English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ C ] / Cee

Cee traducir turco

250 traducción paralela
- ( Music ) Mike Cee ( Music ) - ( Music ) Hey girl!
- ( Music ) Mike Cee ( Music ) - ( Music ) Hey girl!
( Music ) Mike Cee, yes, he is rockin'it ( Music )
( Music ) Mike Cee, evet, o da sallansın ( Music )
If you don't let me out inside of 15 seconds I'll call the cops on you faster than you can say "Marlboro Man."
Beni 15 saniye içinde bırakmazsanız daha siz "cee" diyemeden polisleri çağırmış olacağım.
Ghee. Ghee'new.
- Cee Howa.
Peekaboo.
Cee!
Peekaboo.
Guguk, cee.
Oh, come on, Cee.
Oh, yapma, Cee.
Well, my roommate, Len Bateson, I saw him go into Cee's room.
Pekâlâ, oda arkadaşım, Len Bateson'ı Cee'nin odasına girerken gördüm.
Cee would never have thought up an idea like that on her own.
Cee böyle bir şeyi tek başına düşünemezdi.
This is all very well, Mr Poirot, but will it tell us who killed Cee?
Hepsi çok iyi, Bay Poirot, peki bize Cee'yi kimin öldürdüğünü söyleyecek misiniz?
Peek-a-boo.!
Cee-eee.
Peek-a-boo!
Cee-eee.
Miss elly may go skinny-dippin'In the cee-ment pond. Elly may. I love her.
Miss Elly May beton havuza dalmaya çıplak gidiyor.
Homer, first of all, it's "par-tay"... and second, we wouldn't "par-tay" with you... if you were the last dad on Earth.
Homer ilk olarak o "eğlen-cee" ikincisi, biz seninle "eğlen-mee" yiz Dünya üzerinde kalan son baba olsan bile.
Yeah, Cee-Cee's playing at The Spotnext week.
Evet, Cee-Cee önümüzdeki hafta Spotnext'te çıkacak.
They slapped Cee-Cee around and whatnot.
Cee-Cee'yi de dövdüler.
- They killed Cee-Cee!
- Cee-Cee'yi öldürmüşler!
- They fucking killed Cee-Cee, too!
- Cee-Cee'yi de öldürmüşler!
- Yah, I can cee that.
- Yaaa, anlıyorum.
Cee Cee, I don't want you talking like that.
Cee Cee, böyle konuşmanı istemiyorum. Evet kızım, kapa çeneni.
Di-vor-cee, not di-vorc-ee "Cee", not "ee".
Bo-san-mak, bo-sen-mek degil "mak", "mek" degil.
You should have said a word beginning with "cee".
Söyledigin kelime "mek" ile bitiyordu.
We were playing peekaboo.
"Cee eee" oyununu oynuyorduk da.
Little Davey, peekaboo.
Küçük Davey. Küçük Davey. Cee.
I've had some contact with Davey in passing- - couple of high-fives, one or two peekaboo sessions, but I haven't had much contact with Martha.
Davey'le iletişimimiz oldu. Birkaç kez çaktık. Bir veya iki cee seansı yaptık.
Or the profile one, where you've got your finger in your mouth... and the peek-a-boo look.
Ya da cee yapacakmış gibi bakıp parmağını ağzına soktuğun değil.
- Right, peek-a-boo, that's what it is.
Evet, cee yapacak. Bu o.
Here's your cee for the evening, you know him from TV's Son Of A Beach, and he was recently robbed of a spot on Dancing With The Stars...
İşte bu akşamki sunucunuz, onu televizyondaki Aşağılık Adam dan tanıyorsunuz.
I mean, I know you kids aren't Little Bo Peep underneath those dresses.
Demek istediğim, sizler o kıyafetlerin içinde "cee" oynayacak çocuklar değilsiniz.
Aboo.
Cee.
Cee-lo, that's right.
İşte bu kadar.
I don't really think peekaboo's gonna fly, Sookie.
Bence "Cee" oynamak pek uygun olmaz Sookie.
"Peekaboo, take a shot." That could be fun.
"Cee" ve fondip. Eğlenceli olabilir.
Cee Cee's.
Cee Cee.
Cee Cee's Rack.
- Cee Cee's Rack.
PREPARING FHO CEE NOR REMONY.
Onur töreni için Hazırlanıyorum.
Cee.
- Cee.
- Cee.
- Cee.
Cee?
Cee?
So, Robbie, the housekeeper's son, whose father did a bunk 20 years ago, gets a scholarship to the local grammar, the Old Man puts him through Cambridge, goes up at the same time as Cee, and for three years she hardly speaks to him.
Bu Robbie kahya kadının oğlu, babası 20 yıl önce onları terk etti. Lisede burs kazandı, Peder onu Cambridge'e gönderdi. Cee ile aynı zamanda gittiler ve üç yıl onunla hemen hemen hiç konuşmadı.
The truth is I feel rather lightheaded and foolish in your presence, Cee, and I don't think I can blame the heat.
İşin aslı senin varlığın başımı döndürdü ve beni sersemletti, Cee, ve bunun için sıcak havayı suçlayamam.
Could you run ahead and give this to Cee?
Bunu bir koşu gidip Cee'ye verebilir misin?
What do you say, Cee?
Ne diyorsun, Cee?
Cee, you come with me.
Cee, sen benimle gel.
Cee, you don't owe me anything.
Cee, bana hiçbir şey borçlu değilsin.
Cee, please write and tell me we can meet.
Cee, lütfen bana yaz ve buluşabileceğimizi söyle.
Peekaboo!
Cee!
Jackie Cee?
Jackie, gördün mü?
Jaa...
Çee...
Cee Cee!
Cee Cee!
I have a fian- -cée.
Bir nişan lım var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]