But i don't know him traducir turco
1,544 traducción paralela
I truly loved him once, but since things got so bad, I don't know him anymore.
Bir zamanlar, onu gerçekten severdim ama yaşadığımız kötü şeylerden sonra artık onu tanıyamıyorum.
I know, but I feel like usually you would complain or, I don't know, give him a hard time, but...
Biliyorum ama genelde şikayet eder karşınındakinin burnundan getirirdin.
I don't know, but I think matt brought the war home with him.
Bilmiyorum. Ama sanırım Matt gelirken yanında savaşı da getirdi.
I mean, I don't know about you, but, uh, I've never seen him, you know, break a board or, uh, string a bow.
Demek istediğim, seni bilmem ama, yani, bilirsin, ben onu hiç bi tahtayı ikiye bölerken, aa, ok atarken falan görmedim.
I don't know, but he received a phone call from somebody that night that made him leave his wife.
Bilmiyorum, ama o gece, birisinden karısını bırakması için telefon almış.
I know you don't love him, but I did. And he's coming back tomorrow.
Onu sevmediğini biliyorum, ama aradım ve yarın geri geliyor.
Look, you don't know me but I love him.
Beni tanımıyorsun ama ben onu seviyorum.
# I'd ask him what the matter was # # But I know that he don't talk #
Sorardım derdi ne diye, ama bilirim konuşmaz da
I know that some consider him atonal and all that, but I think they just don't know how to listen, or what to listen for.
Hep dinlerdin.. Ama şu ana kadar sebebini anlamamıştım.
I don't know what could have brought him back to life but he fought at our side and helped bring us a great victory.
Onu neyin yaşama döndürdüğünü bilmiyorum ama bizim yanımızda savaştı ve zafer kazanmamıza yardım etti.
I don't know where to find him, but I can tell you how he found me.
Onu nerde bulabileceğimi bilmiyorum. Ama onun beni nasıl bulduğunu anlatabilirim.
Yeah, I don't know what the hell got into him, but I know I got dance fever.
Sahiden ona ne halt oldu bilmiyorum ama benim dans ateşim yanıyor.
I don't know why they lied about not being with him, but they didn't do it.
İfadelerinde neden beraber olmadıklarını söylediler bilmiyorum ama, onlar yapmadı.
I don't know what it was, but something was holding him back.
Ne olduğunu bilmiyorum ama bir şeyler onu engelliyor gibiydi.
I know you don't think so, but I'm trying to help him.
Senin düşünmediğini biliyorum, ama ona yardım etmeye çalışıyorum.
I don't know, but whoever ratted him out better not show their face below 14th Street again.
Bilmiyorum ama onu her kim ispiyonladıysa suratını bir daha 14. sokağın yanına bile yaklaştırmasa iyi olur.
I don't know who paid him but whatever they paid him, it will be a dump truck full of cash.
Kimden para aldı bilmem ama her kimse, bir kamyon para vermiş olmalı.
I don't know who you think I am, but I don't think I'm him.
Benim kim olduğumu sandığını bilmiyorum, ama bence o değilim.
No, I know you don't know, but if I sent you in there with a body wire, you could provoke him into repeating it, couldn't you, Karl?
Hayır, biliyorum ki, bilmiyorsun, fakat vicudunda kablolarla seni gönderirsem, tekrar sölemesini provike edebilirsin, değilmi, Karl? Aman, Allahım.
I don't know, but I like him.
Bilmiyorum, Ama sevdim onu.
Don't know who, but I feel really sorry for him.
Kim olduğunu bilmiyorum ama ona özürlerimi iletirsin.
I mean, he's my half-brother, but, but I don't know him.
Yani üvey kardeşim. Ama onu tanımıyorum.
But I don't know if that stopped him.
Ama bu onu durdurdu mu, bilmiyorum?
My girlfriend. Yeah but like, you, I don't know, you like hanging out with him better than me it seems sometimes and it's kind of annoying.
Onunla takılmayı bana tercih ediyor gibisin.
- Alright, I don't know how many times I need to beat this into your brain, but I didn't leave him for you, I left him for me.
Bunu kaç kere daha kafana sokmaya çalışmam gerek bilmiyorum ama onu senin için terketmedim. Kendim için terkettim.
I should probably help him out a lot more than I do since he had a heart attack in the spring, and he's not supposed to do too much, but you know, he doesn't listen to anybody. And I'm always afraid I'm gonna find him, I don't know, dead, alone out in front of a cow somewhere or something.
Bu David'in bir çeşit, hobisi, ve ilk baharda kalp krizi geçirdiğinden beri ona daha çok yardım gerekiyor kendini fazla yormaması gerekiyor ama, biliyorsun işte kimseyi dinlemiyor ve, bu yüzden bir gün onu dışarıda tek başına bir ineğin yanında ölü bulmaktan korkuyorum.
