English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ C ] / Chaotic

Chaotic traducir turco

595 traducción paralela
"Your mind is chaotic. You have no psychology."
Kafan karmakarışık, psikolojin yok.
Sometimes I think, with the world in its present chaotic state- -
Bazen düşünüyorum da, dünyanın şu anda içinde bulunduğu kaos yüzünden...
Chaotic.
- Nasıl gidiyor?
Quick profits made in chaotic times never last.
Kolay kazançlar, karışık dönemlerin sona ermemesine yol açar.
It shows a chaotic but not absurd world rather like our own, flying off in all directions, but with a purpose
Kaotik ama yine de mantıklı bir dünya anlatıyor. Bizimki gibi. Dört bir yana savrulan, ama bir amaç için.
Chaotic times call for chaotic living.
Buhranlı zamanlar insana buhranlı bir yaşam sunar.
In China and India conditions are chaotic as riots and pestilence sweep the land.
Çin ve Hindistan bir kaos içinde, her tarafta isyan ve salgın hastalık var.
You're such an optimist to believe that in a world this confused and chaotic there are people so lucid as to belong exclusively to the Left or the Right.
Çok iyimser birisiniz, bu şaşkın ve karmaşık dünyada aklı karışmamış insanların solu ya da sağı seçebileceğine inanıyorsunuz hala.
I was enjoying your chaotic carryings-on.
Çünkü tutarsızlıklarınız beni çok eğlendiriyordu.
Shows a culmination of internal sexual conflict... generally of old standing... and based on a constitutionally determined chaotic sexual pattern.
İçsel cinsi çatışmanın zirvesinde olduğu çok açık genel olarak sabit ve belirli kaotik cinsel modele dayanıyor.
Things are breaking down, things are chaotic but that is good, that's the first step.
İşler bozuluyor, işler karmakarışık ama bu iyi bir şey, ilk adım bu.
If more expounded their views about the conditions in the world, Less chaotic conditions would exist, and a nuclear war is in the offing.
Dünya görüşlerini ne kadar açıklarlarsa, o kadar az kaotik durum ortaya çıkar, ve nükleer savaşın sonlarına gelindi.
It was chaotic
Herşey çok karışıktı
Heaped on the floor... behind the table he... looked like the remains... of some chaotic dinner party.
Masanın arkasında yere yığılmış çok kalabalık bir yemekli partinin artıkları gibi görünüyordu dedem.
It's chaotic in Tai Ming Fu
Tai Ming Fu kapısında geliyorum.
In this chaotic world, what kind of plans do you have?
Bu karışık dünyada, Ne yapmayı planlıyorsunuz?
Why is it so chaotic?
Bu ne velvele?
If not controlled and kept at bay... wild impulses will turn everyone into beastly animals... chaotic natural beings.
Kontrol edilmez ve vahşi dürtülerden uzak tutulmazsa herkesi istenmeyen hayvani ve karma karışık doğal varlıklara dönüştürür.
Without marriage, rootless and chaotic conditions would arise which in turn, I fear, might easily lead to anarchy.
Evlilik olmazsa, temelsiz ve karmakarışık durumlar ortaya çıkar. Korkarım ki bu durum sonrasında kolayca anarşiye sebebiyet verebilir.
The world is already very chaotic
Dünya yeterince karmaşık bir yer
The Germans will love it, the French will ignore it, and the Italians and the Irish will be too chaotic to enforce it.
Almanlar sevecektir, Fransızlar istemeyecektir İtalyanlarla İrlandalılar da zorla uygulatacaklardır.
And if they watch the evening news on television... well, there what they see is a terrifying, chaotic universe... full of rapes and murders and hands cut off by subway cars... and children pushing their parents out of windows.
Ve eğer televizyonda akşam haberlerini izliyorlarsa zaten tecavüzlerle, cinayetlerle, metroda kopan ellerle anne ve babasını pencereden aşağıya iten çocuklarla dolu korkunç ve karışık bir evren olduğunu görüyorlardır.
The situation of these children is more chaotic when one is aware that they can't be prosecuted which permits the exploitation of these minors by some adults.
