Cheek traducir turco
2,158 traducción paralela
You call this vomit quiche? Bloody cheek.
Sen bu kusmuğa kiş mi diyorsun?
Here's my cheek.
İşte yanağım.
It's such a nice cheek.
Güzel bir yanakmış.
Most guys wouldn't hang in there after only getting a peck on the cheek the first two dates.
Erkeklerin çoğu ilk iki buluşmada sadece yanaktan öpücüklerle karşılaşınca ilişkiyi bitirirdi.
What did they do, tattoo the wrong butt cheek?
Dövmeyi kıçının yanlış tarafına mı yaptılar? Randy, Walter, Sheppard!
Let's have premium kalbi, steak, premium beef tripe, pork gibblets, pork cheek...
Haydi şöyle büyükçe bir kalbi, biftek, işkembe, domuz pastırması...
That bruise on your cheek.
Çenendeki morluğu diyorum.
I can feel the wind in your cheek.
Yanaklarındaki rüzgârı hissedebiliyorum.
I'm going to go get some ice for your cheek.
Yanağın için biraz buz getireyim.
Her cheek is laid to thine. "
Yanağı yaslanmış yanağına.
Terrible cheek, I know, but...
Korkunç bir arsızlık, biliyorum ama...
Yeah, we're gonna do random cheek swabs On tall white men over 50, preferably with blue eyes.
Evet, yaşı 50'nin üzerinde, uzun boylu ve tercihen mavi gözlü erkeklerden DNA örnekleri toplayacağız.
So, this part of the cheek bones is sort of rotated like that.
Yani, elmacık kemiklerinin bu bölümü, şöyle döndürülmüş gibi.
And even those features that Wu pointed out, the nose and the cheek bones, don't seem that similar to me.
Wu'nun dikkat çektiği burun ve elmacık kemikleri gibi özellikler bile, bana benzer görünmüyor.
Scratch that. abort cheek spreading. pivot.
Yap bunu.Çeneyi boş ver.
It was on the cheek.
Yanağından öptük.
Can you cheek a pill?
Ağzında hap saklayabilir misin?
I'll just cheek it again.
Yine ağzımda saklayacağım.
Connecting... the pet acellular grafts to the chin / cheek incisions.
hayvan dokuları... çene ve yanak ile birleştirilir.
Mommy, that hurts my cheek implants.
Şu şirinliğe baksanıza! Anne benim yanakçıklarımı acıttın!
That bruise on his cheek's a week old.
Yanağındaki çürük bir haftalık.
THERE'S A CUT INSIDE OF HER CHEEK, INDICATING THAT SHE WAS SLAPPED, HARD.
Yanağının içindede bir kesik var, Bu da sert bir tokat atıldığına dair bir işaret.
AND THEN YOU SLAPPED HER, HARD ENOUGH TO CUT HER CHEEK.
Ve ona, yanağında kesik yaratacak kadar sert vurdun.
I won't slap your cheek anymore!
Bir daha tokat da atmayacağım!
Is it the whole Jesus said "turn the other cheek" thing?
Yoksa İsa'nın "Öbür yanağınızı dönün" sözünden mi?
He's clamped on to my butt cheek, dude.
Göt lobuma kenetlendi dostum.
Man, how come every girl posts, like, a million photos online of her and friends posing cheek to cheek?
Kızlar milyonlarca yanak yanağa poz veriyor sonra internete nasıl yolluyorlar?
I've lost all feeling in me left cheek.
Sağ kanadımın titrediğini hissediyorum.
That's my cheek, Private, and the right one.
O benim kanadım, Asker.
You, um, you--you have something on your cheek.
Yanağında bir şey var.
Cheek, shoulders, forearms...
Yanak, omuzlar, ön kollar...
We've got the, victim's ear and cheek prints against the limo here, so we know what position he was in when he was killed.
Kurbanın limuzinde bıraktığı kulak ve yanak izleri burada. Dolayısı ile öldürülürken hangi pozisyonda durduğunu biliyoruz.
You were such a gentleman, gave her a kiss on the cheek. When what she really wanted was... Oh, well.
Tam bir centilmendin yanağına bir öpücük kondurmuştun ve onun aslında istediği bilirsin.
I pulled one earlier. I got a splinter in my cheek.
Bugün bir tane aldım, yanağıma kıymık saplandı.
This is to swab inside your cheek.
Yanağının içine sürtüyorsun.
Yeah, I'm fine for tzatziki. Just give me some cheek lining and I'll be off.
Bana yanak içinizden örnek verin de gideyim.
Butt cheek tingling?
Popon karıncalanıyor mu?
She had the cheek to say that maybe it was a good thing the ball had to be cancelled, because she didn't know whether the Westons could organise such an event without her experience in social occasions!
Balonun iptal edilmesinin iyi bir şey olabileceğini söyleme cesaretinde bile bulundu. Çünkü kendisinin bu konularda edindiği deneyimleri olmadan Weston'ların böyle bir olayı organize edip edemeyeceklerinden emin değilmiş!
When were up together dancing, cheek to cheek.
Onunla yanak yanağa dans ediyordum.
I love to go up fishing on a river or a creek, but I do not love it half as much as dancing cheek to cheek.
Dere ya da bir koyda, balık tutmaya bayıIıyorum. Ama yanak yanağa dans etmeyi daha çok seviyorum.
- Feel it against your cheek.
- Yanağında hissedebilirsin.
Now the hospital admitting report said he had a broken nose, lacerations to the cheek and forehead that required suturing to close.
Hastane raporuna göre kişinin burnu kırılmış alnında ve yüzünde dikiş gerektirecek yaralanma olmuş.
He beats me from his left hand, I take it on my left cheek..
Onun sol eli bana vuruyor, benim sol yanağımda onu yakalıyor.
Foster here disapproves of my parenting techniques, which I think is a bit of a cheek, don't you?
Foster benim ebeveynliğimi onaylamıyor, bende bunun biraz küstahlık olduğunu söylüyorum, haksız mıyım?
Don't tell me to turn the other cheek
Sakın bana diğer yanağını çevir deme.
Turning the other cheek won't help. We need to fight fire with fire.
Öteki yanağını uzatmak bir işe yaramayacak.
You've got some cheek turning up here like this.
Buraya böyle küstahça gelemezsin.
They are happy to live cheek by jowl, but any male who comes here in the hope of mating must first defeat the overlord.
Burada dip dibe yaşamaktan memnunlar ama bir dişi ile eşleşme umuduyla gelen herhangi bir erkek önce derebeyini yenmek zorunda.
He picked up a nailfile, metal nailfile, drove it through my cheek, speared my tongue to the bottom of my mouth.
Dökülenlerin arasından törpüyü eline aldı. Yanağımda gezdirdi. Sonra dilime saplayıp gırtlağıma kadar ittirdi.
And your cheek so soft... hi, dad.
- Selam, baba.
Cheek.
Yanakların.