape as it hath much prevailed on your condition, I should not know you, Brutus.
Ama böyle yemez, konuşmaz, uyumaz olursan iç yüzün böyle değiştirirse dış yüzünü Brutus'u tanıyamaz olurum artık.
Brutus is wise, and were he not in health, he would embrace the means to come by it.
Brutus akıllı insandır, rahatsız olsa iyi olmanın çaresini arar.
What, is Brutus sick? And will he steal out of his wholesome bed to dare the vile contagion of the night, and add unto his sickness?
Nasıl hasta olur da Brutus, sıcacık yatağından gizlice kaçıp gecenin zehirli soluğuna açar ciğerini iyice artırmak için hastalığını?
Is Brutus sick?
Demek Brutus hasta ve iyileşmek için kalkmış üstüne bir şey almadan,..
No, my Brutus.
Yok Brutus'um, senin kafanda bir şey var.