Cut her some slack traducir turco
87 traducción paralela
Cut her some slack.
Uzatma lütfen.
Cut her some slack.
Yahu kadına biraz rahat versene sen.
Cut her some slack!
Kıza fırça atmayı kes artık!
Why can't you cut her some slack?
Neden ona rahat vermiyorsun?
After what happened, we gotta cut her some slack.
Olanlardan sonra ona biraz hak vermeliyiz.
For crying out loud, Maybourne, cut her some slack.
Tanrı aşkına, Maybourne, biraz gevşek davran.
Your daughter's teacher will cut her some slack.
Kızının öğretmeniyle konuştum, ona yardımcı olacakmış.
I cut her some slack a while back.
Bir süre önce ona ağır bi ceza kesmiştim.
Cut her some slack.
Onu böyle yargılama.
Pip, cut her some slack.
Pasaklı, ona biraz daha yara bandı kes.
- Cut her some slack.
- Bu kadar anlayışsız olma.
It's her first day, cut her some slack.
Onun ilk günü, rahat bırakın.
Cut her some slack, will you?
Ona biraz zaman ver, tamam mı?
You should cut her some slack.
Onu biraz rahat bırakmalısın.
Would you cut her some slack, Michael?
Onu rahat bırakır mısın Michael?
What, I should cut her some slack because she's good in the cockpit, is that what you're saying?
Kokpitte iyi olduğu için onu mazur mu görmeliyim, bunu mu demek istiyorsunuz?
Cut her some slack, mom!
- Üstüne gitme anne.
I figured why not cut her some slack?
Ona bir şans vereyim dedim.
Hey, cut her some slack.
Hey, biraz ağırdan al.
She was jogging and, well, just cut her some slack today, OK?
Koşuyordu, yani ona bugün biraz hoşgörülü davran, tamam mı?
Come on. Cut her some slack. Her baby died of SIDS.
Haydi, ona bir şans ver, bebeği ABÖS yüzünden ölmüş.
You should cut her some slack, though, when it comes to her dad.
Konu babasına gelince ona böyle yüklenmemelisin.
Cut her some slack.
Onu biraz rahat bıraksan.
Just cut her some slack.
Onu biraz rahat bırak.
How to cut her some slack.
Biraz serbest bırakmaya ne dersin.
This has been a tough day for our family, so if you could cut her some slack, I would really appreciate it.
bugün ailemiz için zor bir gün oldu. Eğer bu olayı görmezden gelirseniz, gerçekten minnettar olurum.
Hey, look, cut her some slack, I'm sure she...
Eminim... Sakın.
Hey, cut her some slack.
O kadar üzerine gitme.
Come on, you know what, cut her some slack.
Hadi ama, biraz zaman vermelisin.
Cut her some slack.
- Üzme onu.
Maybe you should cut her some slack.
Belki biraz idare etmelisin.
- Why don't you cut her some slack?
- Neden onu brz rahat bırakmıyorsun?
You gotta cut her some slack.
Bu kadar yüklenme.
Just cut her some slack, okay?
Ona biraz müsaade et?
- Just... cut her some slack.
Biraz rahat bırak.
Cut her some slack.
Onu biraz rahat bırak.
But, aria, you gotta cut her some slack.
Ama Aria, onu biraz rahat bırakmalısın.
Considering what she's been through, maybe we could cut her some slack, huh?
Başından geçenleri düşününce, ona biraz müsamaha göstermeliyiz, değil mi Leo?
- You might cut her some slack.
Onu biraz rahat bırakabilirsin.
You should cut her some slack.
Anne ters davranmaya bir son vermelisin.
Hey, why don't you cut her some slack?
Neden onu biraz rahat bırakmıyorsun?
Cut her some slack.
Ona biraz müsamaha göster.
Uh, okay. Mel, just cut her some slack.
Ona biraz hak ver Mel.
All I'm saying is cut her some slack.
Tek söylemek istediğim ona karşı biraz gevşek davran.
Tell her to cut me some slack.
Beni rahat bırakmasını söyle.
And that's why you always cut the other driver some slack. I'll call Brass.
Bu yüzden her zaman öbür sürücüye biraz hak verilir.
I'm regretting it more and more every single second but cut me some slack because you don't even know me.
Hayır, inan bana. Her saniye daha da pişman oluyorum. Neden beni rahat bırakmıyorsun çünkü beni hiç tanımıyorsun.
Every time I cut you some slack, you mess it up!
Seni ne zaman kendi başına bıraksam her şeyi berbat ediyorsun.
Cut her some slack.
Kıza biraz zaman tanı.
Now why don't you Cut yourself a little slack And just buy her Some flowers?
Neden kendini biraz daha rahat bırakıp gidip ona çiçek almıyorsun?
Just cut her some goddamn slack.
Ona biraz zaman ver.