Confused traducir turco
8,855 traducción paralela
Possibly confused.
Muhtemelen sersemlemiş.
I'd like to see with my own two eyes a world confused by chaos that continues for eternity.
Ben sonsuza dek kaos içinde sürüklenen bir dünya görmek istiyorum.
Miss Peggy, I guess I'm confused.
Bayan Peggy sanırım biraz kafam karıştı.
I am confused about everything.
Kafam çok karışık durumda.
I'm confused.
Aklım karıştı.
Uh, you must have me confused with someone else.
- Biriyle karıştırıyorsun galiba.
I'm not confused.
Kafam karışık falan değil.
"Confused" is the wrong word.
Kafası karışık yanlış oldu.
You wouldn't have any idea who that was, would you? I'm confused.
- Kim olduğuna dair bir fikrin yoktur herhalde, değil mi?
I'm confused. Who are you trying to tempt, him or me?
Kimi cezbetmeye çalışıyorsun, onu mu, beni mi?
You tell me. 'Cause I'm just as confused.
Benim de kafam karıştı.
Malachi, I am confused.
Malachi, kafam karıştı.
I'm really confused by this.
Bu kafamı çok karıştırdı.
We live at the end of a long driveway which often gets confused with a road.
Caddeyle evimizin arasındaki yol çok uzun olduğu için karıştıranlar oluyor da.
I'm so confused.
Kafam karmakarışık oldu.
Okay. Look, I know you're confused.
Peki bak kafan karıştı biliyorum.
You know, maybe it's this vodka cranberry, I'm a little confused.
Belki yaban mersinli vodkadandır ama benim biraz kafam karıştı.
You could say I get confused from time to time.
Ara ara gel gitler yaşadığımı söyleyebiliriz.
Mommy got confused.
Annenizin kafası karıştı.
- I'm confused. What...
- Kafam karıştı.
Sometimes, I get the letters confused when I look at them. Mmm.
Bazen harfleri birbirine karıştırıyorum.
I am so confused right now.
Şu an aklım çok karışık.
You're just confused.
Kafan karışmış.
I'm confused here.
Burada kafam karıştı.
I think you chased him and you chased him, and you got confused and now you're playing both sides.
Sanırım o seni, sen de onu kovalıyordun, ve kafan karıştı. şimdi de çift taraflı oynuyorsun.
Someone who's a little confused about his loyalties.
Kime sadık olduğunu şaşırmış birini görüyorum.
- Still confused.
- Hala anlamadım.
Just a confused one.
Kafası karışık bir lezbiyen.
You confused me now.
Her bedende ruh vardır. Beden öldüğünde ruh geri döner.
I'm just confused. Are you trying to say something nice right now?
su an iyi bir sey mi söylemeye çalisiyorsun?
I think you have me confused with somebody else.
Sanırım beni başkasıyla karıştırdın.
You seem to be confused.
Kafanız karışmış olmalı.
- Look, I'm not confused, Sarah.
- Aklım başımda Sarah.
I mean, think about how confused you felt after your surgery. It's just...
Ameliyat olduktan sonra kafanın nasıl karıştığını hatırlasana.
Maybe you'll find someone who's more confused than we are.
Belki kafası bizden daha karışık birini bulursun.
Or perhaps you're confused since 8 does seem... unusually young.
Ya da belki sekiz yaş alışılmadık bir biçimde genç göründüğünden kafanız karışmış olabilir.
God knows what that man has done to you, what you've become - - tarnished, confused, a life removed from all that is good.
Tanrı, bu adamın size ne yaptığını, ne hâle geldiğinizi biliyor lekelenmiş, kafası karışmış, hayatı bütün o iyiliklerden sapmış.
- I'm confused, sir.
- Kafam karıştı, efendim.
Lost, confused, distracted, dreary, disturbed-
Kaybolmuş, aklı karışık, kendinden geçmiş kasvetli, rahatsız.
It's only that I'm so confused and unsettled by this trip to England and the idea that I might find my real father.
İngiltere'ye yapacağım yolculuğun kafa karışıklığı ve rahatsızlığı ve gerçek babamı bulabilme fikri nedeniyle bunları yaptım.
She gets confused.
Hemen kafası karışıyor.
You're a very confused young man, aren't you?
Kafan çok karışık değil mi delikanlı?
I was so confused.
Aklım karışıktı.
The world is confused.
Dünya karışık.
Leaving Eren confused and disappointed
Eren'den ayrılması kafasını karıştırıp, onu hayal kırıklığına uğratmış.
Is somebody sexually confused?
Birisinin seksüel olarak kafasımı karıştı?
Still confused, huh?
Hala kafan karışık demek?
I'm confused.
Kafam karıştı.
You'd have been confused.
- inanmazdim herhâlde. - Kafan karisirdi.
I'm confused.
- Anlamadım.
You're probably more than a little confused, huh? Don't worry. That's normal for anyone who's recently returned.
muhtemelen kafan şu an çok karışıktır endişelenmene gerek yok, bu son zamanlarda dönen biri için normal dosyana baktım ve St. Louis'de bir torunun olduğunu gördüm... iyi haber onunla temasa geçtim ve onunla kalmanı istiyor... kötü haberse kimse torunun gibi bunu kabul etmeyecek, bunu ballandırmayacağım tehditler ve ayırımcılıkla karşılaşabilirsin ama karşılaşırsan da hemen benimle irtibata geçebilirsin, bu büro size yardımcı olmak için burada.