English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ B ] / But it's not here

But it's not here traducir turco

1,052 traducción paralela
It's probably here that the word "cosmopolitan" realized its true meaning of a citizen, not just of a nation but of the cosmos.
Büyük olasılık, burada, "Kozmopolit" kelimesi gerçek anlamına kavuştu.. Sadece bir ulusun sakini anlamnda değil ama Kozmos'un sakini anlamında...
I know a lot of you soccer jocks think it's okay to go out there and try to pull one over on the referee when he's not watching, but I'm here to tell you that nobody...
Birçok futbolcu için sorun olmadığını düşündüğünü biliyorum... Hakemin göremediği zamanlarda kuralları çiğnemeyi... Buradaki kimseyi itham etmiyorum.
Over here, the bigwigs only drink wine... but not your lowly soldier's wine... but wine corked and sealed... that we couldn't afford for ourselves... since we're the ones who make them pay for it!
Buradaki kodamanlar sadece şarap içer! Ama ucuz şaraptan değil! Mantarlı, mühürlü şarap...
It's not Jour Cinq, but I'm sure you'll find the cuisine here quite palatable.
Bir Jour Cinq değil tabii ama buranın yemeklerini beğeneceğine eminim.
Not a cloud over the outer islands, but we saw the rain over the mainland, and heard the thunder it's rained all day here.
Açıklardaki adalarda havada bulut bile yoktu ama bu taraflarda havanın yağdığını gördük. Gün boyu yağdı.
But I would ask you, assembled here in this house of God to recognize that we are witnessing something new something so unexpected, so unusual that it is not surprising the government is at a loss.
Burada Tanrının evinde toplanan sizlerden şunu anlamanızı istiyorum : Yeni, beklenmedik olağandışı bir şeye tanık oluyoruz. Hükümetin şaşkınlığı sürpriz değil.
It's pretty nice if you're living up here, but... not so great down in the valley...
Burada, yukarı tarafta oturmak çok güzel, ama vadi tarafı o kadar iyi değil.
All right, the thought has crossed my mind, if something should happen, I'll go along with it, but if it doesn't, it's no thing to me, because that's not what I'm out here for.
Pekala, bişeyler olduğunda, kafamdan bişeyler geçerse, Onunla birlikte gideceğim, ama o olmazsa, benim için ifadesi olmaz, çünkü o yok ve ben burda yaşıyorum.
But it's good just to sit here and not talk with you.
Ama burada oturup, konuşmamak da güzel.
I'm not too wild about this next event, but it has become a tradition here at Adams.
Bir sonraki yarışı pek desteklemesem de, bu Adams'ın bir geleneği.
So, therefore, we find here not only PKR, which is a death train going here, in the plan, labeled thus, but we also see the empty train after it has arrived in Treblinka, now originating in Treblinka.
Dolayısıyla, burada, şuraya giden bir PKR'ye, yani bir ölüm trenine,... rastlamakla kalmıyor, ki planda böyle sınıflandırılmıştı,... Treblinka'ya vardıktan sonra, artık oradan kalkan boş treni de görüyorsunuz.
Hiding the parachute was standard operating procedure, but if the Russians know I'm here, it's not going to make much difference anyway.
Paraşütü saklamak standart uygulamadır. Ama eğer Ruslar burada olduğumu öğrenirse çok da fazla bir şey farketmeyecektir.
Yeah, but it's not slow over here.
Evet, ama burada durgun değil. Bizim için değil.
Well, here's your passport, but it's not so simple
Peki, işte pasaportunuz, fakat o kadar basit değil.
I know it's not very fair to me, but, um, I realize there's a lot of sentimental attachment here, and I'm prepared to offer you a 1 0 % royalty on all the petrocite
Benim için adil olmadığını biliyorum, ama, hım, burada çok fazla olduğuınun farkındayım buradaki duygusal bağın, ve size bir teklif hazırladım.
I'm not against factories, but it's impossible here.
Fabrikalara karşı değilim, ama burada imkansız.
I'm not sensing Groppler, or any of his people, but it's something very close to us here.
Bunu Başkan'den ya da onun insanlarından birinden hissetmiyorum. Ama bize çok yakın bir yerlerden hissediyorum.
Todd Howard has a future here, but it's not in the ring.
Todd Howard gelecekte de burada olacak ama ringde değil.
I may not, but I know what it's like here and I know we're in trouble without a president.
- Orayı bilmiyor olabilirim ama başkansız başımızın dertte olduğunun gayet farkındayım.
Hope it's not a bad time for you, Lady E, but I'm at the mercy of Mr. Lefranc, here.
Kötü bir zamanda gelmediğimi umuyorum ama bu Bay LeFranc'a kalmış bir şey o.
Look, it's not like we... believe this story of 13 results... 100 percent, but... since your son got here...
Bizim gibi değil. Şu 13 sonuç olayına inanın... Yüzde 100.
I MAY NOT LIVE HERE, BUT IT'S STILL MY HOUSE.
Burada yaşamayabilirim, ama burası hala benim evim.
There's a scratch here. It's not deep, but it's there.
Burada bir yırtık var, derin değil ama var işte.
But it doesn't matter whether you do or not because it's just in the air out here.
Ama düşünüp düşünmemek mesele değil çünkü sorun burada, havada.
It's all gonna be here. Maybe not today, maybe not tomorrow, but it's coming.
Hepsi olacak, belki bugün değil, belki yarın da değil ama birgün olacak.
But you will do it on the planet, not here.
Ama bunu gezegende yapmalısınız, burada değil.
