English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ C ] / Conquest

Conquest traducir turco

619 traducción paralela
What girl could fail to make a conquest who collapsed at a man's feet in the moonlight?
Ay ışığında kendini bir adamın ayaklarına atan hangi kız, o adamı fethetmez?
You have made a conquest, mademoiselle.
Onun gönlünü fethettiniz hanımefendi.
Conquest of a province or the conquest of a woman.
Bir eyaleti fethetmek ya da bir kadını fethetmek.
This is not an ordinary war for treasure or conquest.
Bu fetih ve ganimet için yapılan sıradan bir savaş değildir.
By right of conquest.
Ona nasıl el koyarız ki?
Has been for years and years and years... before the conquest and then after the conquest... for years and years and years.
Fetihten önceki ve sonraki uzun yıllardır bu değişmedi. Yıllar, yıllar boyunca.
He must go on, conquest beyond conquest.
Fetih üzerine fetih yapmaya devam etmeli.
But it was by no means an easy conquest.
Ama bu hiçbir şekilde kolay olmadı.
At the expense of the furniture, you've made another conquest.
Bize bir abajura mal oldu, ama yine birinin kalbini çaldın.
And which she was ill and healed at Netherfield completed the conquest.
Kızımın Netherfield'da... hastalanması ve tedavi için orada kalması da fethi tamamladı.
The scientific conquest of an important subject is never dull.
Önemli bir konuyu bilimsel olarak ele almak hiçbir zaman sıkıcı değildir.
Prince, your conquest of Kazan has only added to your misfortune as well as to that of the boyars.
Ah! Prens, Kazan zaferin Ivan için oldu. Sana ve Boyarlara ise bela getirdi.
The creator's concern is the conquest of nature.
Yaratıcının derdi doğayı fethetmektir.
The parasite's concern is the conquest of men.
Asalağın derdi ise insanları fethetmektir.
Your Aunt Penniman has made a conquest.
Penniman Halan yine birini fethetti.
It was theirs by right of conquest.
Burası onların fetih hakkıydı.
So did you conquest all 32 girls with this beret?
Tüm o 32 bayanın kalbini bu bere ile mi fethettin?
".. wanted leaders, and had been of late much accustomed to usurpation and conquest. "
"... zaten son zamanlarda... " "... darbelere ve fetihlere alışmıştı. "
Have you brought me the guns and powder for my conquest of the Americas?
amerikayı fethetmek için bana silah ve barut getirdinizmi?
To aid me in my conquest of the Americas.
amerikanın fethinde bana yardım edeceksin.
What conquest brings he home?
Hangi zaferle yurda dönüyor bugün?
Have I in conquest stretched mine arm so far to be afeard to tell graybeards the truth?
Bunca zaferi niçin kazandı bu kollarım? Boz sakallı birkaç kişiye doğruyu söylemekten korkayım diye mi?
I shall have glory by this losing day, more than Octavius and Mark Antony by this vile conquest shall attain unto.
Her şeyi yitirdiğim bugün kazanacağım şerefi Octavius'la Marcus Antonius kazanamayacaklar aşağılık zaferleriyle.
Attila will lead you to conquest.
Atilla sizi zafere götürecek.
Are you blind that you cannot see that this is the plan for Philip's conquest... to extend his rule city by city, state by state, by bribery, treachery, force of arms?
Kör müsünüz de bunun Philip'in fetih planı olduğunu görmüyorsunuz? Rüşvetle, hainlikle, silah zoruyla egemenliğini şehir şehir, ülke ülke genişletme planı olduğunu?
Soldiers, you were assembled here on the plains of Axios by my father, Philip, to be led to the greatest glory and riches that any army since the world began has ever yet achieved... the conquest and destruction of the Persian Empire.
Askerler, burada, Axios'un bu düzlüklerinde babam Philip tarafından bir araya getirildiniz. Dünya kurulalı beri hiçbir ordunun daha ulaşamadığı, en büyük şerefe ve zenginliklere nail olmak için topladı sizleri. Pers İmparatorluğu'nu fethedip, yok etmek için.
And so at last mankind began the conquest and colonization of deep space.
Dolayısıyla insanoğlu sonunda derin uzayı fethe ve sömürgeleştirmeye başladı.
