Buy me a drink traducir turco
674 traducción paralela
You don't have to buy me a drink, Axel.
Bana içki almana gerek yok Axel.
Oh. Now you'll do a lot better for yourself if you come over and buy me a drink.
Benimle gelip bana içki ısmarlarsan sana daha iyi gelir.
- Good. Then you can buy me a drink, huh?
- İyi o zaman bana bir içki ısmarlarsın.
Buy me a drink?
Bana içki ısmarlamak?
I was hoping you'd buy me a drink somewhere... or don't you ever relax when you're on a case?
Sen beni bir yerlere götürürsün diye umuyordum yoksa iş üstündeyken hiç dinlenmez misin?
Come on, Homer, buy me a drink.
Haydi, Homer, bana bir içki ısmarla.
- Wait a minute. You can buy me a drink.
- Bekle bir dakika, bana içki ısmarlayabilirsin.
Okay, she did buy me a drink.
Bana bir içki ısmarladı.
- Buy me a drink.
- Bana bir içki ısmarla.
Pay me less, buy me a drink.
Bir içki ısmarla da fit olalım.
- You can buy me a drink at your wake.
- Ayıldığın zaman ısmarlarsın.
Buy me a drink.
Bir içki al bana.
Rube, buy me a drink, will you?
- Rube, bana bir içki ısmarlar mısın?
Buy me a drink.
Bir içki ısmarlayın.
Like, " Hello, buy me a drink?
" Selam, bana içki alır mısın?
- I wonder if you'd buy me a drink.
- Bana bir içki alır mısın?
But you can buy me a drink if you want to.
Ama istersen bana bir içki alabilirsin.
Buy me a drink, cowboy?
Bana içki ısmarlar mısın kovboy?
Don't buy me a drink, Phillips.
Bana içki ısmarlamıyor musun, Phillips.
I said buy me a drink.
Bana bir içki almanı söyledim.
Sleep with my daughter and won't buy me a drink?
Kızımla yatıyorsun ama bana bir içki almıyor musun?
No, but you may buy me a drink.
Hayır, ama bana bir içki ısmarlayabilirsin.
You buy me a drink, I'll buy you some music.
Bana içki ısmarlarsan, sana müzik ısmarlarım.
Would you like to buy me a drink?
Bana bir içki ısmarlamak ister misin?
But you can buy me a drink.
Ama bana bir içki ısmarlayabilirsin.
You gonna buy me a drink?
Bana içki ısmarlayacak mısın?
Will you buy me a drink?
- Bana bir içki ısmarlar mısınız?
Buy me a drink first.
- Önce bana bir içki ısmarla.
- Emilio, you promised to buy me a drink.
- Emilio, bana bir içki sözün var.
Will you buy me a drink?
- Bana içki ısmarlar mısınız?
Could we declare a truce long enough for you to buy me a drink?
Bana bir içki ısmarlaman için ateşkes ilan edebilir miyiz?
If I didn't have to catch a plane, I'd make you buy me a drink, by God!
Uçağa yetişmek zorunda olmasaydım, inan ki, bana bir içki ısmarlamak zorunda kalırdın!
So, why did you have to pick that moment to beg me to buy you a drink?
Niye böyle bir anda gelip içki almamı istiyorsun?
Let me buy you a drink, Lieutenant.
Size bir içki alayım komiser.
- Buy him a drink for me.
- Ona benden içki ısmarla.
The... the Kid asked me to buy you a drink.
Kid sana içki ısmarlamamı söyledi.
Here, let me buy you a drink.
Gel bir şeyler içelim.
Want to buy me a little drink?
Bana bir içki ısmarlamak ister misin?
Well, I... Oh come on, my dear fellow, let me buy you a drink.
- Hadi sevgili dostum gel sana bir içki ısmarlayayım.
If you buy me a fresh drink, I'll tell you about the figures.
Bana bir içki ısmarlarsan sana sayıları açıklarım.
Show me a law that says I can't buy a doll a friendly drink!
Bir hanıma dostça bir içki ısmarlamak yasak mı?
Let me buy you a drink.
Sana bir içki ikram edeyim.
Let me buy a fellow American a drink.
Amerikalı vatandaşıma bir içki ısmarlayayım.
Let me buy you a drink, Mr. Hirsh.
Size bir içki ısmarlayayım Bay Hirsh.
Let me buy you a drink.
Sana bir içki ısmarlayayım.
Mr. Denton, maybe you'd let us buy you a drink. What did you call me?
Bay Denton, size bir içki ısmarlamamıza izin verin.
We'd better turn back towards the houses and you can buy me a fizzy drink.
Evlere doğru dönsek iyi olur. Bana içecek bir şeyler ısmarlarsın.
Let me buy you a drink.
Sana bir içki almama izin ver.
Let me buy you boys a drink.
Sizlere içki ısmarlayayım.
Remind me to buy him a drink someday.
Hatırlat da, ona içki ısmarlayayım.
- Let me buy you a drink.
- Rica ederim. - Size bir içki ısmarlayayım.