Comet traducir turco
1,318 traducción paralela
Well, there's a slight chance there are magnetodynamic forces acting on the comet that are too subtle for our sensors to detect.
Peki ala, sensörlerimizin çok zor tespit edebileceği manyeto dinamik güç iletimi yüzünden, kuyruklu yıldız, çok zor fark ediliyor.
That transport from the comet... it brought a man aboard.
Kuyruklu yıldızdan yaptığımı ışınlama sonucunda- - gemiye bir adam geldi.
You were being held against your will inside the comet?
O kuyrukluyıldız içinde mi tutuluyordunuz?
Go back down the hall, take a left at Mars, right at Halley's comet and then just keep going straight ahead past the soda machine, okay?
Holden aşağı inin, Mars'tan sola dönün, Halley kuyruklu yıldızının hemen yanından dümdüz gidin Hemen soda makinesinin orası?
It's been speculated that it was a piece of a comet... or an asteroid or even a piece of antimatter.
Bir kuyruklu yıldızın parçası, ya da bir asteroid ve hatta bir miktar karşı madde olduğuna dair söylentiler yayıldı.
It's a comet that was just discovered this month.
- Geçen ay keşfedilen bir kuyrukluyıldız.
You should join me for a comet watch.
Benimle yıldız izlemelisin.
Component 37329- - a rogue comet.
Bileşen 37329- - başıboş bir kuyrukluyıldız.
About eight months ago, Voyager made a course correction to avoid the comet.
8 ay önce Voyager kuyrukluyıldızdan kaçınmak için, bir rota düzenlemesi yaptı.
Your solution, then, would be to erase that comet from history.
O zaman senin çözümün, kuyrukluyıldızın tarihten silinmesi.
Had you actually eradicated that comet, all life within 50 light-years would never have existed.
Gerçekten bu kuyrukluyıldızı yok etseydin, 50 ışıkyılı içersinde herkes yok olacaktı.
I didn't consider the entire history of the comet.
Kuyrukluyıldızın tarihe girmesini hesaba katmadım.
Four billion years ago, fragments from that comet impacted a planet.
4 milyar yıl önce, sıkışmış bir gezegenden bu kuyrukluyıldız parçalandı.
By erasing the comet, I altered all evolution in this region.
Kuyrukluyıldızı silmekle, bu bölgenin tüm geişimini değiştirdim.
So when the Rogue comet hit the asteroid belt, it sent shrapnel right for us.
Ve göktaşı kuyrukluyıldıza çarparak bize doğru döndü.
A comet.
Bir kuyrukluyıldız.
But the comet was, well...
Ancak, bu kuyrukluyıldız- -
There was a remote possibility that the comet was on a path that could bring it into direct contact with the Earth.
Kuyrukluyıldız, uzak bir ihtimalle onu dünya ile aynı noktaya getirebilecek bir yol izliyordu.
But the comet we discovered is the size of New York City.
Ancak saptanan bu kuyrukluyıldız, Central Park'ın kuzeyinden...
Put another way, this comet is larger than Mount Everest.
Diğer bir deyişle bu kuyrukluyıldız Everest tepesinden daha büyük.
If this comet continues on its path around the sun and keeps its present course, sometime on August 16, roughly a year from now, there's a chance that we might have impact.
Eğer bu kuyrukluyıldız, güneş çevresinde yoluna devam eder ve mevcut rotasını korursa yaklaşık bir yıl sonra, 16 Ağustos civarında dünyaya çarpabilir.
This is the crew that will stop the comet.
Kuyrukluyıldızı işte bu ekip durduracak.
I'll just be taking us down to the comet's surface.
Ben sadece kuyrukluyıldızın yüzeyine inişi yapacağım.
Well, until we knew we could build the rocket and the comet could be intercepted, we saw no reason to alarm the planet. - Sir!
Uzay gemisini inşa edebileceğimizi ve kuyrukluyıldızın durdurulabileceğini bilene kadar dünyayı telaşlandırmak için bir neden olmadığını düşündük.
Is-Is there a connection between the comet and the recall of American troops from abroad? Our fighting men and women are coming home because we felt it prudent, in light of domestic security concerns, to have them available. Beck :
Kuyrukluyıldız ile yurt dışındaki Amerikan askerlerinin geri çağrılması arasında bir bağlantı var mı?
Sir, what is the comet's name?
- Sally.
The 2 scientists who found the comet were killed in a car crash while racing from their observatory to alert the world.
- Kuyrukluyıldıza ne ad verildi? - Onu saptayan iki bilim adamı dünyayı uyarmak için acele ederken bir araba kazasında öldüler.
Hey, Leo, cool! As far as we know, what happened was that Doctor Wolf saw the comet in my photograph, so he shared the discovery with me, and then he was killed in that crash and everything got mixed up in Washington, Leo :
- Hey, Leo, kıyaksın!
We're gonna put the bombs inside the comet. I'm gonna follow these two.
Bombaları kuyrukluyıldızın içine koyacağız.