If enemies of ours, with lies such as this can convince British that you are unfit to be ruler of Siam, our seas will soon be thick with ships, greedy for conquest.
Düşmanlarımız, bu tür yalanlarla İngilizleri, sizin Siyam'a uygunsuz bir kral olduğunuza ikna ederlerse yakında denizlerimiz bizi fethetme hırsıyla dolu gemilerle dolacaktır.
The second one is Murray Hill 3 with, uh, 33 years after the date of the Norman conquest.
İkincisi Murray Hill 3 ve Norman fethinden 33 yıl sonrası.
He's not my idea of a conquest.
O ele geçireceğim biri değil.
You've made quite a conquest.
- Gönlünü fethetmeyi başardınız.
Another stage in the conquest of space has ended successfully.
Uzayın fethinin bir aşaması sona erdi.
The Moon will become a base for the conquest of the entire solar system.
Ay tüm Güneş sisteminin fethi için bir üs olacak.
You had to have your conquest, your unconditional surrender.
Gelip mücadeleni verecek beni teslim alacaktın.
Britain's allies have been defeated one by one, as the dark stain of Nazi conquest spreads across the map of Europe.
İngiltere'nin müttefikleri bir bir yenilmişti... Nazi işgalinin kara lekesi... tüm Avrupa haritasına yayılmaktaydı.
The next full moon, you must go to the conquest.
Bir sonraki dolunay yükselişinde fethe çıkmak zorundasın.
But if Zaren fails, this conquest will never happen.
Ancak Zaren gecikirse fethi asla gerçekleşmez.
Then with the Wright brothers first successful conquest of the air man truly became. Master of the World.
Daha sonra Wright kardeşlerin gökyüzünü başarıyla ilk kez fethetmesinden sonra insanoğlu gerçekten de dünyanın efendisi oldu.
He became distant and gloomy and in that way, helped to set the stage for the successful Spanish conquest of Mexico under Cortés.
Soğuk ve kasvetli bir ruh haline büründü ve bir bakıma Cortés komutasındaki İspanyolların... Meksika'yı fethetmesine yardımcı olmuş oldu.
Your country, your possessions and you are mine by right of conquest.
Zafer hakkı olarak ülken, mal varlığın ve sen benimsin.
To try to seduce her would be an act of conquest, but this is unconditional surrender.
Onu baştan çıkarmaya çalışmak bir zafer oyunu olabilir ama bu kayıtsız şartsız teslim olmaktır.
Well, it seems to me, any middle-aged bachelor... who has never desired the basic rewards of wife and family... and finds it necessary to occupy the major portion of his life... making one conquest after another... is trying to prove something that he can never possibly prove.
Bence, hiç aile özlemi duymamış, hayatının büyük kısmını birilerini elde ederek geçirmiş, herhangi orta yaşlı bir bekar, asla kanıtlayamayacağı bir şeyi, kanıtlamaya çalışıyor.
Well, that's quite a conquest you've made there.
Bu, senin için güzel iş oldu galiba...
Your priests fought well enough in the days of a conquest when there was booty to be had.
Siz papazlar fetih günlerimizde, ganimet toplamada, gayet güzel savaştınız ama.
In this mixed company, in this atmosphere of drinking, playing and whoring around, he spoke aloud of his last conquest.
Öyle bir ortamda içip sızılan, kumar oynanılan ve ahlaksızlık dolu olan bir ortamda son fethini anlattı övünerek.
And you'll achieve that sense of conquest
Ve başarı duygusunu tadarsın
The Doctor and the three humans delayed our conquest of Earth.
Doktor ve üç insan, Dünya fetihimizi erteletti.
You cork-brain, I'm talking about man, woman, sex, conquest.
Mantar beyinli, Ben burada erkek, kadın, seks ve fetihten bahsediyorum..
I love the... the smell of perfume, and the thrill of the chase and the moment of conquest.
Kadın kokusunu seviyorum. Onların peşinden gitmenin heyecanını, onları ele geçirme anını seviyorum.
They are not enslaving Earth merely for conquest.
Dünyayı sadece fetih için köleleştirmiyorlar.
You've made a conquest.
Gönlünü fethetmişsin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]