But i don't know you traducir turco
17,426 traducción paralela
I don't know what poison you and your hillbilly friends are peddling, but if you sell any of it to Nichols... you will never know what's really in your food, and I assure you...
Sen ve köylü arkadaşların hangi zehri peydahlıyor bilmiyorum ama eğer Nichols'a satacak olursan yemeğinde ne var asla bilemezsin.
I know I told you to lay low when we first met, but you didn't, so don't forget it was you who chose this.
İlk tanıştığımızda çok göze batma dediğimi biliyorum ama beni dinlemedin. Unutma bu dünyaya girmek senin kararındı.
I don't know how much shit you're in, but I know what you're trying to do.
Ne kadar boka battın, bilmiyorum ama ne yapmaya çalıştığını biliyorum.
I don't know about the rest of you, but I'd rather die a patriot than live another day like this.
Sizi bilmem ama böyle bir gün daha yaşamaktansa vatansever olarak ölmeyi tercih ederim.
I know I don't need to tell you that, but just...
Biliyorum söylememe gerek yok ama sadece...
I don't know, Barry, but you're gonna have to find a way to do that, or it's gonna tear you apart.
Bilmiyorum Barry ama bir yolunu bulmak zorundasın yoksa hayatını paramparça edecektir.
I mean I know you two don't get along, but he's family.
Anlaşamadığınızı biliyorum ama o senin ailen.
I don't know if you guys realized it, but that was a little phallic.
Fark ettiniz mi bilmiyorum ama fallikti.
I don't know what you did to my daughter Ash Williams, but I don't need a firearm to kick your ass.
Kızıma ne yaptığını bilmiyorum Ash Williams ama sana gününü göstermek için silaha ihtiyacım yok.
I don't care either, but, you know, I think maybe a gazelle is more like it.
Benim de umurumda değil ama ceylan bence daha iyi gider.
Well, it's like, 20 million, you know, so I don't really need it, but then they felt weird living here without paying me anything, so they offered me pieces of their startups.
- 20 milyon falan. Çok da ihtiyacım yok. Ama bana hiçbir ödeme yapmadan oturmak da onlara garip geldi.
I don't know if many of you know Heidi, but she is really smart and really funny.
Heidi'yi tanır mısınız bilmem ama kendisi çok eğlenceli ve komiktir.
- Thanks, babe. I don't know if you guys have heard, but right now, Denmark is trying to make trolling a thing of the past.
Haberiniz var mı bilmem ama şu an Danimarka trolleri tarihe gömmeye çalışıyor.
You know, I don't know Karen and Taneisha super well, but I do know how precious and rare it is to find that one missing puzzle piece who completes you.
Karen ve Taneisha'ya o kadar da iyi tanımıyorum ama sizi tamamlayan o eksik yapboz parçasını bulmanın ne kadar kıymetli ve unutulmaz olduğunu anlıyorum.
But if you know when you know and I only think that I know, maybe that means that I don't know, right?
Anladığınızı anlıyorsanız, ama ben anladığımı düşünüyorsam bu belki anlamadığım anlamına gelir, değil mi?
I know I don't always have the right words, I don't always have the right feelings, but I love you so much and I need you to know that. Yeah, I know.
Her zaman doğru kelimeleri bulamıyorum, doğru duygulara da sahip değilim ama seni çok seviyorum ve bunu bilmeni istiyorum.
Ruby, I know you're new to this whole mortal thing, but in our world, where people don't live forever, the idea of dying really sucks.
Ruby, bu ölümlü olma işinde yeni olduğunu biliyorum ama bizim dünyamızda insanlar sonsuza dek yaşamaz ve ölüm fikri berbattır.
You know, I... I could never figure out what love meant, but, right now, I don't need to figure out anything.
Aşkın ne anlama geldiğini hiç anlayamadım ama şu anda hiçbir şeyi anlamam gerekmiyor.
I don't know how things got derailed, but I-I'm sorry if I made you upset.
İşler nasıl rayından çıktı bilmiyorum ama seni üzdüysem özür dilerim.
- I know you don't want to hear this, but you're too good to be writing Instagram captions for celebrities.
- Dinlemek istemiyorsun ama ünlülere Instagram başlığı yazmak için fazla iyisin. - Ben...
I feel like you like me, but you don't like me, but you like me, and I don't know what that is.
Benden hoşlandığını hissediyorum ama hoşlanmıyorsun. Hoşlanıyorsun ama ne olduğunu bilmiyorum.
Well, I don't know about you guys, but I sure am excited.
Sizi bilmem, ama ben çok heyecanlıyım.
Now we've just been dealing with trolling and Internet stuff over and over, week after week, and I don't know about you, but I'm getting pretty sick of it!
Ve şimdi de her allahın günü internet ve trollük ıvır zıvırıyla uğraşıyoruz, sizi bilmem ama ben bu işten bıkmaya başladım!
I don't know if you tried to teach me a lesson, but you have.
