Declined traducir turco
712 traducción paralela
Naturally, she declined.
Doğal olarak reddetti.
I offered to help you once, but you declined that help.
Size bir defasında yardım etmeyi önermiş, ama siz reddetmiştiniz.
Russian nouns are declined just like in Latin.
Rus isimleri tıpkı Latincede okunduğu gibi okunuyor.
And, I let drop the fact that you had declined any number of marriage proposals.
Ve senin bugüne kadarki... bütün evlenme tekliflerini geri çevirdiğini ağzımdan kaçırıverdim.
I declined to discuss it and canceled the lease.
Tartışmaya girmeden kirayı iptal ettim.
I declined this morning.
Bu sabah reddettim
You were invited, but you declined.
- Siz de davetliydiniz ama geri çevirdiniz.
Jack Wright declined the job, so I think we should follow his suggestion.
Jack Wright işi kabul etmedi, Öyleyse onun önerisini dinlemeliyiz.
The president has declined your kind invitation to appear at this court.
Başkan nazik davetinizi red etti.
Thus, ladies and gentlemen, Lola Montes declined our offer and the countess of Landsfeld embarked on her dizzying ascent, presented here for the first time in the world as an acrobatic and trapeze act.
Bayanlar ve baylar, bu şekilde Lola Montes teklifimizi reddetti ve baş döndürücü rampasına tırmanan Landsfeld kontesi dünyada ilk kez burada akrobat ve trapez gösterisini sunacak.
I have declined a betrothal.
Evlilikten konuşuldu biraz ama ben konuyu kapattım.
Have you declined it?
Emin ol öyle! Hayır mı dedin yoksa?
Then when I declined, they all helped themselves.
Ben istemeyince de, hepsini aldılar.
The police have declined to comment so far.
Polis sapmaları yorumladı.
I declined to do so, most emphatically.
Ben de almazdım.
Official spokesmen declined to speculate just how long it may take to kill off all the flesh-eaters so long as the heavy ra...
Yetkililer, yaşayan ölülerin ne kadar sürede tamamen yok edileceğine ilişkin bir yorumda bulunmaktan kaçınıyor. Bununla birlikte...
The pain-pleasure from nails, teeth and fists gradually declined in intensity.
Tırnaklar, dişler ve yumruklardan alınan acılı zevk yoğunluğunu giderek düşürdü.
I was silent for a while, then declined.
Bir süreliğine sessiz kaldım, sonra reddettim.
She was offering me all the happiness imaginable, but I declined because I wanted to break it off while I was on top of happiness.
Bana hayalini kurduğum tüm mutluluğu öneriyordu ama reddetmek zorundaydım ama mutluluğumun zirvesindeyken bu öneri reddetmeliydim.
- But you have declined art studies. - Art!
- O zaman neden sanat okumasına karşı çıktın?
Yet you have declined to speak.
Yine de konuşmayı reddettiniz.
Nipples rose dramatically during the morning But had declined by mid-afternoon While teeth clenched, and buttocks remained firm.
Memeler sabah dirildi ama öğlene gevşedi dişler takırdadı ve kalçalar taş gibi kaldı.
Declined.
Reddedildi.
Sexuality declined probably because we no longer needed to procreate.
Cinsellik, büyük olasılıkla artık üremeye gerek duymadığımız için köreldi.
Informed sources at the hospital allege the deaths resulted... from attacks by an infant born only today in a mutated form... but officials declined comment.
Hastanede konuştuğumuz bazı şahıslar, bu ölümlere henüz bu sabah... dünyaya gelen, mutasyon geçirmiş bir bebeğin sebep olduğunu iddia etti... fakat yetkililer bu konuda yorum yapmaktan kaçındı.
Strindberg has declined,
Strindberg geri çevirdi.
They never pressed for their winnings or declined to receive promissory notes.
Kazanınca para için sıkıştırmıyorlar... ya da borç senetlerini reddetmiyorlardı.
Of course, I declined.
Ben reddettim tabii.
"Applicant, when informed he could file a petition for court action, " declined the suggestion. "
"Başvuruyu yapan kişi, mahkeme için bir dilekçe verebileceğini öğrenince başvurusunu geri almıştır."
The Chinaman declined our invitation.
Çinlimiz oyunbozanlık yaptı.
Those primitive mammals were able to live right through the age of the dinosaurs and be ready poised to inherit the world when the reptiles finally declined.
Bu ilkel memeliler bütün dinozor çağı boyunca yaşayabildiler ve sürüngenler sonunda düşüşe geçtiğinde miras kalan dünyayı sahiplenmeye hazırdılar.
The aristocratic Ximen family was withered... and completely declined lt has lost its glamour I heard Miss Ximen stays in Shiau Shiang house somewhere in the suburbs of Hanzhou
Soylu Ximen ailesi artık azaldı... ve tamamen dağıldı Eski Şaşaları kalmadı artık Bayan Ximen'nin, Shiau Shiang evinde kaldığını duymuştum
The reputation of my club has declined since his arrival!
O geldiğinden beri kulübümün işleri bozuldu!
All officers who do not press the attack... will carry a sign stating, "l am a deserter... " and I declined to defend German women and children. " You will then hang them from the nearest tree.
Saldırı emrine uymayan tüm subayların boynuna "Ben bir kaçağım, Alman kadın ve çocuklarını savunmayı reddettim." yazılı bir ilan asılacak en yakın ağaçta sallandırılacaklar.
Many girls have extended their hand towards me but i declined.
Birçok kadın bana elini uzattı ama reddettim.
I declined lord Bao despite his many invitations but I must avenge fifth brother
lord Bao'nin davetini red etmiştik... ama 5. Kardeşin öcünü almamız gerek!
I declined.
Reddettim.
So you declined.
Demek reddettiniz.
But the family declined in fortune recently and of late it appears to have sunk into oblivion
Ama son yıllarda pek sesleri çıkmıyor aile artık yok olmanın eşiğinde olmalı
We should have declined.
Reddetmeliydik.
Is it not the case that your husband declined to search on that Sunday night because he knew the baby was dead?
Bayan Chamberlain kocanızın o pazar gecesi aramayı bırakmasının sebebi bebeğin öldüğünü biliyor olması mıydı?
You so remind me of Catherine the Great, whose hand in marriage I once declined.
Siz bana bir zamanlar evlenmeyi reddettiğim... Büyük Katerinayı hatırlatıyorsunuz.
Political leaders in Iraq and Iran have declined comment.
Irak ve İran'daki politik liderler açıklama yapmayı kabul etmediler.
"All the noble cultures of the past declined " because the purity and vigor " of the originally created race faded out.
"Bütün yüksek kültürler güçten düştü çünkü üstün yaratılmış ırkın arılığı ve dinçliği yavaş yavaş yok oldu."
The mayor declined, however, to confirm that his son Jordan is missing.
Ayrıca Belediye Başkanı, oğlu Jordan'ın kaybolduğunu da reddetti.
And New York declined.
Ama New York reddetti.
They declined the invitation.
Neyse ki savaş davetini reddettiler.
- Thankfully they declined the invitation.
- Neyse ki savaş davetini reddettiler.
A spokesman for the photography studio declined to comment.
Bu stüdyodan bir sözcü yorum yapmaktan kaçındı.
Has the Chief declined to teach you kung fu?
Gene kızgınsın!
Your account is declined.
Kredi kartın reddedildi.