Cynical traducir turco
969 traducción paralela
Young man, you are cynical.
Genç adam, insaniyeti küçümsüyorsunuz.
I know it's the very latest style to be cynical and callous about stupid things like marriage and home and babies, but maybe I don't like the very latest style.
Son moda şeyler olabilir, aptal şeyler hakkında kinik, hissiz olabilir, mesela evlilik, ev ve bebekler gibi. Fakat belki de ben son moda şeylerden hoşlanmıyorumdur.
I'm sorry, Mother, to find you cynical.
Özür dilerim anne, seni alaycı buluyorum.
Has it made you very cynical?
Sizi çok şüpheci mi yaptı?
- Cynical? - Sensible. - Oh, dear.
Sadık Hollywood muhabirin tıpkı söz verdiği gibi seni arıyor.
Our knowledge has made us cynical, our cleverness, hard and unkind.
Bilgimizi olumsuz, zekamızı sert ve kaba kullandık.
No mean Machiavelli is smiling, cynical Sidney Kidd.
Gülümseyen kötü bir Machiavelli yok, duyarsız Sidney Kidd.
- That's cynical.
- Ne kadar fesatsın.
You're a very cynical person. Forgive me for saying so.
Söylediğim için kusura bakma ama sen çok alaycı birisin.
Because I suspect that under that cynical shell you're at heart a sentimentalist.
Çünkü senin ilgisiz kabuğun altında yüreğin çok duygusal.
Klauber : That would be cynical.
- Çok menfaatperestçe.
Got too cynical to be really dangerous, baron von Ramme.
Gerçekten tehlikeli olmak fazla alaycı. Baron von Ramme.
You're going to say something cynical about marriage.
Evlilikle ilgili alaycı bir şey söyleyeceksin.
Gentlemen, you have before you a cruel and cynical monster.
Karşınızda acımasız ve çılgın bir canavar duruyor.
You're not leaving with that cynical remark?
Son sözün bu çılgın ifade mi olacak?
You sound so cynical. You've got to believe in something.
Böyle alaycı konuşuyorsun da, senin de inandığın bazı değerler olmalı.
Apparently I'm not as cynical about Earth's people as you are.
Görünüşe bakılırsa, insanlarınız hakkında sizin kadar kötümser değilim.
Your tolerance strikes me as being almost cynical. What do I mean?
Kusura bakmayın ama sabrınız bana gerçekçi gelmiyor.
That's a cynical observation for a gentleman from Georgia.
Georgia'lı bir erkek için oldukça alaycı bir gözlem.
You know the type, sir arrogant, spoiled, cynical and completely decadent.
O tipleri bilirsiniz efendim küstah, şımarık, alaycı ve tümüyle yozlaşmış.
- I'm cynical about letters.
- Mektuplara karşı kuşkucuyumdur.
Sometimes I'm cynical.
Bazen kuşkucuyumdur.
Don't be cynical. It's not for this week. It's for eternity.
Lütfen aksilik etme, bu defa bir hafta değil, ebediyete kadar sürecek.
That could be the remark of a cynical man.
Alaycı bir adamın ifadesini sezinliyorum
What have I to be cynical about?
Neden alaycı oluyormuşum ki?
I hate you. Cynical.
Senden nefret ediyorum!
What does the Lord Sinuhe, the great, rich, and cynical Lord
Efendi Sinuhe, ne yapıyorsun, büyük, zengin ve alaycı, Efendi?
You're spoilt, brutal and cynical.
Zalim, berbat ve gülünç bir adamsın.
- That's extremely cynical.
- Bu aşırı alaycı oldu.
- That's pretty cynical.
- Bu hayli şüpheci bir bakış.
You're young, you can afford to be cynical.
Gençsin, alay edebilirsin.
We cynical spinsters can be pretty deceptive sometimes.
Kız kurusu kötümserler bazen çok aldatıcı olabiliriz.
Solemn regarding yourself, cynical and stupid when it comes to others.
Kendin olunca çok vakur, diğerlerine gelince ise kinik ve aptal.
You are much too cynical.
Çok olumsuzsun.
There are some who have been made understandably cynical by the revolution.
Bazılarınız devrimle birlikte alenen sindirildiniz.
Eric, you're so cynical.
Eric, çok alaycısın.
They're a cynical lot, you know, these French.
Onlar oldukça şüpheci, şu Fransızlar.
Mine is an extremely cynical profession, Mr. Koster.
Benimki son derecede kötümser bir meslek, Mr. Koster.
We can all pretend to be cynical and scheming.
Hepimiz görünüşte alaycı ve kurnazdık.
But when we're faced with purity and innocence... the cynical mask drops off... and all that is best in us awakens.
Fakat karşımızda saflık ve masumiyet bulunca alaycı maskemiz düştü ve en güzeli de kendimize geldik.
Who said I was a cynical hard-hearted newspaperman?
Aksi, taş kalpli bir gazeteci olduğumu kim söyledi?
- I'm cynical, I'm jealous, and I'm vindictive.
- Ben alaycı, kıskanç ve kindarım.
He is cynical to the point of asking "where to"
Aklı sıra "nereye" diye sorup kafa buluyor.
- Big-city people are more cynical...
- Büyük şehir insanı kuşkucudur.
Cynical. True, true.
- Şey gibisiniz- -
- Oh, don't be cynical.
Alay etme.
You're a cynical son of a- -
Alay etme orospu çoc...
I'm sometimes too old, too cynical.
Bazen çok yaşlı ve alaycı oluyorum.
These are dark times, full of greed and cynical scientific materialism.
Bunlar kötü zamanlar. Açgözlülük ve karamsar bilimsel materyalizmle dolu.
By jove, you have got... cynical?
Kötü mü?
That's what I call really cynical.
Şey, göreceğiz.