Chunk traducir turco
900 traducción paralela
Second, it's a lot better you get a chunk of it than him.
Birazını onun yerine sen al, daha iyi.
And they hurt you again and you get meaner and meaner till you ain't no boy nor man anymore, just a walking chunk of mean mad.
Bir daha canını yakarlar ve daha kötü olursun, sonunda insanlıktan çıkarsın ve kötülük ve delilik örneği olursun.
Hit him with a chunk of wood, María.
Bir odun parçasıyla vur ona!
There'll be a big chunk of dough, and I'm through.
Büyük miktarda para olacak. Bırakacağım, bu kadar yeter.
- Chunk it in.
- Bu alışkanlıktan kurtul.
For that chunk of rust?
Bu pas yığınına mı?
That chunk of rust works just fine.
Pas yığını dediğin saat gibi çalışıyor.
That's where he got this withered arm, he caught a chunk of lead.
O, kolunu çatışmada kaybetti,... bu kadar kanıt yeter.
That chunk of lead is still in there.
Kurşun da hâlâ içeride.
How, after all, could a cold chunk of wood convey any idea... of the exquisite features of llyana?
Nasıl olurda bu tahta parçası. llyana'nın keskin hatlarını yansıtabilirdi?
Well, perhaps, some scientists have suggested it was a chunk of antimatter from space annihilated on contact with the ordinary matter of the Earth disappearing in a flash of gamma rays.
Bazı bilim adamları bunun uzaydan gelen bir miktar anti madde olabileceğini,... Dünya'daki normal madde ile karşılaşınca patlayıp gama ışını olarak kaybolmuş olabileceğini önerdiler.
Can't do a damn thing without a chunk of money.
Bir miktar para olmadan lanet hiçbir şey yapamıyorsun.
If you need a chunk of cash, remember that offer I brought from the Yoshino syndicate?
Eğer bir miktar paraya ihtiyacın varsa Yoshino kartelinden getirdiğim teklifi hatırlıyor musun?
When my luck returns and I have a chunk of money in hand again, we can go our separate ways.
Şansım geri döndüğü zaman elimde tekrar para olacak..... sonrasında yollarımızı ayırabiliriz.
Mama Chunk.
Mama Chunk.
Divide it fairly. One chunk apiece.
Kavga etmeden eşit bölüşün tamam mı?
They're all tame until they take a chunk out of you.
- Sizden bir parça alana kadar öyleler.
If you do as you're told, you may find that you have a nice chunk of gold.
Anlattığın gibi yaparsan, güzel bir külçe altın belki bulabilirsin.
You even got away with quite a chunk of the haul.
Ganimetten iyi bir parçayla ayrılmıştınız.
- Something I can do for you? - That chunk of paper there?
- Sizin için yapabileceğim bir şey var mı?
"Taffy come to my house And stole a chunk of beef."
Taffy evime geldi Koca bir parça et götürdü
I thought that if I smoked them out, they'd reveal their secret but not a soul left carrying a bar of gold or even a chunk of wood.
Düşündüm ki eğer onları ateşe verseydim sırları ortaya çıkardı ama bir ruh bir çubuk altını hatta bir yığın odunu taşımayı bırakmadı.
Have a chunk of bread, girl.
Al bir parça, kız Çetvertak.
The flesh was torn right out in a big chunk.
Et büyük bir parça halinde yarılmış.
Mr. Nightlinger, I'd like some beans and cabbage for supper with a big chunk of fatback in some red pepper sauce.
Nightlinger, akşam yemeğinde fasulye ve lahana istiyorum. Yanında da kuyrukyağında pişirilmiş bol kırmızı biber sosu.
You're talking about a guy who'd kill a grifter... over a chunk of money wouldn't support him for two days.
İki günlük harçlığı bile olmayacak kadar para için birini öldüren bir adamdan bahsediyorsun.
And a chunk of his torso, the lower torso, went spiralling into the air and came down on John's knees with the absolute posterior devoid of any clothes staring him right in the face.
Gövdesinin bir bölümü alt kısmı havada tur attı ve John'un dizlerinin önüne düştü. Sırt kısmı tamamen açıktaydı, kıyafet yoktu. Gözgöze geldiler.
Not in one big chunk.
Tamamı tek seferde değil.
They own a chunk of 5th Avenue twenty downtown pieces of Boston. A part of the port of New Orleans.
5. caddenin büyük bölümü onların Boston'da yirmi tane kent merkezi, New Orleans limanının bir bölümü...
Shall I cut a chunk out of your back, or would that be too ridiculous?
Ya da sırtından bir parça keseyim, yoksa bu da mı çok gülünç olur?
Bipedal, tiny, little furred humanoid creatures got a chunk of lava in their hands, they're stalking or hunting something.
İki ayaklı, minik, kıllı insanımsı canlılar... ellerinde bir parça volkanik taş var... bir şeyi takip ediyorlar ya da avlanıyorlar.
Two thousand for this chunk of shit?
2000 $ bu hurda yigini icin?
Van der Veer owned a hell of a chunk of it.
Van Der Veer oraların büyük bölümünü ele geçirmişti.
Great big chunk of our marriage left.
Evliliğimiz için geri kalanı.
I'll take a big chunk of your friends with me.
Arkadaşlarının büyük bir parçasını da yanımda götüreceğim.
I've had to notify the local police, pull out the special branch, get the minister to muzzle the press and allocate a sizeable chunk of my meager budget to renovating the establishment!
Yerel polisi haberdar etmek, özel birimi geri çekmek, basını susturmak ve zaten yetersiz olan bütçemin büyük bir kısımını müesseyi düzeltmek için kullanmak zorunda kaldım!
Then the laser probe locks onto a floating chunk of Kryptonite.
Sonra lazerler bir kriptonit parçasına kilitlenecek.
In fact, he was so full of niceness I hated laying that big chunk of...
Aslında, iyilikle doluydu........ ve ona o şeyi vermek istemedim.
Visalia and a chunk of Montana. West Texas.
Visalia ve Montana'nın bir kısmı ile Batı Teksas da aynı durumda.
You're getting ready to take a nice chunk out of the neck.
Boynundan ısırmaya hazırsın.
A little chunk of history that they've forgotten to alter.
Değiştirmeyi unuttukları tarihin bir parçası.
It's Chunk.
Bu Dobiş.
I know you'd expect that from Chunk.
Dobiş'ten bunu beklerdiniz.
Chunk!
Dobiş!
What did you break this time, Chunk?
Bu sefer ne kırdın, Dobiş?
Get off me, Chunk.
Çekil üzerimden, Dobiş.
Shut up, Chunk!
Kes sesini, Dobiş!
- Shut up, Chunk.
- Kes sesini Dobiş.
Chunk, shut up!
Dobiş, kapa çeneni!
But let me give you a chunk of information.
Ama şunu bil.
I spent a good chunk of my life looking the other way.
Hayatımın en güzel yıllarını bir başka yol arayarak geçirdim.