Bana bir ders vermeye kalkıştın mı bilmiyorum ama, ben dersimi aldım.
I don't know who else you're talking to about the platform, but I'm willing to go up to seven million on 70.
Platformdan başka kime bahsettin bilmiyorum ama teklifi 7'ye 70 milyona çıkarmaya hazırım.
Yeah, you knew me when I was a kid, but you don't know me as an adult.
Evet, çocukluğumu biliyorsun ama yetişkin beni tanımıyorsun.
I don't know if it's appropriate, but do you have a number I could call, in case of an emergency? Sure.
Yapar mısın bilmiyorum ama acil bir şey olursa diye numaranı alabilir miyim?
I don't know if you know this, but Zach and I have been seeing each other.
Biliyor musun bilmem.
I don't know about you guys, but since I got here, kind of feel like my whole world's upside-down.
Sizi bilmem ama çocuklar, ben buraya geldiğimden beri sanki tüm dünyam tersine döndü.
I know I don't really believe in you, but there's no atheists in foxholes or-or blizzards.
Biliyorum sana inanmıyorum ama siperlerde ya da tipilerde ateist olmaz.
♪ ♪ I don't know about you guys, but I don't think I'll need a sun-and-sand vacation for a long time.
Sizi bilmem ama çocuklar benim uzun bir süre güneşli kumlu tatil ihtiyacım olmaz.
I don't know if Mike told you, but...
Mike söyledi mi bilmiyorum, ama...
Look... I don't know what you're looking for, but you're not gonna find it with me, all right?
Bak ne aradığını bilmiyorum ama aradığını bende bulamayacaksın, tamam mı?
I don't know how you detect those things, but...
Böyle şeyler nasıl teşhis edilir bilmiyorum ama...
I don't know if you're busy, but... I know you like hockey, uh, and, uh,
İşin var mı bilmiyorum, ama hokeyi sevdiğini biliyorum.
I don't know what she would have wanted, but I don't think you did what you did for her.
Onun ne istediğini bilemem ama bunu onun için yaptığını sanmıyorum.
I don't know how you keep finding'me, but next time you do, you need to drive a different truck, you pair of idiots.
Beni nasıl sürekli buluyorsunuz, bilmiyorum ama bir dahakine başka bir kamyonetle gelin geri zekâlılar.
You know, I don't know if you've seen any of their informationals, but, I mean, they have a ton of cool stuff on soil sustainability and aeroponics.
Hiç broşürlerini gördünüz mü bilmiyorum ama toprak sürdürebilirliği ve aeroponik sistemlerde bir dünya güzel şeyleri var.
I know they're itchy, but we don't want you to get frostbite, now, do we?
Kaşındırdıklarını biliyorum..... ama soğuk yakması olmanı istemeyiz, değil mi?
But you, I don't know.
Ama sen, bilmiyorum.
You know, I get why Dad moved away from Johannesburg back in the day, but I don't get why he doesn't like coming back here to visit.
Babamın zamanında niye taşındığını anlıyorum, ama niye ziyaret için buraya gelmek istemediğini anlamıyorum.
Well, I don't know if Violet told you but, the love of my life died last year.
Violet size anlattımı bilmiyorum ama hayatımın aşkı geçen yıl öldü.
I don't know what your game is, but I want you to stay away from my father.
Oynadığın oyun ne bilmiyorum ama babamdan uzak durmanı istiyorum.
I haven't said anything because I know you like Rebecca, but I've had some serious doubts for a while now, and I just don't want you to get mixed up in anything...
Rebecca'dan hoşlandığını bildiğim için bir şey demedim ama şimdi bazı şüphelerim var ve bu yüzden hiçbir şeye karışmanı istemiyorum.
Look, honey, I don't know what this girl's problem is, but you and I - have dinner plans later.
Tatlım, bu kadının sıkıntısı ne bilmiyorum ama akşama yemek planımız var.
I know you don't like her, I get it, but this case could be something great. Well...
Onu sevmediğini biliyorum.
I don't want you to lose those precious memories but there's all sorts of things about him that you don't know.
Bu değerli anıları unutmanı istemiyorum ama hakkında bilmediğin bir sürü şey var.
I don't know if you're aware of this, but your "No Vacancy" sign is flashing.
bilmiyorum farkında mısınız fakar boş yer yok sinyaliniz yanıyor
I'd ask what's keeping you here, but we both know, don't we?
Sen niye duruyorsun diye sorardım, ama ikimiz de sebebini biliyoruz, değil mi?
Sorry. You know I don't like calling you that, but until you finish those courses, I don't know what else to call you.
Üzgünüm, size hemşire demek hoşuma gitmiyor ama kursu tamamlayana kadar size başka ne diyebilirim, bilmiyorum.
I don't know what old me taught you, but clearly she forgot the most important lesson.
Eski hâlim size ne öğretmiş, bilmiyorum ama en önemli şeyi öğretmeyi unutmuş.