Buff traducir turco
796 traducción paralela
- Harold wants blind man's buff.
- Harold körebe istiyor
You had to make me play blind man's buff!
Ama sen beni körebe oynattın!
- Blindman's buff.
- Körebe.
- Blindman's buff?
- Körebe mi?
- I thought you was a morgue buff.
- Seni morg meraklısı sandım.
- Buff?
- Meraklı mı?
The truth is, he'd recently found a way to buff that sheen.
Aslına bakılırsa, yanaklarının yeniden kızarmasını sağlamanın yolunu bulmuştu.
- Hi, Buff.
- Selam, Buff.
Are you ready, Buff?
Hazırmısın, Buff?
- Ready again, Buff?
- Hazırmıyız tekrar, Buff?
Clean it up, sand it down, buff it off.
"Temizleyin, zımparalayın, beyazlatın"
Excuse me, sir, playing blind man's buff with the kids.
Özür dilerim, efendim. Çocuklarla körebe oynuyorduk da.
Can I go and play a game of Blindman's Buff?
Gidip körebe oynayabilir miyim?
Please. - Who's playing blind man's buff?
- Körebe oynayalım mı?
And, Buff, something from England.
Buff, bu da İngiltere'den.
- Aw, what's bothering you, Buff?
- Seni rahatsız eden ne, Buff?
I'm worried about Buff.
Buff için endişeleniyorum.
The door's open, Buff.
Kapı açık, Buff.
Oh, you're a beautiful girl, Buff.
Sen çok güzel bir kızsın, Buff.
Now you stay away from Buff.
Buff'dan uzak duracaksın.
She advanced Buff $ 25 to become a bonbon.
Buff'a bonbon olması için 25 dolar vermiş.
Buff?
Buff mı?
Who's Buff?
O da kim?
Hello, Buff.
Merhaba, Buff.
I'm sorry, Buff.
Üzgünüm, Buff.
- You're a big jazz buff, aren't you?
- Jazz hayranısın, değil mi? - Biraz.
He's a car buff.
Araba meraklısı.
Blindman's buff play with us Don César?
Bizde saklambaç oynarız Don César?
A Queen of Spain does not play blindman's buff with a gentleman.
İspanyanın kraliçesi bir erkek ile Saklambaç oynayamaz..
Not a Mason, not a buff.
- Ne bir Mason ne bir üyesin.
You're not a buff?
- Üye değilsin.
I am not a buff.
- Üye değilim.
Dr. Willis was a reader. Madam's the film buff.
Dr. Willis bir okuyucuydu, madam ise film hastası.
I caught this big buff right smack in the middle.
O büyük bufaloyu... ... tam boynuzlarının ortasından vurmuştum.
Also, I sleep in the nude, a-buff-o winter and summer, rain or snow, with the windows open.
Ayrıca çıplak uyurum. Yaz, kış, yağmur, kar dinlemem. Camı da hep açık tutarım.
The place where we played Blind Man's Buff, where you fell and cut yourself,
Sen, tek kolunla Prusyalılara katılmak zorunda kaldın.
# It's buff and it's wham, understands?
# Yumruk ve nakavt anlarsınız #
The place where we played blindmars buff, where you fell, and cut yourself.
Körebe oynadığımız yer. Hani düşüp kendini yaralamıştın.
Then I buff it and buff it. Gently.
Ve sonra da cilalarsın nazikçe.
I flipped a quarter trying to decide if I should buff the second-floor hallway first or wash the lab windows.
Yazı tura atıyordum. Önce ikinci kat koridorunu parlatacak, ya da laboratuar camlarını silecektim.
I can't buff your nails, but I can keep you alive.
Tırnaklarını cilalamam ama hayatta kalmanı sağlarım.
It appears you're something of a movie buff.
- Film meraklısı gibisin.
He's so buff.
Çok yakışıklı.
You buff it yourself?
Kendin mi parlatıyorsun?
Okay, I'll come over and buff your body and bring a nice glow to your cheeks.
Tamam, gelip seni güzelce okşarım, yanaklarına renk gelir.
This game is similar to blind man's buff.
Bu oyun kör adamın tutkusuna benzer.
I took the Queen's shilling and was posted out to India with the Third Buff's.
Kraliçe'nin şilinini aldım, ve Third Buff aracılığıyla Hindistan'a postaladım.
They'll be able to buff this out.
Bunu rahat düzeltirler.
Okay. The scene is between a wayward, young, rodeo buff, Bo- - that'd be me- - and, uh, the sexy showgirl, Cherie.
- Sahne dik baþlý, genç rodeocu Bo bu benim, ile seksi revü kýzý Cherie, bu da sizsiniz, arasýnda.
I'd like to shove that up your nose, pull it out your mouth a couple times, and buff up your sinuses for you.
Burnundan sokup ağzından çıkararak sinüslerini temizlemek.
Didn't the old ones used to be buff coloured?
- Eskileri kesekâğıdı rengi miydi?