I'm not one to pry into a man's personal affairs, but exactly how is it that you came to be way out here without a horse, or boots, or a hat?
Başkasının işine burnunu sokan bir adam değilimdir ama nasıl oldu da ta buraya kadar bunca yolu atsız, çizmesiz ve şapkasız gelebildiniz?
Not that it's bad here. But...
Burası kötü olduğu için değil.
I know I'm the new guy here and it's not my place to speak up, but what are we doing?
Burada yeni çocuk olduğumu biliyorum ve bunu söylemek bana düşmez ama biz ne yapıyoruz? !
Not to put too fine a point on it, O'Connell, but has it occurred to you there might be certain romantic implications... to us being stranded out here in the middle of nowhere?
Ayıptır söylemesi, O'Connell ama bizim bu dağın başı yerde mahsur kalmış olmamızın bir takım romantik manalar içerebileceği senin de aklına geldi mi?
It's like they're saying they know that we're here... but they're not so mad about it.
Burada olduğumuzu bildiklerini söylemek ister gibiydiler fakat bundan çok da rahatsız değildiler.
Not only spiritually, but it would give us the incentive to solve some of our problems here, at, uh, at home.
Bu, Amerika'daki siyahların sadece ruhani sorunlarını değil tüm sıkıntılarını çözmelerini teşvik edecek bir yoldur.
We know you've worked in places where you make it up as you go along, but we don't want that here, not when there's a polished line already.
.. Hepimiz senin, Londra'da istediğin gibi rolü değiştirebildiğin klas sahnelerden geldiğini biliyoruz.. .. Ama burada bu tip şeyler istemiyoruz değil mi? Hele böyle, yazar oturaklı bir replik verdiğinde hiç..
Much of what is policy here, including our cherished Honour Code, has been established, not by me or your teachers, but by your fellow students, to be enforced by your own tribunal of prefects, as it has been for the last two centuries.
Uygulanan politika, Davranış Kodumuz dahil öğretmenlerimiz tarafından değil, kendi arkadaşlarınız tarafından kurulmuştur ve son iki yüzyıl boyunca olduğu gibi sınıf başkanları tarafından yürütülmektedir.
But she's not here, so I guess it's all right.
Ama burada olmadığına göre bir sakıncası olmaz herhalde.
It's like I'm here but I'm not here.
Sanki buradayken, burada değilmiş gibiyim.
No, I know it's beautiful, but I'm not leaving the camera here.
sonuçta yanımda götüremeyeceğim.
Look, let's see if it perceives. Buy us the prefecture, Your mother, your father, who ever, but here we can not stop, Valero.
Belediyedeki adamlara ya da herhangi birine ödeme yap.
It's not your job to be an asshole either, counselor, but that doesn't seem to be stopping here.
- Pislik biri olmakta senin görevin değil.Ama bu seni durduruyor görünmüyor.
Ahem. Not that I'm drawing any parallels here... but don't you think it's kind of coincidence... you know, it's kind of weird... that you're doing this, and in "Hot Shots"...
Burada ukalalık yaptığımdan değil ama..... sence burada bu işi yapıyor olman biraz rastlantı..... veya biraz garipmiş gibi gelmiyor mu?
This may be the end of No Ma'am for now but it's not the last you'll here of it or me.
Şimdilik bu Kadına Hayır'ın sonu olabilir... ama benim ya da örgütümüzün ismini son duyuşunuz olmayacak.
It might seem that there could not be a more harsh existence than this, but the environment here is comparatively constant and these seals are adapted to it - protected by a coat of dense hair and insulated by blubber immediately beneath the skin.
Bundan daha zorlu bir yaşam mücadelesinin olamayacağı düşünülebilir fakat buradaki ortam çok değişkenlik göstermez ve sık tüylere sahip kürkleri ile korunan, derilerinin hemen altındaki yağ tabakası ile izole olan bu foklar ortama uyum sağlamışlardır.
It's not bad, but I have to warn you, there are so many robbers here.
Kötü sayılmaz, ama uyarayım, etrafta çok hırsızlık oluyor!
It may not be Fantasia but there's some cute dragons here.
Fantasia olmayabilir ama hoş ejderhalar var burada.
Guillaume, it is nice to have you here, thank you for coming I know you are not used to it, but... can I ask you to please leave so we can have some space?
Guillaume, seni görmek güzel, geldiğin için teşekkür ederim. Biliyorum buna alışık değilsiniz, ama sizden gitmenizi isteyebilir miyim? Böylece yer kazanabiliriz.
It definitely should be, but it's not here now!
Evet olmalıydı ama yok işte.
- But... if it's for me, I'm not here.
- Fakat... ya beni arıyorlarsa, ben evde yokum.
Excuse me, sir, but here people don't give the names of women or girls to a stranger. It's not our custom.
Kusura bakma beyim, burada kadınlar yada kızlar, yabancılara ismini vermezler.
It ´ s just not the done thing. Maybe in Sweden, but not here.
Belki bunu İsveç'te yapabilir ama burada olmaz.
But our point here is we know where real violence comes from and it's not from that magic box I like to call TV.
Ama konu şu : gerçek şiddetin neden kaynaklandığını biliyoruz. Ve o kaynak televizyon demeyi tercih ettiğim sihirli kutu değil.
He died in this house, of pneumonia they say brought on by a ruptured spleen but it's not to talk of my grandson that I asked you here.
O bu evde öldü, dalak yırtılması ardından oluşan zatüre diyorlar, ama bu benim torunuma sorduğumda söylediği değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]