By any means necessary traducir turco
183 traducción paralela
We absolutely must fight, by any means necessary, the devious propaganda the Gaullists have begun.
Kesinlikle mücadele etmeliyiz, hem de her türlü yola başvurarak, Gaullcülerin sinsi propagandası başladı bile.
I've killed by any means necessary.
Herhangi bir nedenle öldürdüm.
You're an enemy to be fought by any means necessary.
Sizinle her türlü şekilde mücadele etmek gerekir.
My orders are to take Your Honour to the frontier by any means necessary.
Bana verilen emir, Hazretlerini ne pahasına olursa olsun sınıra götürmek.
- -by any means necessary!
Mümkün olan her şekilde!
I want him by any means necessary.
Ne pahasına olursa olsun onu istiyorum
I was given authority to end the strike by any means necessary.
Bana grevi sona erdirmem konusunda her türlü yetki verildi.
But right now I intend to bring him in by any means necessary.
Ama şu andaki amacım onu yakalamak her ne gerekiyorsa gereksin.
Brothers, I gotta make it by any means necessary'cos my mind's playin'tricks on me.
Kardeşler, Yapmam gerek biri gerek duyarsa. Aklım benimle oyun oynuyor.
I will stop Shakaar by any means necessary.
Neye mal olursa olsun Shakaar'ı durduracağım.
I am pursuing the truth by any means necessary.
Gerçeği bulmak için her türlü yolu kovalıyorum şu an.
By any means necessary.
Ne gerekliyse.
Your orders are to keep the Defiant from reaching Earth by any means necessary, is that understood?
Sana verilen emir, her türlü yola başvurarak Defiant'ın dünyaya ulaşmasını engellemek anlaşıldı mı?
We keepin'it real, and we gonna get respect by any means necessary.
Her ne yolla olursa olsun hak ettiğimiz saygıyı alacağız.
The governor ordered his troops to recapture it by any means necessary.
Vali birliklerinden her ne şekilde olursa olsun geri alınmasını istedi.
We need you to plant this homing device on him... by any means necessary.
Bu izleme aygıtını ona takman gerek... ihtiyacımız olabilir.
Remember, by any means necessary.
Unutma, mutlaka gerekli.
I mean, it's like Malcolm X said- - "By any means necessary." Right?
Tıpkı Malcolm X'de dediği gibi... "Gereken her yolla". Değil mi?
By any means necessary.
Gereken her aracı kullanarak.
By any means necessary.
Mümkün olan her şekilde.
There is a small group committed to bringing sugar back to this town by any means necessary.
Ne gerekirse yaparak bu kasabaya şeker getirmeye ant içmiş küçük bir grup var.
I have amassed this army of sixth graders to get the tape by any means necessary.
Ne pahasına olursa olsun o videoyu geri alabilmek için bu altıncı sınıf ordusunu topladım
By any means necessary.
Her ne gerekiyorsa yaparak.
Stop Salazar by any means necessary.
Her nasıl olursa olsun Salazar'ı durdurun.
You have to stop me by any means necessary.
Beni durdurmak için ne gerekiyorsa yapmalısın.
I pleased the ladies by any means necessary.
Gereken her şekilde hanımları memnun ettim.
tyr. dispose of our intruder by any means necessary.
Tyr davetsiz misafirimizden ne pahasına olursa olsun kurtulmalıyız.
We're going to stop Fogg and get my Jade Buddha back... by any means necessary!
Fogg'u durduracak ve Yeşim Buddha'mı geri alacağım. Gereken her şeyi yapacağım!
By any means necessary.
Gereken her şeyi yapacak kadar.
By any means necessary.
Ne gerekiyorsa o şekilde.
Anyone attempting to leave will be stopped by any means necessary.
Kaçmaya çalışan kim olursa olsun, bir şekilde durdurulacaktır.
The Department is in a reactive mode... trying to get the murder rate down by any means necessary.
Departman aktif moda geçti cinayet oranlarını, her ne pahasına olursa olsun düşürmeye kararlı.
And making music, man. With simple tools, by any means necessary.
Gereken her şeyi kullanarak... basit aletlerle müzik yapmak bu.
Maintain quarantine at both Ark portals by any means necessary.
Ark'ın her iki geçidinde karantinayı sürdürmek için ne gerekiyorsa yap.
We have orders to contain this threat by any means necessary.
Her türlü önlemi kullanıp bu tehdidi kontrol altına alma emri aldık.
one she was determined to keep by any means necessary.
Onu da ne pahasına olursa olsun gizli tutmak istiyordu.
"Evidence of alien incursion, " no matter how indirect, must be obtained by any means necessary. "
gereken yapılarak elde edilmeli. "
And Trask, you have to find Magneto and stop him by any means necessary.
Ayrıca Trask, ne yaparsan yap, Magneto'yu bul ve durdur.
Americans were transfixed by the terrorist threat and the will to prevent another attack by any means necessary.
Amerikalılar, terörizm tehlikesi karşısında yerlerine mıhlandılar ve tek amaç, olası bir başka terör faaliyetini engellemek hâline geldi.
Get those cheapskates through that toll by any means necessary!
Şu cimrileri paralı yoldan geçirmeye zorunlu bırakacak bir yol bul!
One that you will not fulfil unless you get your sister away from them by any means necessary.
Biri yerine olmayacağını Herhangi bir türlü araçla onlardan kardeşin uzaklaşmak sürece.
Believed in making change by any means necessary.
Değişmek için gereken neyse yapmaya inanırdı.
You got me? By any means necessary.
Ne gerekiyorsa yapın.
I want this taken care of by any means necessary.
Her ne şekilde olursa olsun bu işin halledilmesini istiyorum.
- I am sworn to stop you, Delenn by any and all means necessary.
- Seni durdurmaya ant içtim, Delenn. Ne pahasına olursa olsun.
Storm the position by any means necessary.
Olabildiğince hızlı saldırın ve işi bitirin.
You have our leave to prepare our defense by any and all means necessary.
Savunma için gerekli bütün önlemleri almanıza izin veriyoruz.
I also had to collect all my debts by any motherfucking means necessary.
Ayrıca mümkün olan her yolu kullanarak alacaklarımı toplamam gerekti.
[Sarge] We have to stop anything from getting to the surface... by any means... necessary.
Herhangi bir şeyin yüzeye ulaşmasını engellemeliyiz. Bunun için her türlü önleme... başvurmalıyız.
Propagation by any means necessary
Gereken her alanda.
He also told me to keep you out of here by any means necessary, which opens up an entire world of exciting possibilities for me, personally.
Ayrıca sizi buranın dışında tutmam için Herne gerekiyorsa yapmamıda söyledi.