Cutter traducir turco
1,241 traducción paralela
I understand that they opened the escape hatch with a laser cutter, and removed him forcibly.
Anladığım kadarıyla acil çıkışı lazer kesici ile açıp onu zorla çıkarmışlar.
♪ when you live in a cookie-cutter world ♪
"Bu acımasız dünyada yaşarken,"
Almost crush with the cutter.
Neredeyse biçiyordum. Kaplumbağa spagettisi.
Well, I can sell the van... to buy a new cutter.
Kamyonu satabilirim. Yeni bir çim biçme makinesi alırım.
I sell the Sierra electrical... and buy half cutter.
Zincir testeremi satabilirim. Ve eski bi makine alırım.
The world's best pizza cutter.
Dünyanın en iyi pizza kesicisi.
I'm talking to you, Mr. Cutter.
Size söylüyorum, Bay Kaynak.
Cutter heads!
- Bir kelle avcısı.
Anyone who falls behind is going to have to explain themselves to Colonel Cutter.
Şu andan itibaren geride kalan Albay Cutter'a hesap verecektir.
Four more days, Cutter.
Dört gün daha Cutter.
Cutter, we just got word that a termite army has mobilized against us.
Bir termit ordusunun bize karşı seferber olduğunu haber aldık.
Our very next stop, Cutter.
İlk işimiz bu olacak.
Cutter, schedule some private time for me and Princess Bala.
Prenses Bala ve benim için zaman ayarla.
We need to push harder, Cutter.
Daha sıkı çalışmalıyız.
I don't like the way things are going, Cutter.
İşlerin gidişatını beğenmiyorum.
Not you... not Cutter...
Sen değilsin... Cutter değil.
Listen, Cutter, I'm... I'm not going back.
Dinle Cutter, ben dönmeyeceğim.
- Cutter, did you hear me?
- Cutter, duydun mu beni?
Cutter, you're a fine officer.
Sen iyi bir subaysın.
Cutter... what are you doing?
Cutter! Ne yapıyorsun?
And now it's a Shabbat challah cutter, right?
Şimdi ise Yahudi ekmek bıçağı oldu, değil mi?
We have a cutter en route.
Sahil Güvenlik gemisi yolda.
- Just because a student doesn't fit into some cookie-cutter mold that the public school system deems acceptable they're ready to write'em off.
- Çünkü ona göre bir öğrenci devlet okul sistemine kabul edilebilir değilse bir kalıba sokmaya uygun değildir. Ve bunu zevkle söylerler.
Malik, we need the cutter down here as fast as you can.
Malik bir an önce kesici lazım.
It's got a wad cutter and full warranty.
Katlanma özelliği ve tam garantisi var. - Güzel iş.
Dropped him with an upper cutter, I hear.
Onun canına okumuşsun öyle duydum.
Cutter, please don't let them give up.
Cutter, lütfen vazgeçmelerine izin verme.
Cutter asked me to come by and talk to you.
Cutter buraya gelip, seninle konuşmamı istedi.
Cutter!
Cutter!
It's a nail-cutter.
Bu bir tırnak çakısı.
What's wrong in carrying a nail-cutter?
Tırnak çakısı taşımanın neyi yanlış?
- Living in some cookie cutter house with two snot-nose little brats. Driving the car pool baby.
- Küçücük bir evde, iki sümüklü veletle yaşayıp, komşu çocuklarını okula götürerek...
Don't let yourself become another cookie-cutter blond size 4, rah-rah, sis-bam-boom, mindless, soulless, spineless wench.
Başka bir hamarat, sıfır beden sarışına, kısacık etekli, akılsız, ruhsuz, omurgasız küçük bir fahişeye dönüşmenize izin vermeyin.
Damn cost-cutter.
Bütçeyi kısanlara lanet olsun.
Call the cutter.
Kurtarma Gemisini çağır.
We're gonna drop you on the Coast Guard cutter Tamaroa.
Sizi Kurtarma Gemisi Tamaroa'ya bırakacağız.
There's the cutter.
İşte Sahil Güvenlik!
Cutter, I'm gonna kick your ass, you evil whore!
Velet! Kıçına tekmeyi indireceği aşağılık sürtük!
Say, did you see my cutter somewhere?
- Benim kasaturayı gördün mü?
The Clear Cutter!
Keskin Kesici!
- He has a box-cutter.
- Sahi mi? Maket bıçağıyla dolaşıyor.
Consensual sex with a stranger on the subway holding a box-cutter.
Metroda maket bıçağı olan bir yabancıyla isteyerek yapılan seks.
PLUS, THAT CREEPY NEW ASSISTANT MANAGER SLICED HIS HAND OPEN WITH A BOX CUTTER.
Bir de, şu tüyler ürpertici yeni müdür yardımcısı kutu kesicisiyle elini kesti.
It doesn't take a rose cutter to figure out what's in play.
Neden görüştüğünü anlamak için dahi olmaya gerek yok.
Strombold's the world's finest diamond cutter.
Strombold dünyanın en güzel elmas kesici bulunuyor.
- don't even... the cutter from calcutta?
bile istemiyorum... Calcutta kesici
Cutter's putting the stone in place.
Kesici taş koyarak.
Good cutter.
İyi makine.
Cutter! - Stop right now!
- Hemen dur!
A carpet cutter.
Falçete gibi bir şey.
It's a cigar cutter.
Bir puro bıçağı.