Can we have a word traducir turco
121 traducción paralela
Can we have a word with you?
Biraz konuşabilir miyiz?
Can we have a word, sir?
Lütfen buyurun, beyefendi.
Can we have a word with you, sir?
Müsait misiniz beyefendi?
Hey, can we have a word with the champ?
Salak değil. - Şampiyonla konuşabilir miyiz?
Can we have a word of prayer first?
Biraz dua edelim mi?
- Can we have a word in private?
- Amanda özel olarak konuşabilir miyiz?
Mr. Gold, can we have a word with you, please?
Bay Gold, sizinle biraz konuşabilir miyiz?
Colonel can we have a word outside?
Albay, biraz konuşabilir miyiz?
Osiris, can we have a word with you?
Osiris, seninle birkaç kelime konuşabilir miyiz?
- Can we have a word with you?
- Biraz konuşabilir miyiz?
Dr Shannon, can we have a word, please?
Dr. Shannon, biraz konuşabilir miyiz acaba?
Can we have a word with you in the hall?
Koridorda seninle konuşabilir miyiz?
Can we have a word?
Biraz konuşabilir miyiz?
Can we have a word?
- Konuşabilir miyiz?
Can we have a word, Doctor?
Biraz konuşabilir miyiz doktor?
Can We have a Word?
- Biraz konuşabilir miyiz?
Can we have a word with Prue?
Prue'yla konuşabilir miyiz?
Sir... can we have a word outside?
Efendim, dışarıda konuşabilir miyiz?
- Can we have a word, Miss Bourne?
- Biraz konuşabilir miyiz, Bayan Bourne?
Can we have a word with you?
Konuşabilir miyiz?
Can we have a word a second?
Bir saniye konuşabilir miyiz?
- Coach! Can we have a word?
Bir konuşabilir miyiz?
This is Agent Philips. Can we have a word with you?
Siz Pillps misiniz?
Can we have a word? I'm all ears, Jimmy.
Biraz konuşabilir miyiz?
Barnett, can we have a word with you, please?
Barnett, biraz konuşabilir miyiz?
Can we have a word with you? .
seninle bir kaç kelime edebilirmiyiz?
Can we have a word with you alone, Claire?
Seninle yalnız konuşabilir miyiz, Claire?
- Can we have a word?
- Konuşabilir miyiz?
Can we have a word with you, Eve?
Biraz konuşabilir miyiz, Eve?
- Nikki. Can we have a word?
Konuşabilir miyiz?
- Can we have a word?
Biraz konuşabilir miyiz?
Can we have a word?
Biraz konuşalım mı?
Roxanne, can we have a word in private?
Roxanne, biraz baş başa görüşebilir miyiz?
Can we have a word with you in your office?
Rica etsem seninle ofisinde biraz konuşabilir miyiz?
Bahar, can we have a word?
Bahar, biraz konuşabilir miyiz?
Police, sir. Can we have a word?
Polis, konuşmak istiyoruz.
Sarah, can we have a word in the conference room? What's going on?
Sarah, biraz içerde konuşabilir miyiz?
Can we have a word?
Biraz konuşabilir miyiz? Ah!
Oh well, if you want to behave like a clam, you have not uttered a word since we left London.
Pekala, canın puıt gibi oturmak istiyorsa, Londra'dan ayrıIdığımızdan beri bir tek kelime etmedin.
Can we have a quiet word?
Biraz konuşabilir miyiz?
Can we, uh, pop in And have a word with him?
Bir uğrayıp onunla laflayabilir miyiz?
Can we have a word with you, Ben?
Yeniden konuşabilir miyiz, Ben?
Can we just have a word with you, please?
Sizinle biraz konuşabilir miyiz lütfen?
Listen, Dana, after we return this flight recorder what do you say I have a word with the big man, see if I can get you your job back?
Dinle Dana, şu kara kutuyu geri götürdükten sonra koca adamla konuşmama ne dersin? Bakalım işini geri alabilecek miyim?
Ah, Ms. Choksondik, can we have a quick word with you?
Ah, Bayan Choksondik, konuşabilir miyiz?
Maybe you can call your superior, we can have a word with him?
Amirini çağırır mısın? Onunla konuşmak istiyoruz.
We have to start spreading bad word of mouth... so we can always have a table.
Onun hakkında kötü şeyler yaymaya başlamalıyız. Böylece her zaman bir masa bulabiliriz.
I'll have a word with the Governor... and see if we can't all go home.
Vali'yle görüşeyim de hepimiz... eve gidebilir miyiz bir bakalım.
If we can get them to write a paragraph without a four-letter word in it, it'll have to have better command of English.
Eğer onlara, içinde küfür geçmeyen... bir paragraf yazdırabilmek istiyorsak, dil konusu üzerinde durmamız gerekecek.
Perhaps, before you go in, we can have a word together in my office.
İçeri girmeden önce biraz konuşursak iyi olur.
- John, is there somewhere we can have a word?
John rahat konuşabileceğimiz bir yer var mı?