Cale traducir turco
288 traducción paralela
Number 21 your leader, Cale Yarborough.
Şu an... en önde 21 Numara Cale Yarborough.
Mr Cale sent me up to collect some stuff for Broadwick Street.
Bay Cale gönderdi, Broadwick Street'e bir şeyler gidecekmiş.
No, I'd rather be dead, Mr Cale.
Ölmeyi tercih ederim Bay Cale.
Mr Cale tells me that you spent the weekend in Brighton.
Bay Cale hafta sonu Brighton'a gittiğini söyledi.
Dr Kellar's putting me on new ones.
Dr Cale yeni reçete yazacak.
- Cale, homies.
- Gelin beyler.
Cale?
Cale?
Now, it's to get Professor Cale to hospital as fast as possible.
Profesör Cale'yi mümkün olduğunca çabuk götürmeliyiz.
With Cale sick, the movie's off.
Cale hasta. film bitti.
We were taking Cale to hospital, now we're catching a snake?
Cale'ı hastaneye götürüyorduk, şimdi yılan mı yakalıyoruz?
Sergeant Cale Wangro.
Çavuş Cale Wangro.
This is Cale.
Ben Cale.
Hi, Cale.
Merhaba, Cale.
Hold on, Cale.
Bekle, Cale.
Cale - that day, the day the Drej descended from the sky, the only thing that mattered was keeping you safe.
Cale ; bu gün, Drej'in günü. gökyüzünden indi, önemli olan tek şey senin güvende olman.
- Cale, are you all right?
- Cale, iyi misin?
But not today, Cale.
Fakat bugün değil, Cale.
- Cale...
- Cale...
Cale...
Cale...
- Cale, it's time.
- Cale, vakit geldi. - Hayır.
It's Cale.
Cale.
Hey, Cale.
Hey, Cale.
It's a map, Cale. It can tell us where your father hid the Titan.
O bir harita, Cale.Bize, babanın'Titan'ı nereye gizlediğini gösterebilir.
- It's time, Cale.
- Zamanı geldi, Cale.
- No, you're comin'. - No, Cale.
- Hayır, geliyorsun.
I'll read about you.
- Hayır, Cale.
This is Cale.
Bu Cale.
- You remember Cale.
- Cale'i hatırlarsın.
- Welcome to planet Sesharrim, Cale.
- Sesharrim gezegenine hoş geldin, Cale.
- Why aren't they shooting at Cale?
- Neden Cale'e ateş etmiyorlar?
They've got Cale.
Cale ellerinde.
OK, the Drej took Cale.
Tamam, Drej Cale'i aldı.
Cale.
Cale.
- Cale!
- Cale!
- It's Cale.
- Ben Cale.
- Your father was a great man, Cale.
- Baban harika bir adamdı, Cale.
Don't you get it, Cale?
Anlamadın mı, Cale?
Cale, come on.
Cale, gel.
- Where's Cale and Akima?
- Cale ve Akima nerede?
- That's right. - Cale...
- Cale...
Akima, Cale.
Akima, Cale.
That's right, Cale.
Evet doğru, Cale.
- Yes, Cale?
- Evet, Cale?
I can't change the past, Cale, but I hope I can give you a future.
Geçmişi değiştiremem, Cale, fakat sana geleceği verebilmeyi umuyorum.
Face it, Cale.
Kabul et, Cale.
Cale, the Drej!
Cale, Drej!
- Come on, Cale.
- Hadi, Cale.
- Cale, you're a sitting duck up there.
- Cale, tam altlarındasın.
Cale, are you all right?
Cale, iyi misin?
- Stith, who's outside with Cale?
- Stith, dışarıdaki kim, Cale'le birlikte olan?
- Cale, she's preparing to fire.
- Cale, ateş etmeye hazırlanıyor.