Cops traducir turco
24,483 traducción paralela
The cops thought that I had broken into our house. - Why?
- Evet, polis eve zorla girdiğimi sandı.
Remember how cops talked about pitting evidence? Why you bringing that up?
Polisler kanıtları nasıl sakladıklarını konuşurlardı, hatırladın mı?
I'm just saying that cops used to talk about pitting evidence.
Sadece polisler kanıtları sakladıklarını konuşurlardı diyorum.
The cops don't stop'em, the Feds don't stop'em...
Polisler onu durdurmuyor, federaller onu durdurmuyor.
That's everything the cops have.
Polisin elinde sadece bu bilgi var.
You said you were hired by the father of the kid who was questioned by the cops?
Polislerin de sorguladığı adam yani çocuğun babası tutmuştu sizi değil mi?
Couldn't call the cops without risking your scam, so you moved the body instead.
Hile hurda işlerinizi riske etmeden polisi çağıramazdınız, o yüzden cesedi taşıdınız.
The cops, they tend to lose their sense of humor at this point.
Polisler bu noktada espri anlayışlarını kaybediyorlar.
You lied to the cops. You don't lie to me. You understand?
Polise yalan söyle ama bana söyleme, anladın mı?
- I'm calling the cops.
- Polisi arayacağım.
Then call the cops on us.
O zaman üzerimize polisi gönderin.
And then I was gonna call the cops on you.
Ben de polis çağıracaktım.
Radical is marching through the streets, getting roughed up by cops, getting cuts on your wrists from handcuffs.
Radikal ifade caddelerde protesto yürüyüşü yapmak polisler tarafından hırpalanmak, bileklerine kelepçe geçirilmesidir.
Like the Cops New Orleans episode she was on.
Cops New Orleans'ta oynadığı bir bölüm gibi mesela.
Should we go and get the cops?
Gidip polis mi çağırsak?
- The cops?
- Polisler mi?
If I see you again, I'm calling the cops.
Seni tekrar görürsem eğer, polisi arayacağım.
Look, there's plenty of good people in this world that aren't cops.
Bak, dışarıda polis olmayan bir sürü iyi insan var.
Drug dealers think that Alvarez still has their stuff and the cops think he offed himself.
torbacılar uyuşturucuları Alvarez çaldı sanar polisler de kendini öldürdüğünü düşünür..
Cops make enemies, and I have to find out if he's one of mine.
Polisler düşman edinilir ve benim düşmanım mı, bunu öğrenmem gerek.
Cops are coming from all sides.
Her taraftan polis geliyor.
- So, what were you gonna tell the cops?
- Polislere ne anlatacaktın peki?
Cops said it was arson, so you don't get paid for that.
Polis kundaklama olduğunu söyledi, bu durumda sigorta para ödemiyor.
Like I'd risk her saying something stupid to you in front of the cops.
Polislerin önünde sana saçma sapan şeyler söylemesi riskini göze alamazdım.
The cops.
Polisler.
I don't know how you Navy cops work a case, but I do it like I'm walking down the street- - one foot in front of the other.
Siz denizci polisleri davaları nasıl yürütüyorsunuz bilmiyorum ama ben sokakta yürür gibi yapıyorum önce bir adım sonra diğer adım gibi.
From one building filled with cops to another.
Polislerle çevrili bir yerden öbür yere.
What happens when Campbell goes to the board, huh, or the cops?
Campbell kurula ya da polise giderse ne olacak?
You basically have to die before the cops do anything. Mm-hmm.
Polislerin harekete geçmesi için ölmen lazım.
Listen, Dwight's talking to the cops.
Dinle, Dwight polislere ötmüş.
I'm calling the cops.
Polisi arıyorum.
Cops saw him dumping white powder down the runoff.
Polisler onu beyaz bir toz dökerken görmüşler.
What if it had been the cops?
Polislerle birlikte gelseydi?
I came from a family of cops.
Polis dolusu bir aileden geliyordum.
7x03 - "Cops vs. Zombies"
7x03 - "Polisler Zombilere karşı"
We talked to cops on all eight other gem thefts.
Diğer sekiz mücevher hırsızlığı hakkında polislerle konuştuk.
The Cleveland cops are calling the case "the Houdini whodunit."
Cleveland polisi davalarına "Houdini filmi." adını koymuş.
The cops are on the way, and until then, I'll protect you.
Polisler yolda, O zamana kadar, seni koruyacağım.
The cops will arrest him.
Polisler onu tutuklayacaklar.
- All right, we got to call the cops.
- Evet, polisi aramamız gerekiyor.
There were at least a dozen cops in that apartment.
Dairede o sırada en az bir düzine insan vardı.
Who knew cops could be so generous?
Polislerin cömert olabilieceğini kim düşünür ki?
Cops never caught him.
Polisler onu hiç yakalayamadı.
Most of us don't like cops.
Çoğumuz polisleri sevmez.
You need to report it to the cops.
Polislere bildirmen lazım.
So the cops can go to a crumbling old farmhouse in the middle of nowhere and find nothing?
Polisler hiçliğin ortasındaki çiftliğin altına üstüne getirip hiçbir şey bulamasınlar diye mi?
Right,'cause the cops would have let that slide.
Tabii ya, Polisler bunu görmezden gelmiştir çünkü.
It's possible the cops didn't even know about it.
Polislerin bunu bilmiyor olması mümkün.
I'm starting to think it's a bad idea to go to the cops.
Polise gitmenin kötü bir fikir olduğunu düşünmeye başladım.
So why were cops all over Welby?
O zaman polisler neden Welby'de?
The cops are withholding details.
Polisler detayları saklıyor.