Burst traducir turco
2,986 traducción paralela
I mean, it's like this burst of energy, and I just knew I could do it.
Demek istediğim, bir enerji patlaması gibi ve birden yapabildiğimi anladım.
He had to burst into the courtroom on his big, white horse.
Büyük, beyaz atıyla mahkemeden içeriye fırladı.
His brain is about to burst out of his skull.
Beyni kafatasından çıkmak üzere.
You'll burst my bubble?
Dilime biber mi değer?
But then, the next morning, upon learning that Ted had not tasted of Honey's sweet nectar, her joy burst forth like a blossoming flower in spring.
Ama ertesi sabah Ted'in Canım'ın tatlı şerbetinden tatmadığını öğrendiğinde neşesi baharda filizlenen çiçekler gibi ortaya çıkmış.
Earlier today, I burst into tears...
Sabah öyle bir gözyaşlarına boğuldum ki- -
What no one knows is that the satellite broadcasted a seven-second communications burst... a message into deep space... and self-destructed.
Çoğunuz olayı örtmek için medyaya verdiğimiz hikayeyi görmüşsünüzdür. Fakat kimse uydunun 7 saniyelik bir iletişimde bulunduğunu bilmiyor uzayın derinliklerine bir mesaj gönderdi ve kendi kendini imha etti.
You all took it away when you burst in.
Hepiniz içeri daldığınız zaman işi elimden aldınız.
Did we burst in, or were we just pawns in the jacket's game?
İçeri mi daldık yoksa bizler sadece ceketin oyunundaki birer piyon muyduk?
Yes. I mean, when Constable Valgo and cousin Shterp burst. Into that cabin to tell the Horrigans that...
Polis memuru Valge ve kuzeni Shterp'ün, Horrigans'a, büyükbabası Dolph'un körfeze atıldığını söylemek için kulübeye bir anda dalması çok üzücü.
It's like his face burst from within.
Sanki yüzü içeriden patlamış gibi.
I'm about to burst.
Çatlayacağım vallahi.
I'll tell you what I saw... that schmuck burst into the room when Hugo was in the can with his pants down.
Sana ne gördüğümü söyleyeyim o pislik odaya daldı. Tam Hugo tuvalette pantolonunu indirmişken.
Of course I mind! In fact, I'd give you a smack if I didn't want to kiss you so much I could burst.
Aslında, seni şu anda çok öpmek istemesem bir tane tokat atardım.
If you wanna get him in here, just crinkle a bag of potato chips. He'll burst through that door like the kool-aid man.
Buraya gelmesini istiyorsan patates cipsi paketini hışırdat ve o kapıdan Kool-Aid adamı gibi girsin.
Bo kneed him in the face. His eye burst.
Bo adamın suratına diz atınca gözü patladı.
Makes you want to burst into song, Woods.
Bir şarkı söylemeye başlamana neden oluyor gibi, Woods.
He's burst in wearing a clown mask, slashed a load of paintings with a flensing knife.
Palyaço maskesiyle mekana dalmış. Bir sürü resmi bıçakla kesmiş.
damn... not good to burst a dam we quickly back not Conan have not come
Lanet olsun! - Eyvah! Baraj çökecek!
Hey it shares water breath, then burst into the village, the village happens ah... that would be incredible you say ah we will understand how do not want the whole village will be flooded... eh!
Bu suyun hepsi bir anda vurursa köye ne olur? Çok kötü olur! Kötü olacağının biz de farkındayız!
Now, you know, Buster. She just burst into tears.
Ve, Letafet de gözyaşlarına boğuldu.
He displays unusual strength and burst of hostility requiering that he be constantly restrained.
Alışılmadık bir güç ve düşmanlık sergiliyor bu yüzden surekli kontrol altında tutulmalı.
About to burst?
Yapıyor musun?
Your burst the fucking condom!
Lanet olası kondomu patlattın!
I found your name... but I need to know who you are and what you do lt feels like my head is going to burst...