Bazı yetişkinlerin istismarlarına maruz kalan bu çocukların kendilerini savunma yetilerinden uzak oluşları durumlarını daha da kaotik hale getirmektedir.
Hmm. Extreme, violent, chaotic, apocalyptic, somewhere in there, I think, you know.
Aşırı, şiddetli, düzensiz, vahiysel, öyle bir şey sanırım.
In this chaotic state And widespread unrest It's not easy for us to chat like this!
Bu karışık ortamda... ve huzursuzluk zamanında rahatça sohbet... edebilmek bile imkansız olmaya başladı!
Things are chaotic here, but this is what we know so far :
Burası keşmekeş içinde, ancak şimdilik bildiğimiz kadarıyla...
Chief, it is so chaotic out there and we cannot catch Ching Fong Tin.
Şef, orada karışıklık var, ve biz Ching Fong Tin i yakalayamadık..
- It is also chaotic out there.
- Ayrıca orada karışık.
It is chaotic out there. There must be over 100 mountain thieves.
dışarısı karışı orada 100 kadar, dağ hırsızı var.
Michael, things are chaotic now
Michael, ortam karışmış durumda.
It's short notice, I know, but later everything's gonna be chaotic.
Biliyorum, çabuk bir davet oldu ama daha sonra herşey daha karmaşık olacak.
Because of the chaotic situation, the people in town have all left.
Bir kaos ortamı olduğu için, kasabadaki insanların hepsi terk etti.
It was chaotic for a while.
Çok karışık bir dönemdi.
I was in a chaotic, spiritual state inside.
Karmançorman, ruhani bir durumdaydım.
You know, I used to think that the universe is a random, chaotic sequence of meaningless events.
Biliyor musun, eskiden bu evrenin rastgele oluşan anlamsız olayların kaotik zincilemesiyle oluştuğunu düşünürdüm.
My thoughts were chaotic. I saw the light in your window.
Aklım karma karışıktı, ben de pencereden lambalarının açık olduğunu gördüm.
The situation's chaotic. Urgent! Send help, please!
Yardım gerekiyor beni duyuyor musunuz?
I know things are a little... -... chaotic for you right now. - Chaotic!
Şu an senin için herşeyin biraz düzensiz olduğunu biliyorum.
that it was ill-informed, that it was chaotic, unruly and so forth ;
İyileşmenin yolu, iş dünyasını serbest bırakmaktır. Ama Roosevelt, büyük bir zaferle yeniden seçildi.
It was quite chaotic.
Biraz karmaşıktı.
Is the universe an inherently irrational place random and chaotic?
Evren özünde irrasyonel, rastlantısal ve kaotik midir?
I mean, you're all chaotic and twirly, you know?
Düzensiz hareketler yapıp fıldır fıldır dolanıyorsun.
You don't see Ross getting chaotic and twirly every time they come.
Onlar geldiğinde Ross, hiç düzensiz hareketler yapıp fıldır fıldır dolanıyor mu?
So, many years ago, we set ourselves the task of imposing order on a chaotic universe.
Yıllar önce karmakarışık olan evrene muhteşem bir düzen getirmek için el attık.
We "re presented with a vibrant, chaotic canvas... and it" s up to us to explore and interpret it.
Birbiri içerisine girmiş capcanlı bir tablo sunuluyordu bizlere. Bunu keşfetmek ve yorumlamak ise bize düşüyordu.
These are chaotic times, captain.
Karmakarışık bir devirde yaşıyoruz, kaptan.
Even within chaotic systems, there is a pattern of limited predictability.
Kaotik sistemlerde, önceden tahmin edilebilir bir durum bulmak zordur.
He keeps running these chaotic rhythms.
Ritimi düzensiz.
I tried to bring order to a chaotic situation.
Kaotik bir duruma düzen getirmeye çalışmamdı.
The divergence fields were so chaotic, we couldn't complete the merging.
Bu yüzden ayırma alanı çok fazla karışık olduğundan, birleşme işlemini, tamamlayamadık.
Its thinking is chaotic.
Düşünme şekli çok karmaşık.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]