But she loves you traducir turco
129 traducción paralela
- But she loves you.
Ama seni seviyor.
But she loves you!
Biliyorsun seni sever.
Of course I love her, but she loves you.
Elbette ona aşığım, ama o sana aşık.
Yeah, she needs me, but she loves you.
Evet, bana ihtiyacı var ama seni seviyor.
But she loves you, Robert.
Ama seni seviyor Robert.
But she loves you.
Ama o seni seviyor.
She's not perfect, lord knows, but she loves you.
Mükemmel değil. Tanrı biliyor, ama seni seviyor.
But she loves you, you know.
Ama o seni seviyor, biliyorsun.
Yeah, but she loves you.
Evet ama seni seviyor.
But she loves you too much to leave you.
Ama seni terk edemeyecek kadar da çok seviyor.
But the day that you're sure that she loves you for keeps, I promise you that I'll step aside without a word.
Sevgisinden emin olduğun gün söz veriyorum hiçbir şey söylemeden kenara çekileceğim.
I'm not saying you'll strangle your mistress, but you'll rifle my papers if I leave them here, and you'll sleep with Rolande if she loves you.
Hanımınızı boğazlayacaksınız demiyorum... fakat kağıtlarımı burada bıraksam onları yayarsınız ve gidip Rolande ile yatarsınız.
But, if she loves you, and if you behave, the chances are she won't.
Ama seni seviyorsa ve ona düzgün davranırsan muhtemelen öyle bakmayacaktır.
Patty is touchy about what I'm going to show you but she loves this land as all of us Rogers do.
Patty, sana göstereceğim şey konusunda biraz duygusal ama bu toprağı, bizim kadar seviyor. Bu kadarını biliyorum.
She's only three but she just loves to listen to you talk about your soap.
Daha üç yaşında ama sabununuz hakkındaki konuşmanızı dinlemeyi çok seviyor.
She loves you but you should leave here now
O seni seviyor ama şimdi gitmelisin.
Oh, she loves me all right but not you, I'm afraid.
Evet beni seviyor ama seni sevmiyor.
But if she loves you...
Ama eğer seni seviyorsa...
- But she only likes me, she loves you.
- Benden sadece hoşlanıyor ama seni seviyor.
But would that prove she loves you?
Dövüşsek şüphesiz galip gelirsiniz ama bu seni sevdiğini ispat eder mi?
I've grown fond of Lorie, but it ain't like this feeling I got for you. She loves you.
Lorie'ye karşı bir şeyler hissettim, ama sana hissettiklerim gibi değildi.
They suggested marriage to Hinomi, but it's you she loves.
Hinomi evlenme teklifleri aldı ama onun sevdiği sensin.
But I know she loves you... and misses you.
Seni sevdiğini biliyorum ve özlüyor.
But Dana, she sure loves you.
Ama Dana, o seni seviyor.
But now I know that you're the poor, pathetic one, because you love her, and she loves someone else.
Ama şimdi öğreniyorum ki zavallı olan senmişsin çünkü onu seviyorsun, o ise başkasını seviyor.
She loves you but she doesn't know who you are.
O senin kim olduğunu bilmiyor.
But it's just because she loves you.
Ama seni sevdiği için söyler bunları.
- She said that she loves me but that she's in love with you. - What are you talking about?
- Nasıl yani?
She said that she loves you and misses you but understands why you can't be with her.
Dedi ki seni seviyor ve özlüyormuş ama yanında olamamanı da anlıyormuş.
She loves nobody but you.
O kimseyi sevmiyor. Ama sen.
Althoug she didn`t tell me directly that she loves you. But I know
Bana doğrudan seni sevdiğini söylemese de ben biliyorum.
Maybe she loves you now, but there's no such thing as unconditional love.
Belki sizi şimdi seviyor, ama burada koşulsuz bir sevgi yok.
You say she loves you, but is marrying someone else
Sen diyorsun ki bu kız seni seviyor ama başkasıyla evleniyor.
She's marrying Rohit, but loves you
Rohit'le evleniyor ama seni seviyor.
A wonderful girl loves me, but I need to know if it's me she loves or just what you worms have made of me. So I'm asking you to leave.
Harika bir kız beni seviyor, ama sevdiği ben miyim yoksa siz kurtların bana yaptığı halim mi bilmem gerekiyor.
Yes. Her family aren't happy about it. But she loves me, you see.
Evet, ailesi hiç memnun değil.
I thought Phoebe was running away because she hated you, but now I think it's because she loves you.
Phoebe'nin senden nefret ettiği için kaçtığını düşünüyordum, ama şimdi seni sevdiği için kaçtığını düşünüyorum.
She loves you, but she recognizes you're a neurotic mess.
Seni seviyor ama senin nevrotik olduğunun farkında.
She might not want to give you the satisfaction of knowing this but you're one of the great loves of Joey Potter's life, which, doesn't suck.
Kitaplara Joey Potter'ın hayatının en büyük aşklarından biri olarak geçeceksin ki bu da kötü bir şey sayılmaz.
But do you know how much she loves you, and would appreciate a call once in a while?
Ama seni ne kadar sevdiğini ve arada bir aramanı istediğini biliyor musun?
- But you're not. That's not the point. She's about to go off and marry some jerk just because he loves her and wants to settle down.
Sırf onu seviyor ve ev bark sahibi olmak istiyor diye gidip serserinin tekiyle evlenecek.
Buffy loves both of you, but she's gotta live her life.
Buffy ikinizi de seviyor, ama kendi hayatını yaşamalı.
She loves you but believes you are above her station.
- Seni seviyor ama ondan üstün olduğunu düşünüyor.
Mrs Delgado, I know you don't like me, but I love your daughter and she loves me.
Bayan Delgado, benden hoşlanmıyorsunuz, ama kızınızı seviyorum, o da beni seviyor.
Sheila doesn't love you, but she loves being with you.
Sheila seni değil senle olmayı seviyor.
I know she loves animals, but you have to tell her.
Hayvanları sevdiğini biliyorum ama ona söylemek zorundasın.
But you love Gina and she loves you.
Ama Gina'yı seviyorsun!
I understand that. But if she loves you, I mean, truly loves you. Then Haley will put her second dream behind your first and follow you to Duke.
Bunu anlıyorum... ama eğer seni seviyorsa, yani gerçekten seviyorsa... o zaman Haley ikinci hayalini senin birinci hayalinin arkasına koyar... ve senin peşinden Duke'a gelir.
Your wife is with someone else but she cares for you, loves you
Senin karın da başkasıyla... Ama o seni düşünüyor ve koruyor, seviyor.
She said that Tony doesn't love her properly, but you do, and it's too fucked up because she totally loves him even though she thinks you're sweet.
Tony'nin onu doğru düzgün sevmediğini, ama senin sevdiğini ve tatlı olduğunu bulup, onu deli gibi sevmesinin çok boktan bir durum olduğunu söyledi. Tatlı mı?
Well, you know, if you ever find the birth parents, that might be a problem, but until then, Cheryl Sharp, she loves him and he loves her.
Eğer öz anne babasını bulursan o zaman bir sorun teşkil eder. O zamana kadar Cheryl Sharp çocuğu seviyor. Çocuk da onu.
but she's gone 43
but she's not here 34
but she can't 33
but she isn't 30
but she hasn't 17
but she couldn't 19
but she 181
but she didn't 123
but she does 37
but she is 47
but she's not here 34
but she can't 33
but she isn't 30
but she hasn't 17
but she couldn't 19
but she 181
but she didn't 123
but she does 37
but she is 47