Creeper traducir turco
190 traducción paralela
Yes my dear, The Creeper.
Evet tatlım, Creeper.
Am I likely to forget the Hoxton Creeper?
Hoxton Creeper'i unutmam olası mı?
Hoxton Creeper?
Hoxton Creeper?
As a matter of fact, Watson what I did not tell Lestrade, since I can't prove it, is that the Hoxton Creeper has always been Giles Conover's right arm when it comes to killing.
Aslında, Watson, kanıtlayamadığım için Lestrade'a söylemediğim şey, sıra öldürmeğe geldiğinde Hoxton Creeper Giles Conover'ın sağ koluydu.
When you heard that Major Harker's back was broken you suspected The Creeper, eh?
Binbaşı Harker'ın belinin kırıldığını duyduğunda Creeper'den şüphelenmiştin, değil mi?
Naturally, can't be mere coincidence that the Creeper comes back into the scene just as Giles Conover reappears in London.
Tabii, Giles Conover'in Londra'da ortaya çıkmasıyla Creeper'in sahnede görünmesi salt bir raslantı olamaz.
The Hoxton Creeper, to the best of my knowledge, is not a madman or if he is then there's method in his madness and that method I'm convinced is supplied by Giles Conover.
Hoxton Creeper, bildiğim kadarıyla, bir deli değil, öyle olsa bile, deliliğinde bir yöntem var ve bu yöntem bence Giles Conover tarafından sağlanmış.
Don't worry about The Creeper.
Creeper konusunda endişelenme.
I shouldn't let The Creeper know if I were you.
Yerinde olsam Creeper'in haberi olsun istemezdim.
You see, if he'd run into Conover and The Creeper.
Görüyorsunuz ya, Conover ve Creeper'la karşılaşsaydı...
The Creeper my dear, Lestrade that you said didn't exist anymore.
Creeper, sevgili dostum, Lestrade. Onun artık yaşamadığını söylemiştin.
It is called The Creeper... and is about a person who had a very peculiar way... of striking up an acquaintance with women : He killed them.
Adı Sürüngen ve bir kadınla tanışmak için son derece kendine özgü yolları olan bir adam hakkında onları öldürüyor.
You mean The Creeper?
- Sürüngeni mi kast ediyorsun?
Did you hear the latest about The Creeper?
Sürüngen'le ilgili son haberleri duydunuz mu?
Of The Creeper?
- Sürüngen'den mi?
Maybe The Creeper isn't strange-Iooking at all.
Belki Sürüngen o kadar da garip görünüşlü birisi değildir.
The Creeper does it by killing.
Sürüngen bunu öldürerek yapıyor.
And so, once again, The Creeper commits... the most heinous crime a woman can imagine :
Ve böylece Sürüngen bir kez daha bir kadının hayal edebileceği en iğrenç suçu işledi.
For the record, The Creeper was subsequently caught... and is now repairing locks at one of our leading penal institutions.
Bilginiz olsun, Sürüngen bunun akabinde hemen yakalandı..... ve şimdi en büyük hapishanelerimizden birinin kilitlerini tamir ediyor.
Perhaps we can give you a sequel to The Creeper, called : The Toddler.
Belki size Sürüngen'in devamını yollarız, adı Emekleyen.
I can't hardly move with all these creeper things.
Bu korkunç şeyler yüzünden hızlı hareket edemiyorum.
They just use a strand of creeper.
O zaman bir sarmaşığın dalını kullanırlar.
Keep your hands off, you little creeper.
Çek ellerini, seni küçük sürüngen.
Going somewhere, Creeper?
Bir yere mi gidiyorsun sürüngen?
- where creeper-plants have stars growing on them where the waves sound like the small bells on the ankle -
Sarmaşıkların büyüdüğü ayak bileklerine dalga dalga gelen seslerin olduğu evdesin.
There's this guy, Charles Clemm, the Creeper.
Charles Clemm denen adam yüzünden.
The Creeper and this other guy run out of the cheque-cashing place wearing masks and carrying guns.
Aniden Sürüngen ve yanındaki adam, çek-tahsil veznesinden fırladılar. Yüzlerinde maske, ellerinde de silah vardı.
The Creeper recognises me and I know he knows that I recognise him.
Sürüngen beni tanıdı, ve benim de onu tanıdığımı biliyor.
If the guy from the cheque-cashing place hadn't run out screaming, the Creeper would have shot me right there on the sidewalk.
Eğer veznedeki adam çıkıp bağırmasaydı, beni vurabilirdi. Sürüngen beni o kaldırımda vuracaktı, diyorum.
You should take that money back to the Creeper and tell him you're sorry.
Bence o parayı hemen Sürüngen'e götür. Parayı ver ve üzgün olduğunu söyle.
It's no use if the Creeper finds you.
Sürüngen seni bulursa okşayabilir.
- You're the Creeper, aren't you?
Sen Sürüngen'sin, değil mi?
And this position is call ed twining of the creeper.
Bu pozisyona "sarmaşık birleşmesi" denir.
her limbs long and languorous like the creeper.
Bacakları uzun ve baştan çıkarıcı, ve sarmaşık gibi.
Billy ain't a burglar, he's a creeper.
Billy bir hırsız değil. Sadece biraz serseri.
You're a creeper.
Sen bir avantacısın.
You'll always be a bleedin'creeper.
Her zaman baş belası bir avantacı olacaksın.
I reared Sahiba. Like a tree rears a creeper
Ve benim hissedebildiğim bu acı!
"Red Creeper." My own concoction.
"KızıI sarmaşık." Kendi özel karışımım.
Creeper!
Sürüngen!
- Jeepers! It's the Creeper!
- Battık, bu sürüngen!
Creeper!
Ürkütücü!
Creeper.
Ürkütücü..
That's Danny and Creeper.
Bu Danny ve Creeper.
When the creeper in your house crosses into your neighbor's compound one's own house is ruined.
Sarmaşık senin evinden komşunun evine geçerse birisinin evi yıkılır.
You can grow ivy on it, or Virginia creeper or whatever...
Üzerinde sarmaşık yetiştirebilirsiniz. Veya başka ne isterseniz.
- You know what, Creeper? You just bought yourself an extra 15 minutes on the mats.
- Biliyor musun sürüngen kendine matematik dersinde 15 dakika daha satın aldın.
See the Creeper over there?
Şuradaki sürüngeni görüyor musun?
It's kinda good for the Creeper.
Bu sürüngen için iyi bir şey.
- Right, Creeper? - Ooh. Whoa.
Değil mi sürüngen?
Creeper!
Creeper!