Bucks traducir turco
12,704 traducción paralela
Take your 60 bucks, shove it up your ass!
- 60 dolarını al ve götüne sok!
But I need 500 bucks.
Ama 500 dolar lazım.
Here, it's for only a thousand bucks.
Bin kağıt sadece.
It's a million bucks.
Bir milyon dolar var.
You got... you got a couple bucks?
Dostum birkaç doların var mı?
- Do you have 20 bucks?
- 20 doların var mı? - Neden?
Ten bucks says he still has it.
Kesin hala ondadır.
We'll pay her 5 bucks a bag.
Ona her bir çanta için 5 dolar ödeyeceğiz.
You look like a million bucks, honey.
Fıstık gibi görünüyorsun, tatlım.
We'll pay her 5 bucks a bag.
Bir çuval için 5 dolar ödeyeceğiz.
I pawned her grandmother's engagement ring for, 20 bucks.
Büyükannemin evlilik yüzüğünü 20 dolara rehin verdim.
Consultation's 200 bucks
Danışmanlık 200 dolar,
I'll give you five bucks a piece.
Tanesine 5 dolar veririm.
I just spent 30 bucks in cab fare, okay?
Taksi ücretine 30 dolar ödedim tamam mı?
I'm about to sell this dude a blunt for 50 bucks.
Şu elemana bir poşet malı 50'ye itelemek üzereyim.
22 bucks?
22 dolar mı?
I can't believe you brought home a Blutbad with 22 bucks.
Eve cebinde 22 dolarla bir Blutbad getirdiğine inanamıyorum.
We can't go anywhere for 22 bucks.
22 dolarla hiçbir yere gidemeyiz.
Twenty bucks says he'll take the bait.
Yirmi dolarına bahse varım yemi yutacak.
That'll be ten bucks. Whoa.
On dolar tuttu.
Ten bucks.
- 10 dolar ver.
I know he's got big bucks, great hair, and an awesome car.
Paralı, harika saçları ve süper arabası olan bir adam olduğunu biliyorum.
60 bucks says you can't remove one glass without knocking the whole thing over.
60 kâğıdına, bardakları devirmeden içlerinden birini alamazsın.
100 bucks says I can jump from the roof and survive.
- 100 kâğıdına, çatıdan atlayıp, hayatta kalabilirim.
Withdrawing 3,000 bucks from a small branch in a little town might be memorable, right?
Ufak bir kasabadaki ufak şubeden çekilen 3000 dolar hatırlanır.
Ten bucks says it isn't anymore.
10 dolarına bahse girerim hala burada değildir.
Think I owe Laurel 50 bucks.
Laurel'a 50 dolar borcum var.
So... We're done here, we get to keep louis, And I'll give you eight bucks for the gift card.
Burada işimiz bitti, Louis bizde kalacak, hediye kartın için de sekiz dolar veririm.
You're hacking into a site that charges for reservations to save the 20 bucks.
20 dolar kar etmek için, yer ayırmaya para alan...
Yeah. The jewelers, they won't even open it for less than 500 bucks.
Kuyumcular sadece açmaya 500 papel istiyor.
Nine bucks.
Dokuz dolara.
I don't know, maybe nine bucks was a fortune when her grandmother bought it.
Bilmem. Belki büyükannesi aldığında dokuz dolar büyük paraydı.
Nine bucks or a million, it means a lot to her.
Dokuz ya da bir milyon dolar. Onun için anlamı büyük.
Yeah, or maybe they don't invest a million bucks in you if you've got holes in your jeans.
Evet, belki kotunda delikler varsa milyon dolarlık yatırım yapmıyorlardır.
Yes, I just won 20 bucks from Grandma.
Evet, anneannemden 20 kağıt kazandım.
200 bucks a ticket.
Biletler 200 dolar.
Just trying to make a couple extra bucks.
Sadece biraz para kazanmaya çalışıyorum.
How's a million bucks sound?
1 milyon dolar iş görür mü?
Tell him you threw away his stupid duck, then give him 20 bucks to buy a new one.
O aptal ördeği çöpe attığınız söyleyin yenisini alması için de eline 20 dolar sıkıştırın.
He's only interested in big men. Ones who are hard to take down, like the big bucks in the wild.
İri yarı, indirmesi zor olan adamlar ilgisini çekiyor vahşi hayattaki büyük hayvanlar gibi.
Like one guy would withdraw cash and the other one would deposit the exact same amount, sometimes as low as 200 bucks, a couple times as high as 2,000.
Biri para çekiyor ve diğeri de aynı miktarda para yatırıyor gibi. Bazen 200 dolar kadar az, bazen de 2000 dolar kadar çok.
And Plan B pill's only, like, 40-something bucks, so that's 60 bucks that I get to keep.
Ve ertesi gün haplası sadece, 40 dolardı galiba, 60 dolarda ben de kaldı.
There's 150 million bucks in an account.
Bankada 150 milyon var.
Now I need 5 black bucks, 5 pence a day, don't show your face unless you're big and strong!
Şimdi, günlük 5 sente çalışacak, 5 zenciye ihtiyacım var. yapılı ve güçlü değilseniz yüzünüzü bile görmeyim.
He was just trying to be one of the big boys, make a few bucks.
Sadece büyük adam olduğunu ispatlamak ve bir kaç kuruş kazanmak istiyordu.
Are we really not gonna talk about the 20 bucks you owe me?
20 kağıt borcundan bahsetmeyecek miyiz?
- 2 million bucks is pocket change.
- 2 milyona ceketini değiştirmezler.
Dave, you owe me 20 bucks.
Dave, bana 20 papel borçlusun.
That was, like, 70 bucks.
Elindeki 70 dolardı.
- Man : You owe me 100 bucks.
Harika!
- You owe me 20 bucks.
- Asıl sen bana 20 papel borçluydun.
bucks an hour 52
bucks each 23
bucks for it 18
bucks a pop 43
bucks a month 32
bucks a day 18
bucks a week 35
bucks each 23
bucks for it 18
bucks a pop 43
bucks a month 32
bucks a day 18
bucks a week 35