Call me traducir turco
46,066 traducción paralela
Call me.
Ara beni.
Oh! Tell that artist boy to call me!
Sanatçı çocuğa beni aramasını söyle!
Ah, just call me Heo Chi Hyeon.
Bana Heo Chi Hyeon deyin lütfen.
If it's too hard, don't hold it in and call me.
Zor geldiğinde içinde tutma ve beni ara.
Call me.
Çağır beni.
Because you never call me, I didn't even bother to check my phone!
Beni hiç aramadığınızdan telefonuma bakma zahmetine bile girmemiştim!
I was surprised that you were the first to call me.
İlk arayanın siz olmanız beni oldukça şaşırttı.
Why did he call me over, then?
Madem böyle yapacaktı ne diye beni çağırdı?
What did you call me?
Ne lek?
That's the same as saying, "I'm the one who was dumped" "so you call me first!"
Bu ; "Terk edildim bu yüzden önce sen aramalısın." demek.
They call me dj liquid.
Bana DJ Liquid derler.
They call me Farmer Brown. They call me Pee-wee Herman.
Bana Çiftçi Brown derler.
- Don't call me that.
- Bana öyle deme.
- I don't want them to call me names.
Bana isim takmalarını istemiyorum.
Call me, yeah?
Ara beni, tamam mı?
Please call me, okay?
Lütfen ara beni, tamam mı?
Please, call me.
Lütfen, ara beni.
- Don't call me stupid, Andy.
- Bana aptal deme Andy.
- Did you just call me stupid?
- Bana aptal mı dedin sen?
Just call me on the shell phone.
Kabuk telefondan beni ara.
If I was a man, you'd call me "driven."
Eğer bir erkek olsaydım, bana "tahrik" diyeceksin.
Let the words you speak be the words that call me back to you.
Ağzından çıkan kelimelerin sana bir gün döneceğini bil.
- Did she just call me cute, Kingston?
- Bana az önce hoş mu dedin Kingston.
Sometimes I'd whistle down at her and she'd look up and call me a dog.
Bazen ona ıslık çalardım. Ve bana bakıp bana bir köpek derdi.
Call me.
Beni ara.
Uh... uh, call me.
Uh... beni ara.
You can't write to me or call me.
Bana yazamazsın ya da beni arayamazsın.
Yeah, don't call me again until it's done.
Halledene kadar da arama beni. Tamam mı?
When did I tell you you could call me Bill?
Bana Bill diyebileceğini sana kim söyledi?
Call me on Friday.
- Cuma gün görüşelim.
And please call me Suzanne.
- Lütfen Suzanne de.
Don't phone or nothin', just call me a rat.
Beni arama, bana fare de.
- What did you just call me? - You heard me.
- Bana ne dedin bakayım?
Are you even going to call me next year?
Seneye beni arayacak mısın?
They're gonna call me.
Beni arayacaklarmış.
Let me call a squad car.
Bir ekip arabası çağırayım.
Fine. Let me call the team.
Tamam, ekibi arayayım.
People hear me after just one call.
Bir kere seslenmemle anında işitiyorlar.
And for CEO Kim's office, no matter how much I call, they won't connect me to him.
Ben de CEO Kim'in ofisini ne kadar aradıysam bir türlü onu bağlamıyorlar.
If you give me your phone number, I'll call him. Ah, my phone number?
- Bana numaranızı verirseniz onu ararım.
Call for me.
Adımı söyle.
I cannot take this call... so take the call for me. Otherwise, I shall ask his name... and write it down carefully.
Ben şu an telefonu cevaplayamadığımdan benim yerime sen cevaplamazsan bu çocuğa ismini soracak ve güzelce yazacağım.
He told me to call the number when the time came.
Bana zamanı geldiğinde numarayı aramamı söyledi.
They call me Grizzly Bear Daniels. They call me Pee-wee Herman.
Bana Boz Ayi Daniels derler.
You want me to call Mr. Manny on these people?
Bu insanları Bay Manny'e söylememi ister misin?
I need you to give me the phone number of somebody that I can call to get you out of here right now.
Seni hemen buradan götürecek birinin numarasını ver bana.
We're gonna go over to the real course, and if you beat me over there, not only are you on the team, but I won't fuck with you anymore and I'll call you by your real name.
Gerçek rotaya gidiyoruz, Ve eğer beni orada dövdüyorsan, Sadece takımda değilsin,
Andy : Hold on, let me call you back.
Bekleyin, sizi tekrar arayayım.
Anyway, please give me a call back.
Her neyse, lütfen geri ara.
But if you need help in getting your life together, then you give me a call.
Ama artık hayatına devam etmek istiyorsan o zaman beni ara.
- Me and my partner got the call.
- Çağrı ben ve ortağıma geldi.