Decapitated traducir turco
331 traducción paralela
"Let her be decapitated."
"kafası kesilsin."
Here in the city, the nude, decapitated body of a woman has been found in a cistern...
Şehirde, bir mahzende, çıplak ve kafası kesilmiş bir kadın cesedi bulundu...
He was decapitated.
- Başı kesildi.
Tomorrow, tell me how it went with the decapitated man!
Yarın, kafası kesik adamla neler yaptığınızı anlatırsın!
- The FLN is decapitated in Algiers.
- Cezayir'de FLN'nin başı kesildi.
Soon his body will no longer bevisible, but the decapitated man will continue to exist, not just in one place, but everywhere.
Belki vücudu eski yerinde olmayacak, ama birinin başını almak onun fikirlerini yok etmek anlamına gelmez, sadece burada değil, her yerde.
Decapitated, mutilated, cut to pieces, not just in one place, but everywhere...
Baş kesmek, parçalamak, doğramak, buraya özgü değil, her yerde var...
Guillaume Vermersch, alias Le Bison, was decapitated by ax in a German prison on December 16, 1943.
Bison kod adlı Guillaume Vermersch 16 Aralık 1943'te bir Alman hapishanesinde baltayla kafası kesilerek öldürüldü.
The decapitated head. "
Boynu vurulmuş bir baş. "
Body of a guy named Priscillien... that they decapitated a long time ago.
Priscillien adında bir adama aitmiş. Uzun zaman önce boynunu vurmuşlar.
I had my passport confiscated, so we can't leave, and just now I had my head nearly decapitated by a meat cleaver.
Pasaportuma da el koydular. Bu nedenle buradan ayrılamıyoruz. Ve az kaldı biri kafamı satırla uçuruyordu.
He got decapitated by an 88 about six weeks ago.
Altı hafta önce bir 88 kafasını uçurdu.
The Army was decapitated, so to speak.
Deyim yerindeyse ordunun kafası kesilmişti.
Sprouty decapitated.
Kafası kesilmiş.
I decapitated four of your men!
Senin adamlarının dördünün başını kestim!
- He was decapitated.
Orada öldü. - Kafası koparak öldü.
- Yes. Oh, I haven't clapped eyes on you since... Oh, that strange affair of the decapitated clergyman.
Seni, şu iflas eden adam davasından bu yana görmemiştim.
He's decapitated.
- Kafası gitti.
People aren't decapitated without a reason.
- İnsanların kafası sebepsiz yere kopmaz.
Or murder. So our victim was decapitated some 8 months ago.
Yani kurbanımızın başı yaklaşık 8 ay önce kesilmiş.
Searching for the one that decapitated his vengeful mother.
Kinci annesinin kafasını kesen kişiyi arıyor olabilir.
She was decapitated in a dreadful automobile accident.
Korkunç bir araba kazasında kadının başı koptu.
Oh dear, I will be decapitated! - the white rabbit said. -
"Tanrım, boynumu vuracaklar!" dedi Beyaz Tavşan.
The baby was decapitated.
Bebeğin başı koparılmış.
The statue of Jebediah Springfield, our illustrious town founder, - was brutally decapitated last night... in an act of senseless vandalism.
Ünlü şehir kurucumuz Jebediah Springfield'in, heykelinin dün gece kafası, duygusuz bir Vandalizm sonucunda kesildi.
A decapitated head can continue to see... for approximately 20 seconds.
Kesik bir kafa, yaklaşık 20 saniye kadar... görmeyi sürdürebilir.
Decapitated
Kafası kopartıldı.
She was decapitated with an axe.
Kizin baltayla boynu vurulmustu.
Tell me who decapitated your patient, Doctor.
Hastanın başını kimin kestiğini bana söyle, Doktor.
The guy was decapitated.
Kafası kopmuştu.
He was on his way to the Yukon in a pink convertible... to see his brother who was an ex-con named Francis... when a tractor-trailer came along and decapitated him.
Üstü açık bir arabayla Yukon'a hapisten çıkmış kardeşi Francis'i görmeye giderken traktörle çarpışıp kafasını kaybetmişti.
He was decapitated.
Başı gövdesinden ayrıldı.
Robespierre had him decapitated.
Robespierre onun kafasını kestirmiş.
Decapitated.
Başı kopmuş.
His personal history includes being witness to an auto accident in which his high-school sweetheart was killed and his mother decapitated.
Kişisel tarihinde lise sevgilisinin öldüğü ve annesinin boynunun koptuğu bir trafik kazasına şahit olmuşluğu var.
The woman was decapitated by a sword.
Kadının kafası kılıçla kesilmiş.
Thrown fifty yards through the windscreen, decapitated.
Başı kesilerek elli yarda yükseklikteki pencereden atılmış.
I contend the tourists were decapitated before they entered the Krustyland House of Knives.
O turistlerin, Krustydiyarı Bıçak Evi'ne girmeden önce başlarının kesik olduğunu iddia ediyorum.
Ran a red, decapitated a pedestrian and smashed up our other customers.
Kırmızı da geçip bir yayanın kafasını koparmış ve diğerlerini ezmiş.
Either before or after it had been decapitated... we can't tell yet.
Bundan önce ya da sonra, başı ayrılmış, henüz tam bilmiyoruz.
I wish I could laugh at the idea of a teacher being decapitated.
Hocanın kafasının kopma fikrine gülebilmeyi dilerdim.
One woman locked up with a tiger, one put to sleep, one decapitated, one quartered and one in flames.
Biri başını kesiyor, biri dörde bölüyor ve biri de alevler içinde.
No, he's been decapitated, and the blood's dripping on the car.
Hayır, çocuğun başı kesilmiştir ve kanı arabaya damlamaktadır.
No, he wasn't decapitated, he was gutted with a hook.
Hayır başı kesilmemişti, orakla delik deşik edilmişti.
The head is decapitated between the axial process and the atlas.
Baş kısmı, ani bir darbeyle gövdeden koparılmış gibi görünüyor.
The maniac who decapitated poor old Ponsonby in Helsinki?
Helsinki'de zavallı Ponsonby'nin kafasını uçuran manyak mı?
Don't say "dead" or "decapitated".
"Ölü", "başsız" ve "çürümüş" deme sakın.
Yes, he's been decapitated!
Evet, kellesini uçurdular!
He was decapitated when his ambulance crashed.
Ambulansı kaza yaptığında, kafası kopmuş.
It also left a man's decapitated body lying next to his own severed head.
Adam yerde uzanıyordu, hem de kendi kafasının yanında.
Decapitated.
Kafası kopartıldı.