Chapel traducir turco
1,804 traducción paralela
The only time those boys get out is for chapel and Pl.
Sadece kilise ve PI için çıkıyorlar.
A few years ago, the chapel burnt down and the DOC realised they had some toxic issues.
Birkaç yıl önce, kilise yanmıştı ve zehirli maddeler olduğunu fark ettiler.
- In the yard, by the chapel.
- Avluda, kilisenin orada.
There... There'll be a memorial service at the Foreign Office Chapel.
Dışişleri Bakanlığı kilisesinde bir anma töreni olacak.
Haven't I told you not to have these in the chapel?
Kilisede bunları istemediğimi sana söylememiş miydim?
Chapel sure is busy for a Tuesday.
Salı günleri Kilise dolu oluyor.
See you at the chapel.
Kilisede görüşürüz.
Miss Fasulo is expected in chapel.
Bayan Fasulo kilisede bekleniyor.
Rosslyn Chapel.
Rosslyn Şapeli.
I am merely the instrument of His will and I announce with enthusiasm that the time has come for your two-week retreat in the Holy Chapel.
Yalnızca O'nun iradesiyle hareket ederim. Büyük bir sevinçle açıklıyorum. Kutsal Şapel'de iki hafta inzivaya çekilme vakti geldi.
I forbid you to return to the chapel.
Şapele gitmeni yasaklıyorum.
We're going to the chapel.
Şapel'e gidiyoruz.
- To the chapel?
- Şapel mi?
This chapel is freezing.
Şapel soğukmuş.
you asked me to renovate this chapel...
Şapeli yenilememi mi istiyorsun...
Understand, Chapel.
Anlaşıldı Chapel.
He's a wild card, Chapel. Yes.
- Kendisinden ne beklenileceği belli olmayan biridir.
Just make sure you keep it under control, Chapel.
Kontrol altında tuttuğuna emin ol, Chapel.
Chapel, you guaranteed me this French fiasco would not happen.
Bu Fransız fiyaskosunun olmayacağını bana garanti etmiştin.
- Fuck you, Chapel.
- Siktir git Chapel.
You really want them back, Chapel? No help at all.
- Gerçekten onları geri çekmek mi istiyorsun Chapel?
Chapel, you and Dresham fuck us on this... I'm gonna stick my.45 up your ass and break every bone in your body.
Dresham ve sen bize ihanet ettiniz... 45'liğimi götüne sokacağım ve vücudundaki bütün kemiği kıracağım.
- Chapel, this is getting out of control.
- Bu olay gittikçe kontrolden çıkıyor.
So, you're back in business, Chapel.
İşe geri döndün Chapel.
Mr. Chapel has arrived, sir.
Bay Chapel geldi efendim.
That is just your payment, Mr. Chapel.
O sizin ücretiniz bay Chapel.
There will be a bullet in your head, Mr. Chapel.
Kafanda bir kurşun olur bay Chapel.
Chapel's going to be in one of them.
Chapel çatı katlarından birinde olacaktır.
Chapel must have deep pockets if he was able to buy you.
Chapel seni satın alabiliyorsa parası bol olmalı.
Now, tell me about Chapel and your boyfriend.
Şimdi bana Chapel ve erkek arkadaşından bahset.
- Chapel has plenty of muscle and money.
- Chapel'in çok kası ve parası vardır.
I want you to find out where Seeger and Chapel are operating from.
Seeger ve Chapel'in nerede operasyon yaptıklarını öğrenmeni istiyorum.
Chapel here.
Chapel.
Listen, Chapel, my friend.
Dinle dostum Chapel.
Chapel here.
Ben Chapel.
Yeah, well, you win some and you lose some, Chapel.
- Biraz kaybettin biraz kazandın Chapel.
I want a contract out on Chapel so rich... even the FBI will try to collect on it.
Chapel'in kontratını iptal etmek istiyorum. O kadar zengin ki FBI bile üstünde toplamaya çalışacak.
Have you seen Chapel?
Chapel'ı gördün mü?
3 : 00, back left chapel... basilica, confessional.
3 : 00, kilisenin arkasında.... basilica, günah çıkarma.
To the chapel. And after that?
Burdan çıkarak
Speaking of which, we are in front of the chapel of the key of fire.
Sıcak Anahtar Şapeli'ne yaklaştık.
Another chapel.
Başka bir şapel.
They call it, the chapel of the perfumed key.
Buna Kokulu Anahtarın Şapeli diyorlar.
Do you think that when Michelangelo, right, was painting the Sixteenth Chapel, that he said,
Michelangelo, Onsekizinci Chapel'i çizerken
"And maybe you could help me... Give me a brush " and you guys can grab brushes, and we can all make a great chapel. " Uh-uh.
Belki siz de elinize fırçayı alıp, bir fırça atmak istersiniz, ve ortaya harika bir chapel daha çıkmış olur. " dediğini bir düşünsene.
It's the Sistine Chapel, not the Sixteenth, and I bet when Michelangelo asked for 12 brushes, they didn't bring him three.
Bir kere onun adı Onsekizinci Chapel değil, Sistine Chapel, ve bahse girerim Michelangelo 12 fırça istediğinde, 3 tane bile götürmemişlerdir.
No chapel?
İbadethane yok mu?
just like the chapel last night
Tıpkı dün geceki küçük kilise gibi.
No wedding chapel. it's an outrage.
Evlilik için bir kilisesi bile yok. Utanç verici!
In the chapel.
- Şapelin içinde.
Will you dispatch us here or shall we follow you to your chapel?
Bizi burada mı evlendireceksiniz, birlikte şapele mi gidelim?