I don't know what they belong to, but I called him like they are heart of war. - Jesus Christ, look at that.
Hangi örgütten olduklarını bilmiyorum, ama Yasa dışı olduklarını biliyorum.
I don't know if my Dad's fully caught on yet, but you can tell something's bugging him.
Babam bir şeyler mi yakaladı bilmiyorum ama, Onu rahatsız eden bir şeyler olduğunu anlayabilirsin.
I realised he was most probably trying to seduce me, but, I don't know why, I wasn't the least afraid of him.
Beni baştan çıkarmaya çalıştığını anladım ama ondan niye hiç korkmadığımı bilmiyordum.
Yeah, but then why would he drop him off at the ER? I don't know.
Evet, ama o zaman neden onu Acil Servis'e getirsin ki?
I don't know who thought to invite him to the Association gala, but it will be a great help.
Onu derneğin galasına kim çağırdı bilmiyorum ama, çok faydası olacak.
I don't know where he lives, but that's not the point, I mean... Of all the places that I could have run into him, I ran into him there.
Onun nerede yaşadığını bilmiyorum, mesele de o değil zaten, yani karşılaşabilecek o kadar yer içinden ona orada rastladım.
I don't know if he was... you know because of that but later on they took him out of the mine and made him the security thing of the mine.
Belki bu yüzden mi seydi, bilmiyorum ama sonra onu ocaktan alip madenin güvenlik seyine verdiler.
I don't know how you're helping him, but you are.
Nasıl yardım ettiğinizi bilmiyorum ama başarıyorsunuz.
I know you think I'm awful, taking your help, but you don't know him.
Sana yardım etmiyorum diye çok kötü biri olduğumu düşünüyorsundur. Ama onu tanımıyorsun.
I don't know whether it's House, your job, or if you just thrive on conflict, but... you should hear yourself when you're talking to him.
Bunun sebebi House'mu, işin mi, yoksa sadece bu çatışmalar hoşuna mı gidiyor bilmiyorum ama onunla konuşurken kendini bir duymalısın.
Oh, I love Santa's Little Helper, but I don't know if we can have him in our home anymore.
Noel Baba'nın Küçük Yardımcısını seviyorum ama onu bu evde tutabilir miyiz bilemiyorum.
I know you don't like him, but he was paying the bills around here.
Onu sevmediğini biliyorum ; ama burada faturaları o ödüyordu.
I don't know. I didn't see him. But I could just sense that there was someone in the room with me.
Bilmiyorum, onu görmedim ama odada biri olduğunu hissettim.
Bailey re-intubated him, but he was without oxygen for, I don't know... -... a few minutes. - O'Malley.
Bailey ona yeni tüp taktı ama sanırım birkaç dakika oksijensiz kalmış.
I don't really know him, but, "nice," I guess.
Aslında onu pek tanımıyorum, ama... sanırım "hoş" olabilir.
I don't know, but I can help you find him.
Bilmiyorum. Ama onu bulmana yardım edebilirim.
But if I find this guy, I don't know what I'm gonna do to him.
Ama elime bir geçerse eğer, ona neler yapacağımı bilmiyorum.
The South Koreans picked him, but I just don't know enough about him.
Güney Koreliler onu seçti, fakat onun hakkında pek birşey bilmiyorum.
I know we can't trust him, not completely, but what I don't know, is whether or not it's worth the risk to play along with him, at least for a little while.
Ona güvenemeyeceğimizi biliyorum, en azından tamamen,.. ... ama bilmediğim şey onunla bir süreliğine beraber çalışmak riskine değip değmeyeceği.
I know, but I don't know that he included rodents. So I texted him to be sure.
Biliyorum ama herkes iyi derken kemirgenleri de saydığını sanmıyorum bu yüzden emin olmak için mesaj attım.
I don't know, but I'm gonna tell him straight up, it better be something I can sink my teeth into'cause Johnny Drama don't shine shoes no more.
Bilmiyorum, ama ona direkt olarak iyi birşeyler olmasını istediğimi söyleyeceğim çünkü Johnny Drama artık ayakkabı parlatmayacak.
I don't know, I swear. But I'll ask him when he comes
Vallahi bilmiyorum abi ama usta gelince sorarım.
No, but if she's going to confront him, I just... I don't know what he might do.
Hayır, ama Becca onunla yüzleşecekse babası ne yapar bilmiyorum.
That Marshal, I don't know what you did to him, but if he ever gets his hands on you, it is gonna be you or him.
O polise ne yaptığını bilmiyorum, ama seni yakalarsa, ya sen sağ kalacaksın, ya o.
I'M TRYING TO FIND HIM, BUT I DON'T KNOW
Onu bulmaya çalışıyorum.