Chillax traducir turco
121 traducción paralela
Mr. Griffin, chillax.
Mr. Griffin, rahat olun.
There is nothing I would like to do more than chillax, Amanda.
Rahatlamaktan daha çok istediğim bir şey yok zaten, Amanda.
Chillax, Pam.
Rileeks, Pam.
I'm gonna have to give you some of my Prozac if you don't chillax.
Kendini iyi hissetmiyorsan, sana benim Prozac'ımdan verebilirim. Seni öldürmez.
Whoa! Whoa, chillax, man! What are you doing?
Abi sakin olsana.
You're forty-one. " And I'm like," chillax, snowboarding is a legit career. "
Ben de : " Sakin olun, snowboard yapmak meşru bir kariyerdir.
And We Need To Chillax -
Ve bizim rahatlamamız gerek.
Lola, chillax.
Lola, sakin ol.
Chillax.
Rahat ol.
I just want you to chillax.
Sadece rahatlamanı istiyorum.
- Dude, chillax.
- Sakin ol ahbap.
Chillax, let me see something.
Bekle, bir şeye bakmam gerek.
I bet you're still telling your friends to "chillax."
Bahse girerim hala arkadaşlarına "chillax" ı anlatıyorsundur.
Oh, chillax, I've never seen one of these before.
Heyecan yapma, daha önce hiç böyle bir şey okumamıştım.
You need to chillax
Rahat ol biraz.
You want me to chillax?
Rahat mı olayım?
I will chillax when you tell me that you have done something
Bir şey yaptığını söylediğinde rahatlayacağım.
You're right, I'll just chillax.
Haklısın. Rahat takılıcağım.
Chillax, man.
Sakin ol dostum.
Okay, people, let's all chillax!
Aynı zamanda da aşağılamak. Tamam, millet sakin olalım!
Whoo! After a hard day of directing-slash-acting, there's only one way I like to chillax.
Yönetmenin kamçıladığı oyunculukla geçen zor bir günün ardından hoşlandığım şekilde rahatlamanın sadece bir yolu var.
Hey, chillax.
Rahat ol.
Chillax Just having some fun
Biraz eğleneceğiz sadece.
- Chillax. Don't be hatin'on my plan.
Şenlik olacaksa hiçbir şey onların yerini alamaz.
Chillax, Pappu!
Üzülme, Pappu
Until then, you gotta just chillax, my brother.
O zamana kadar az gevşe zenci.
At least I nailed "chillax." No, you didn't.
- En azından araya "gevşe" yi sıkıştırdım. - Yok öyle bir şey.
Chillax.
Rihanna.
Chillax.
Sakin olun.
Aw. Chillax, my friend.
Rahatla dostum.
Hey, chillax, bro.
Hey, sakin ol kardeşim.
Okay, you need to chillax, or I need to start carrying a tranq gun.
Sakinleş biraz yokse sakinleştirici tabancalardan taşımaya başlayacağım.
Take it out on the road, really open her up, chillax?
Hıncımızı yollardan çıkartırız, bisikletin hamlığını atmış oluruz, biraz da gevşeriz.
Yeah, well, you shouldn't say "chillax."
Sen de "Gevşeriz" deme o zaman.
Chillax.
Sakin ol.
I told them all to chillax!
Hepsine, rahat olun dedim!
- Chillax, Stu.
Sakin ol, Stu.
Cats are awful. Just chillax.
Kediler korkunçtur.Rakin olun.
What part of "chillax" don't you understand?
Rakinin neresini anlamadınız?
Chillax, really.
Rahatlayın biraz, gerçekten.
Chillax, ladies.
Rahatlayın, kızlar.
Dad, chillax.
Baba, sakin ol.
- Chillax, it's still early.
- Rahat ol, vakit daha erken.
Look, the thing is, my morning commute is my time to chillax.
Olay şu ki, arabada geçirdiğim zaman, rahatlama vaktim.
Chillax?
- Rahatlamak mı?
You just chillax.
Sen rahat ol.
You see this motherfucker? - Chillax man...
Ne dedin sen?
Chillax.
Sakinleş.
Chillax.
- Arkama yaslanıp oturamam...
Oh, chillax, bro.
- Sakin ol, dostum.
Honey, chillax. No, I'm not gonna'chillax'.
- Tatlım, rahatla.