Contacts traducir turco
2,838 traducción paralela
The agent has to have other contacts outside of the community.
O ajanın bağlantıları mutlaka o mahallenin dışındadır.
I put out word to my contacts.
Bağlantılarıma haber saldım.
One minute. - I've high contacts.
Benim yüksek kişilerle bağlantılarım var.
High contacts?
- Yüksek kişiler?
I'd like to try some other contacts, and call the journalists families.
Başka kişilerle de bağlantı kurmak istiyorum ve gazetecilerin ailelerini aramalı.
Where are we with the contacts?
Diğer bağlantılarla neredeyiz?
Hakam floated the idea to us through one of his contacts.
Hakam birkaç bağlantısıyla fikrini bize sızdırdı.
She using her contacts in Naval Intel to locate my mother.
Denizci istihbaratını kullanarak, annemin yerini tespit etmeye çalışıyor.
- All his contacts- -
- Kim varsa sordum.
Don, you've got contacts at the Egyptian embassy.
Don, senin de Mısır elçiliğinde tanıdıkların vardı.
- Do you have contacts in the Egyptian army?
- Mısır ordusunda tanıdıkların mı var?
Can you work some of those high-level contacts of yours for me?
Üst seviye bağlatılarından benim için yardım isteyebilir misin?
I thought I lost them, and in the afternoon, my contacts start to feel like sandpaper.
onlari kaybettigimi düsünmüstüm, ve ögleden sonra, kontakt lenslerim zimpara kagidi gibi hissettirmeye basladi.
Still interested in knowing who those contacts are.
Şu bağlantılarınız kimmiş öğrenmek istiyorum.
I have a lot of contacts, who are generous like me.
İlişki içinde olduğum, benim gibi bir sürü cömert insan var.
I'll contact you after speaking with my contacts.
Dostlarımla konuşup seninle irtibata geçeceğim.
Ow! Ooh. Menu, contacts.
Menü, kişiler.İşler.
He contacts Prescott PD every couple of weeks to follow up. I'll call the IO.
Birkaç haftada bir Prescott Polisi'ne başvurmuş.
I hooked him up with Lucas because he had all the contacts, but I was setting Knox up.
Onu Lucas'la görüştürdüm. Çünkü tüm kontaklar ondaydı. Ben de Knox'a tuzak kuruyordum.
Well, apparently, my contacts must have missed a few things, Selena.
Görünüşe göre, benim bağlantılarım birkaç şeyi gözden kaçırmışlar, Selena.
Spoke with my contacts.
Bağlantılarımla konuştum.
Hey, you don't think your contacts could take care of that one for me, do ya?
Senin bağlantıların Selena'yı benim için hallederler mi?
According to interpol, Azimoff and Paul were former... yeah, contacts.
- Interpol'e göre, Azimoff ve Paul - - Eski tanıdıklar.
See who contacts her.
Kiminle bağlantıya geçtiğini bul.
- They're your contacts, Nathan.
- Onlar senin insanların, Nathan.
Garcia's combing through Helen's contacts to see where she might have gone.
Garcia nereye gitmiş olabileceğini bulmak için Helen'in bağlantılarını araştırıyor.
Of course, you can't see much without your contacts, can you, Boyd?
Bunun sen olduğunu söyleyemezsin, tabii ki de. Lenslerin olmadan çok iyi göremiyorsun, değil mi Boyd?
My Seal contacts came up empty.
Seal'daki bağlantımdan bir şey çıkmadı.
I just usually wear contacts.
- Genelde lens takarım.
You... you drank my contacts.
Lenslerimi içtin.
No Paul in Sofia's contacts.
Sofia'nın telefonunda Paul isminde kayıtlı birisi yok.
And now she's calling one of her contacts in the FBI.
Şimdi de FBI'daki tanıdıklarından birisini arıyor.
And if I wanna take my contacts out?
Lenslerimi çıkarmak istesem?
But if they've still got contacts at the Bureau, I'd guess that they're the ones that told HR's boss about Zambrano's ledger.
Hala Büro'da bağlantıları varsa bu şekilde Zambrano'nun defterinden haberdar olup HR'ın patronuna haber vermişlerdir.
Have you encountered any of his F.S.B. contacts here in D.C.?
Washington'da FSB bağlantılarıyla hiç karşılaştığın oldu mu? Walker?
I'll have Sara give you their contacts on your way out.
Sara'ya söyleyeyim çıkarken... -... size irtibat bilgilerini versin.
All right, everybody, we're looking for names of contacts... material suppliers, anything out of the ordinary.
Pekala millet, bağlantı isimleri tedarik malzemeleri ve sıra dışı ne varsa arıyoruz.
You have contacts in that camp?
- O kampta bağlantıların mı var?
calendar, contacts...
Takvim, irtibatlar...
Checked his contacts?
Tanıdıklarını kontrol ettiniz mi?
Boop, boop, boop. Contacts.
İsimler.
If I'd really want to hurt you, I would have sent all your contacts that video of you spitting out that bite of hot pizza.
Seni gerçekten incitmek isteseydim, tüm tanıdıklarına o sıcak pizzayı ağzından çıkardığın videoyu gönderirdim.
He'll get a shock when he contacts Mrs Audrey Bartlett.
Bayan Audrey Bartlett ile iletişime geçince çok şaşıracak.
They're contacts, which are killing me right now.
Lens taktım. Ama şu an beni öldürüyorlar.
She's the only one of his contacts still in the wind.
Firari olan tek bağlantısı o.
And I can forward her some key contacts through Khyber house.
Hayber Masasından Annie'ye birkaç kilit bağlantı sağlayabilirim.
One day Khalid contacts Mossad with an offer.
Bir gün Khalid MOSSAD'a bir teklifle geldi.
He's got contacts in the luxury toothpick market.
Lüks kürdan pazarında bağlantıları varmış.
Contacts, data, text history all bit the dust, or the bullet, as it were.
Rehber, bilgiler, mesajlar hepsi nalları dikmiş, ya da bu durumda mermiyi yemiş.
Any contacts that could've led me to the initiative were destroyed with that bullet, so I... had to go to plan "b."
Beni Girişim'e götürecek her şey mermi yüzünden yok olmuş, o yüzden ben B planına geçiyorum.
3200 ) } m 0 0 l 330 - 1 I 330 301 l 4 300 4000 ) } Contacts : 2
Seni her gördüğümde mutlu hissediyorum