Catalogue traducir turco
509 traducción paralela
A customer came to buy a laundry machine and took a catalogue.
Bir müşteri çamaşır makinesi almak istedi.
It's a painter's catalogue.
Ressam katalogu.
Our catalogue is full.
Kataloğumuz dolu.
Ay, in the catalogue ye go for men ;
Evet, insan diye geçersiniz listede.
20 years ago, I made the mistake of thinking I could civilise a girl who bought her hats out of a Sears, Roebuck catalogue.
20 yıl önce, şapkasını bir "Sears Roebuck" kataloğundan seçerek alan bir kızı uygarlaştırabileceğimi düşünmekle büyük bir hata yapmışım.
We have no time to catalogue our regrets.
Pişmanlıklarımızı sıralamak için zamanımız yok.
You'll find it in the catalogue.
Katalogda bulabilirsin.
Catalogue number 109.
109 numaralı parça.
Number 1 10 in the catalogue.
110 numaralı parça.
Such a monstrous presumption to think that others could benefit from the squalid catalogue of your mistakes!
Başkalarının sizin solgun hatalar katalogunuzdan... yararlanabileceğini düşünmek ne canavarca bir varsayım.
I went through that garden catalogue that came.
Sen? Bahçe kataloğuna baktım.
Catalogue this pot, Danielle, it's 4th dynasty.
Bu kabı katalogla Danielle.
These two are listed in the exhibit catalogue.
Bu ikisi Sergi Katalogu Listesinde olmalı.
Ay, in the catalogue ye go for men.
Listede adınız insan diye geçiyor.
We were reading from the Montgomery Ward Catalogue.
Biz de Montgomery Alışveriş Kataloğu'nu okuyorduk.
I'll have a look in the catalogue.
Kataloğa bakayım.
So this morning I went over to the public library and I looked up "Keppel" in the card catalogue.
Bunun üzerine bu sabah halk kütüphanesine gittim ve fişlerde "Keppel" adına baktım.
Don't catalogue the excuses through the alphabet.
Kitaptaki bahaneleri dizip durma.
Here each commodity taken by itself... is justified in the name of the greatness of production... of the totality of objects, of which the spectacle is an apologetic catalogue.
Burada her bir meta, tüm meta üretiminin heybeti namina mazur gösterilir ; gösteri, bu üretimin övgü dolu bir katalogudur.
Good for the catalogue suckers, huh?
Katalog budalaları için iyi, demi?
Amongst the works exhibited are 5 of his Life Frieze listed in the catalogue under the title Studies for a Series on Love,
Sergilenen 5 eserinin arasında Hayatın Frizleri katalogda, Aşk Üzerine Bir Dizi Çalışma başlığı altında listelenmiştir.
One member of the public writes in his catalogue that the exhibition is " the world's greatest swindle,
Halktan bir kişi kataloguna şöyle yazar : Sergi, dünyanın en büyük dalaveresi.
I want a catalogue of my daughter-in-law's activities.
Gelinimin yaptıklarının bir listesini istiyorum.
I could catalogue your art collection, write biographies of jazz immortals, tune up the motorcycles.
Ben, sizin sanat koleksiyonunuzu kataloglayabilirim, caz ustalarının biyogfilerini yazabilirim, motosikletleri ayar edebilirim.
If you could just look in your card catalogue.
Kart kataloğunuza bir bakın.
I look forward to hearing the rest of your catalogue.
Kataloğunuzun geri kalanını dinlemek için sabırsızlanıyorum.
Instead of the remaining three thousand the borrower will have to take the clothing, and jewels from the following catalogue and which the said lender has put in all good faith at the lowest possible figure.
Geri kalan 3.000 frank karşılığında borçlunun aşağıdaki listedeki eşya, giysi ve mücevherleri alması gerekmektedir. Bunlar için tefeci, mümkün olan en düşük fiyatı koymuştur.
I'll go through the catalogue.
- Listeyi okuyorum. Dinleyin lütfen.
# From a mail-order catalogue
Posta siparişi katalogundan.
I have the catalogue here.
İşte program.
The Wise Men composed a catalogue of proscribed practices. Right?
"Wise Men" yasaklanan uygulamarın bir listesini oluşturdu.
And with Mozart, who speaks Italian perfectly, we adapted some verses of the aria of the catalogue.
İtalyancayı mükemmel derecede bilen Mozart'la birlikte Katalog aryasının kimi dizelerini uyarladık.
The Sears catalogue came out this week. It puts a strain on me.
Bu hafta Sears kataloğu çıktı da biraz baskı altında hissediyorum.
Listen to me... I've got a project in mind, a catalogue... with as many illustrations as we want.
Beni dinleyin... aklımda bir proje var.
Please turn to page three of your Supply Survival Catalogue.
Hayatta Kalma Malzeme kataloğunuzun üçüncü sayfasını açın.
And a catalogue with a circle around an outdoor barbecue for 20 books.
Daireye alınmış, yanında 20 kitap yazan bir mangalın olduğu bir katalog.
I saw it in a catalogue. I had to get it.
Katalogda görünce senin için alayım dedim.
I want a catalogue on Bob Marley.
Bir Bob Marley katalogu istiyorum.
Brothers and sisters... the endless catalogue of bestial atrocities... which will inevitably ensue from this appalling act... must, can, and will be terminated.
Kardeşlerim bu korkunç hareketle, kaçınıImaz surette birbirine takip edecek olan sonsuz hayvani gaddarlık yok edilmeli, edilebilir ve edilecektir.
I know that at first sight I may not seem amusing to a young man, but I'm a mine of experience, a private and invaluable catalogue of undisclosed information, a guide to the past and the future.
İlk görüşte bir delikanlı için çok iç açıcı biri olmadığımı biliyorum. Ama, aslında ben bir deneyim madeniyimdir. Açığa çıkmamış bilgilerin özel ve paha biçilmez bir kataloğu,... geçmiş ve geleceğin bir rehberi.
- "Inflatable Surprises Catalogue."
- "Şişirilebilir Sürprizler Kataloğu".
He'll buy the boat I've had to look at in that catalogue for three years.
Üç yıldır katalogdan baktığım tekneyi alacak.
The Sears catalogue?
Sears kataloğundan mi?
- The entire catalogue.
- Tüm kataloğu.
- Show her the catalogue.
- Ona katalogu göster.
Have you got the Dürer catalogue?
Dürer katalogunuz var mı?
Oh, and listen, why don't I send you our catalogue?
Niçin size bir katalog göndermiyorum?
Please make your selection from this catalogue.
- Buradan seçebilirsiniz. - Çok teşekkürler.
That's not in our catalogue.
Ne güzel bir vatandaşsınız! Üzgünüm.
The Book of King's Regulations is my mistress, possibly with a Harrod's lingerie catalogue discreetly tucked between the pages.
O Şeytanın evladını mahkemede bir yerde görebiliyor musun?
- Catalogue of the sales.
- Satış kataloğu.