After 7 hours, the 14-hour rotational cycle of the comet spins.
Yedi saatten sonra, kuyrukluyıldızda 14 saatlik dönme devresi tekrarlanır.
When the crew enters the Messiah, they will find a payload of 8 nuclear devices that will eventually be used to blow up the comet.
Mürettebat Mesih'e girince, orada daha sonra kuyrukluyıldızı patlatmak için kullanacakları sekiz nükleer başlık bulacaklar.
But first, Captain Spurgeon Tanner will have to guide the spacecraft through the blizzard of rocks, sand, and ice that make up the comet's tail, or coma.
Ama önce, Kaptan Tanner'in uzay gemisini kuyrukluyıldızın saç denen kuyruğunu oluşturan kaya, kum ve buz yığınlarının arasından geçirmesi gerekiyor.
They've informed us that due to the uncertain make-up of the comet's coma, they're unsure whether or not transmission will be possible.
Houston bu durum için hazırlıklı. Kuyrukluyıldızın kuyruğunun bileşiminden emin olmadıkları için görüntü naklinin mümkün olup olmayacağını bilmediklerini bildirdiler.
If all is going according to schedule, the astronauts should now be placing the moles on the comet surface.
Her şey planlandığı gibi giderse astronotların köstebekleri şimdi yerleştiriyor olmaları gerekir.
What happens if they do not get off the comet's surface in time?
Kuyrukluyıldızın yüzeyinden zamanında ayrılamazlarsa ne olur?
The sun striking the comet will cause the temperature to rise 350 degrees in just a few minutes and activate the high-speed gas jets.
Güneş, yaklaşık birkaç dakika içinde kuyrukluyıldızın yüzeyini 200 derece kadar ısıtacak ve çok hızlı gaz fışkırmalarına neden olacak.
Once again, let me remind you, there is a 20-second delay, so when the picture comes back to us, the comet should already have been knocked off its present course.
Tekrar hatırlatayım. : 20 saniyelik bir gecikme var dolayısıyla resimler bize ulaştığında kuyrukluyıldız yörüngesinden saptırılmış olacak.
This computer-enhanced radar image from Houston shows how the detonation succeeded, however, did not destroy the comet.
Houston'dan alınan bilgisayarla geliştirilmiş bu radar görüntüsü patlamanın başarılı olduğunu ancak kuyrukluyıldızın imha edilemediğini gösteriyor.
Ever since the comet was discovered, we've been hoping and working for the best, but we've also been planning for the worst.
Kuyrukluyıldız saptandığından beri en iyi çözümü bulacağımızı umut ediyor ve onun için çalışıyorduk ama aynı zamanda en kötü durum için de plan yapıyorduk.
So, if we fire it up, we beat the comet back to Earth, but we may end up glowing in the dark.
O zaman, roketleri ateşlersek kuyrukluyıldızdan önce dünyaya ulaşırız, ama atmosferde kor gibi yanabiliriz.
The impact of the comet is going to be... Well, disastrous.
Bu darbenin etkisi korkunç olacak.
The impact of the larger comet will be nothing less than an extinction-level event.
Büyük kuyrukluyıldızın etkisi geçmişteki nesil tüketen olaylardan daha az olmayacaktır.
Comet gets closer to the sun, sun melts the ice, ice turns to steam, we get a big hole, OK?
Kuyrukluyıldız güneşe yaklaştıkça, güneş buzu eritiyor buz buhara dönüşüyor, sonuç olarak da büyük bir delik var, tamam mı?
We may not have enough life support left to get back into the cargo bay for the nukes, much less to go down to the comet.
Kuyrukluyıldıza inmek bir yana, bombaları almak üzere kargo bölümüne geçmek için bile yeterli oksijenimiz kalmamış olabilir.
We watched as the bombs shattered the second comet into a million of pieces of ice and rock that burned harmlessly in our atmosphere and lit up the sky for an hour.
Bombaların ikinci kuyrukluyıldızı paramparça ettiğini milyonlarca küçük buz ve kaya parçasının atmosferimizde zararsızca yandığını ve gökyüzünü bir saat aydınlattığını seyrettik.
I jumped out of his car like a comet And I guess I must have slammed the door on it
Hoşça kalın!
The three men they hijacked are the scientists responsible for the comet research project recently launched by the African state
Son zamanlarda Afrikada bulunan Kuyruklu yıldız projesinde çalışan 3 bilim adamının kaçırılmasından sorumlu tutuluyor.
Maybe you'll see the famous comet
Sen öyle söylememiş miydin? Yağmıştı.
Even mentioning a comet to a Brakiri is some kind of awful taboo.
- Kuyruklu yıldızları sevmezler. Kuyruklu yıldızlardan bahsetmek bile hiç hoş karşılanmaz.
May the comet bring you wisdom this night.
- Israr ediyorum. Kuyruklu yıldız bu gece sana bilgelik getirsin.
The Messiah has safely lifted off the comet.
Mesih kuyrukluyıldızın yüzeyinden kalkmayı başardı.