Adını buldum... Ama senin daha ne iş yaptığını ve kim oldugunu öğrenemedim. Çıldırmak üzereyim..
My head will burst!
Kafam patlamak üzere!
But the arteries in the brain can burst and cause bleeding.
Ama beyindeki hasarlı bir damar, beyin kanamasına sebep olabilir.
This is where stars are born, a nebula - a stellar nursery, where new stars burst into life.
Burası yıldızların doğduğu yer : bir nebula. Bir yıldız doğum evi, yıldızların yaşama gözlerini açtığı yer.
Coup de Burst!
Coup de Burst!
I'm so excited I could burst into a million pieces.
Çok heyecanlı. Şu anda parça parça oldum.
Two hundred million years after the Big Bang, the first stars in the cosmos burst into life.
Big Bang'ten 200 milyon yıl sonra, evrendeki ilk yıldızlar yaşama gözlerini açtı.
The warehouse burst into flames.
Depo alevler içinde kaldı.
I got around it with a localized E.M. burst.
Elektromanyetik bir tabancayla üstesinden geldim.
It's a passive-burst transmitter.
Pasif çalışan bir alıcı.
He told me that she burst into flames and died.
Vücudunun alevler içinde kalıp öldüğünü söyledi bana.
I swear the bomb will burst soon.
Yemin ederim bomba yakında patlayacak.
I'm kind of surprised you haven't burst into flames.
Cayır cayır yanmamana şaşmalı.
My heart almost burst.
Yüreğim neredeyse yanıyor.
Imagine two photons race out of a gamma-ray burst 10 billion light-years away.
10 milyar ışık yılı uzaktaki bir gamma ışını patlamasında yarışan iki foton hayal edin.
The gamma-ray burst data from Fermi will come in over the next few years.
Gamma ışını patlamaları birkaç sene içinde Fermi'den gelecek.
Oh, that system hasn't worked since a pipe burst a year ago and flooded the basement.
Geçen yıl bir boru patlayıp, bodrumu su bastığından beri sistem çalışmıyor.
I miss you so much. I feel like my heart will burst in my chest.
Size o kadar hasretim ki kalbim yerinden çıkacak.
You burst out crying.
- Sen ağlamaya başlamıştın.
When they collide, they annihilate and burst out as an intense shower of energy into our 3-D Universe.
çarpıştıklarında birbirlerini yok ederek, bizim üç boyutlu evrenimizde, yoğun bir'enerji duşu'etkisi yaratabilirler.
As we burst out of the storm and into the sunlight, it was too close to call.
Fırtınadan çıkıp güneş ışığına girerken aradaki fark çok azdı.
- You burst out crying.
- Sen ağlamaya başlamıştın.
Action plan is as follows : You burst into the cafe... remove the safety pin...
Planımız şu, kafeye giriyorsun,... pimi çekiyorsun,... "Vatan için!", diye bağırıyorsun,... el bombasını bara atıyorsun ve koşarak çıkıyorsun, yaşamak istiyorsan, tabi...
not good... the sound is the sound wall began to collapse destroyed hurry up and find a way... dams burst, but is a matter of time dam water, pouring it all at once the whole village will be destroyed
Bu ses hiç hoşuma gitmedi. Dış duvar çatlamaya başladı! Bir şeyler yapmazsam...
♪ Baby, you're a firework ♪... ♪ come on, let your colors burst ♪... Almost. That was a great start.
Neredeyse oldu, harika başladın.
♪ come on, let your colors burst ♪... ♪ make them go, "oh, oh, oh" ♪... ♪ you're gonna leave them falling do-o-wn ♪... ♪ boom, boom, boom ♪...
* Hayatım, havai fişek gibisin * * Hadi, patlat renklerini * * Oh, oh, oh desinler *
♪ as you shoot across the sky ♪... ♪ baby, you're a firework ♪... ♪ come on, let your colors burst ♪... ♪ make'em go, "oh, oh, oh" ♪...
* Oh, oh, oh desinler * * Sen göklere çıkarken * * Hayatım, havai fişek gibisin *