English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ B ] / Bunker

Bunker traducir turco

1,864 traducción paralela
The entrance to the bunker is in the back.
Yeraltı sığınağının girişi arkada.
This bunker is made of lodestone, which naturally emits a low-frequency form of electromagnetic radiation.
Bu yeraltı sığınağı mıknatıs taşında yapılmıştır, doğal olarak alçak frekanslı bir elektro manyetik radyasyon yayar.
No offense to your people, ma'am, but there's no way we have enough men to bust a guy out of an underground bunker.
Adamlarınız alınmasın ama bayan, elimizde bir yeraltı sığınağından bir adama çıkarmak için yeterli adam yok.
This used to be an old Nazi bunker.
Burası eskiden bir Nazi yeraltı sığınağıymış.
Occupy the explosives bunker!
Patlayıcı deposunu işgal edin!
He's got a bunker in Willard's woods by some hay bales.
Willard ormanlarında yapraklarla kaplanmış gizli bir yeraltı sığınağı var.
Okay, someone should drive up to the bunker just in case they have to get out of there fast.
Ne olur ne olmaz diye birimiz sığınağa gitmeli arabayla. Onları oradan hızlıca çıkarmalıyız.
He never came out of his room, that we called the bunker.
Sığınak dediğimiz odaya hiç gelmedi.
Thanks for telling us that after we get trapped in a bunker with no air circulation.
Bunu bize söylediğin için sağol. Hava dolaşımı olmayan bir kömürlükte tuzağa düştükten sonra.
Nope, you can forget about You must be in the bunker.
Maalesef bunu unut. Sığınakta olman gerekiyor.
I have a whole company, which freeze your ass of in the bunker there.
Orada sürekli kıçı donmakta olan, bir birliğim var.
It appears to be some sort of bunker.
Bir tür yeraltı sığınağına benziyor.
It's not a bunker.
O sığınak değil.
- The bunker complex.
Sığınak karmaşası. Ulaşan kral olur.
You left a small sand bunker under your chair after your last investigation.
Son araştırma işinden sonra sandalyenin altında küçük bir kum tepeceği bıraktın.
I labeled it a probable terrorist communications bunker.
Muhtemel bir terörist iletişim sığınağı olarak etiketledim.
Thorium's in a Swiss military bunker.
Toryum, İsviçre askeri sığınağında.
To the bunker!
Sığınağa!
Listen, you guys are gonna have to go to the bunker.
Dinleyin, sığınağa gitmeniz gerekiyor.
Take him to the bunker. Uh, Jacob, help the M.P.
Jacob, inzibata yardım et.
He's got a bunker under the rockies.
Kayalıkların altında sığınağı var.
We found reports that your company was developing tactical nuclear warheads for bunker-busting bombs. Where?
Şirketinizin sığınak delen bombalar için nükleer başlık geliştirdiğine dair raporlar bulduk.
Tenth bunker.
Onuncu mevzi.
There's a bunker under the trees.
Ağaçların altında bir sığınak var.
Your target is the bunker 25 clicks north of the Georgian border. Where we believe Latif is located.
Sizin göreviniz, Latif'in bulunduğuna inandığımız Gürcistan sınırının 25 kilometre kuzeyindeki bu sığınak.
We have what appears to be a communications bunker.
- Burası iletişimin sağlandığı sığınakmış.
I was impressed by your moves at Bunker Hill.
Bunker Hill'deki hareketlerinden etkilendim.
I was in a pretty deep bunker, so I couldn't really hear what was going on.
Yeraltında bir odadaydım, dışarıda neler olduğunu pek duyamadım.
I knew there'd be casualties, but at the moment the door to my bunker blew in, I still didn't know which side had won.
Ölenler olacağını biliyordum ama odanın kapısı patlatılana kadar kimin kazandığını bilmiyordum.
Hit every bunker and had to listen to fisher brag about his fourth wife who used to be a stripper and can only get off when she takes it up the "tuchus."
Topu bütün çukurlara soktum ve Fisher'ın tantanalarını çektim. Dördüncü eşi eskiden striptizciymiş de sadece götten verince orgazm olurmuş.
It was built as a bunker during World War II.
İkinci Dünya Savaşı sırasında sığınak olarak inşa edilmişti.
It's time to get in the bunker.
- Sığınağa girme vakti geldi.
Well, Dee got us all worked up about the computers taking over mankind and then she had us build this bunker.
Dee, bilgisayarlar insanlara hükmedecek diye hepimizi galeyana getirip bize bu sığınağı yaptırdı.
Here, come check out the bunker.
Hadi, sığınağa bakalım.
What the hell? What the hell happened to the bunker?
Sığınağa ne olmuş böyle?
We, uh, we raided the bunker directly after Y2K.
Y2K'den sonra sığınağı talan ettik.
Uh, you've probably been banging in the bunker, right? Guilty.
Sığınakta ceviz kırıyordun, değil mi?
The bunker is for emergencies.
- Öyle mi? - Garip olmuş.
All right, let's go to the bunker... bunker.
Sen önden git. Doğrultma.
Yeah. Yeah. You trying to get these girls down to the bunker, or...?
Kızları sığınağa mı atmaya çalışıyorsun?
Yeah, we got a sweet bunker, too. It's, like, so secure, people can't get in or out if we don't want'em to. Yeah, well...
O kadar güvenli ki biz istemezsek kimse girip çıkamaz.
If you want to entice these ladies, you got to talk about the bunker, you got to lead with the bunker...
Kadınları ayartmak istiyorsan sığınaktan bahsetmelisin. Konuya oradan gir. Olmaz.
You end with the bunker, or you don't talk about the bunker at all.
Hatta hiç bahsetme. Dalga mı geçiyorsun?
I come down the bunker sometimes when it rains.
Bazen yağmur yağdığında sığınağa geliyorum.
Frank, we are coming right back here after we drop him off, to be where we are safe in the bunker where we belong, okay?
Frank, onu bırakıp hemen buraya geri döneceğiz.
Let's get her back to the bunker, right?
Bir fikrim var. Onu sığınağa götürelim.
You're gonna catch cold and then everyone's going to get sick in the bunker.
Dışarısı buz gibi. Üşüteceksin sonra sığınaktaki herkes hasta olacak.
No, n-n-n-no, I'm not getting stranded in the bunker with no supplies.
Erzaklarla mı? Hayır, olmaz. Sığınakta erzaksız kalmayacağım.
Goddamn it. I have a bunker.
- Kahretsin!
Bunker, what bunker?
- Sığınak mı? Ne sığınağı?
Let's just get to the bunker.
Hemen sığınağa girelim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]