English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ C ] / Crime of passion

Crime of passion traducir turco

274 traducción paralela
Small pressure markings above and below lips indicate, uh... An unusual crime of passion.
Dudakların altında ve üstünde ufak zorlama noktaları bunun sıra dışı bir aşk cinayeti olduğuna işaret ediyor.
It was a crime of passion!
Aşk yüzünden işlenmiş bir cinayet.
Even if she got away with it in court... crime of passion, temporary insanity... those headlines would kill her.
Mahkemede, aşk cinayeti, anlık cinnet diyerek kurtulsa bile, gazete başlıkları onu öldürürdü.
"House under construction collapses." "Crime of passion."
"Yapım aşamasında olan ev çöktü." "Şehvet cinayeti."
You will agree that we can rule out a crime of passion, hm?
Aşk cinayeti olasılığını devreden çıkarabiliriz.
That same week, in Catania, the trial of Mariannina Terranova was starting, who had committed a crime of passion.
Aynı hafta Catania'da... aşk cinayeti işleyen Marinana Terranova'nın... davası başladı.
Yes, Inspector, it's the old, familiar pattern - crime of passion.
Evet, müfettiş. Eski bildik bir hikaye. Aşk cinayeti.
A crime of passion, as we say.
Bizim deyişimizle bir tutku suçu.
A crime of passion.
Aşk cinayeti.
Terrific! A crime of passion!
Şu işe bak yasak aşk hikayesinin içine düştük.
Obviously a crime of passion.
Bir aşk cinayeti olduğu aşikâr.
It looked like a perfect crime of passion.
Muhteşem bir ihtiras cinayeti oldu.
Did you commit a crime of passion?
Yasak bir ilişki mi?
I tried to chase from my thoughts... the role I played in this newsworthy crime of passion. "
Bu şehvet suçunda bir payım olduğu düşüncesinden kaçmaya çalıştım.
Since that asshole's into passion... I'll give him a crime of passion.
Madem yeni hevesler peşinde heves neymiş, ona göstereceğim!
I always knew you were guilty, but I went along with you because I thought it was an unpremeditated crime of passion.
Sizin bir katil olduğunuzu hep biliyordum hatta hikayenize inanmış gibi..... yapsam da yine de bunun bir aşk cinayeti olduğuna inanıyordum.
But what he really craves is a chance to display his eloquence by pleading a crime of passion.
Ve şimdi Ağır Ceza'daki..... büyük bir duruşmada aşk cinayetini eli kolu havada savunmayı hayal ediyor.
If need be, a "crime of passion".
Gerekirse, bir de "aşk cinayeti".
Which I find surprising for a crime of passion.
Bir tutku suçu için şaşırtıcı geliyor.
Judge called it "a crime of passion."
Hâkim buna "tutku cinayeti" dedi.
Mrs. Boca, was it a crime of passion?
Bn. Boca, tutku suçu muydu?
I submit that this was not a hot-blooded crime of passion.
İddia ediyorum ki, bu sadece ani öfke sonucu kanlı bir cinayet değildi.
Try to knock down the charges as a crime of passion or figure out how you'll cross-examine the witnesses instead of this "psychological coma" crap that doesn't mean anything in court!
Suçlamaları düşürmeye çalış tanıkları nasıl sorgulayacağını düşün "psikolojik koma" saçmalığını da kes artık mahkemede hiçbir işe yaramaz!
A crime of passion.
Bir tutku cinayeti.
Oh, no, I doubt it. No, this was a straight-up crime of passion.
Bu ani bir öfke ile işlenmiş bir suç.
Most of the time a woman kills, it's a crime of passion.
Normalde kadınlar aşk cinayeti işler.
The evidence indicates a crime of passion.
Bulgular bir aşk cinayetine işaret ediyor.
Simple stab wound, crime of passion.
Basit bir bıçaklama yarası, tahrik altında işlenen suç.
Forget the misnomer'crime of passion'.
"Tutku suçu" diye dile getirilen yanlış tabiri unutun.
It was a crime of passion.
Bu bir tutku suçuydu.
It was a crime of passion.
Tutku cinayetiydi.
You mean my crime of passion?
Tutku cinayetimi mi kastediyorsun?
Crime of passion.
Tutku cinayeti.
I vote crime of passion.
Bence işin içinde tutku var.
Everything points to crime of passion.
Her şey aşk cinayetini işaret ediyor.
Crime of passion?
Aşk cinayeti mi?
Crime of passion.
Tutku suçu.
Crime of passion... between two apparent strangers.
İki yabancı arasındaki tutku cinayeti.
The other man. Crime of passion. Yeah.
- Diğer adam,, ihtiras suçu.
I guess a crime of passion just makes me seem more human.
Sanırım, suç işleme tutkusu beni daha insanmışım gibi gösterir.
Definitely a crime of passion.
Hedef alamadı belki. Kesinlikle tutku suçu.
You're thinking crime of passion?
Tutku suçu mu dersin?
Look, if Annie did kill Gregory, it wasn't premeditated, it was a crime of passion.
Gregory'i, Annie öldürmüş olsa bile bu önceden planlanmış bir cinayet değil bir tutku cinayetidir. Bu yüzden onu salmakta bir çekincem yok.
Crime of passion?
Ya da tutku cinayeti?
I hope we got across it was a crime of passion, I had to retaliate,
Umarım durum anlaşılmıştır, bana karşı bir tutku suçu işlendi. Karşılık vermek zorundaydım.
Ah, Wolfe says Ballou doesn't have the blood for a crime of passion.
Belki bu diğer herif... Hayır. Diğer herif günlükte yok.
The incident on Harrison Place was, in fact, a crime of passion.
Harrison mahalinde olan hadise, aslında, bir tutku suçuydu.
It wasn't a crime of jealousy or passion.
Kıskançlık veya tutku cinayeti de değil.
Crimes of Passion and Crime Classics.
Aşk Cinayetleri ve Klasik Cinayetler.
I do not see what crime they can make of my passion for your daughter nor the punishment you think I ought to be condemned to.
Kızınız için duyduğum sevginin nasıl bir suç olduğunu anlayamıyorum. Birbirimize evlilik sözü verdiğimiz için mahkum edebileceğinizi düşünüyorsunuz ama benim kim olduğum ortaya çıktığında...
WAS MAKING A FASHION STATEMENT. I THINK IT WAS A... A CRIME OF PASSION.
Bence bir tutku cinayetiydi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]