Delayed traducir turco
1,746 traducción paralela
Too soon to tell. I had a layover in Salt Lake and then I got delayed in Poughkeepsie.
Söylemek için çok erken. Salt Lake'de rötar oldu, sonra da Poughkeepsie'de uçuş ertelendi.
For them, justice delayed is truly...
Onlar için, adaletin gecikmesi, gerçekten...
But those milliseconds of doubt had delayed me and I hit the girl.
Ama bu milisaniyelik tereddüt bana zaman kaybettirdi ve kıza çarptım.
... was a little delayed.
Biraz geciktim.
Sorry I'm late, Kent, I was delayed in court.
Sorry I'm late, Kent, I was delayed in court.
The plane's been delayed three hours.
Uçak 3 saat rötarlı.
My plane's been delayed for three hours.
Uçağım 3 saat rötar yaptı, Lloyd.
i heard you've delayed his execution.
Onun idamını ertelediğini duydum.
City permits were pulled due to renovation, but, what do you know, they've been delayed.
Belediye ruhsatları, yenileme nedeniyle iptal edilmişti ama işe bak, ertelenmiş.
flight's delayed.
- Avare şansı.
Cooking class will be delayed due to rain.
Dersimiz yağmur nedeniyle ertelenmiştir.
He might be, aside from a single medical incident that delayed his career
- Olabilir. Kariyerini ertelemesine sebep olan bir tek sağlık olayı haricinde Onbaşı Werth Deniz Kuvvetleri'nin örnek subayıymış.
It's a new technique I heard of from the battlefield, and it should mean the surgery can be delayed.
Savaş alanında duyduğum yeni bir teknik. Ameliyatı geciktirebilmek için.
The judgment has been delayed.
Mahkeme davayı erteledi.
It's--it's delayed.
Gerek kalmadı.
The peasants are uneasy and have delayed harvesting their crops on the plains.
Köylüler huzursuz ve çiftçiler tarlalarındaki işlerini bırakmışlar.
- Oh, it's been delayed.
Gecikti.
Lunch will be delayed today.
Öğle yemeği bugün geç verilir.
All right, everyone, we need to get started so classes won't be too delayed.
Derslerin aksamaması için bir an önce başlamamız lâzım.
Yeah, I got delayed.
Evet, biraz geciktim.
The train has been delayed.
Tren rötar yaptı.
They delayed the inevitable thing for one more day.
Kaçınılmazın geciktirildiği başka bir gün.
No, we go delayed to Paris.
Hayır Paris'e gecikecek olmamız.
Wait, I thought you said that your hotel deals had been delayed.
Bir saniye, otel işlerinin ertelendiğini söylediğini sanıyordum.
Why is delayed?
Neden geciktin, ha?
Planting will be delayed this season, Johan.
Ekim bu sene gecikecek, Johan.
And, anyway, I gather it's you I have to thank for their delayed departure.
Ve yine de gidişlerinin ertelenmesine ikimiz de teşekkür etmeliyiz.
They delayed me outside on the steps.
Beni dışarıda, basamaklarda alıkoydular.
You delayed the launch.
Fırlatmayı sen erteledin.
Yeah, I think Mike and Shelia got delayed. They were supposed to beat us here.
Bizden önce geleceklerdi.
If anything, we've delayed this far too long.
Ne olduysa, bizim bu tasarıyı geciktirmemizden oldu.
Tell Lisa that my flight's been delayed because of the bad weather.
Lisa'ya uçağımın kötü hava şartları yüzünden geciktiğini söyle.
Green tags--nonemergent.Yellow--delayed care.
Yeşil etiket : acil değil. Sarı : bekleyebilir.
Anyway, so the snow delayed him, but he should be here in 15 minutes.
Neyse, kardan dolayı gecikmiş ama 15 dakikaya burada olur.
You know, I lied to you when I told you my flight was delayed.
Aslında... uçağım rötar yaptı dediğimde sana yalan söyledim.
Brother, listen, I know I delayed the payment.
Abi, Mahmut abi. Bak.
IT'S DELAYED.
Alt tarafı gecikti.
They're busy so the hearing has been delayed a few hours.
Duruşmalar o kadar yoğun ki bizimki birkaç saat ertelendi.
Until that moment, the possibility that the trains could be delayed had not even crossed my mind.
O ana kadar trenin gecikme olasılığı aklımın ucundan dahi geçmemişti.
Due to the following train being delayed, this train will be temporarily stopping here for 10 minutes.
Sonraki tren iptal edildiğinden dolayı, trenimiz yaklaşık 10 dakika kadar burada duracak.
Due to technical difficulties, all domestic and international flights have been delayed.
Hava meydanımızdaki teknik bir aksaklık dolayısıyla bütün iç ve dış hat seferlerimiz gecikmeli olarak gerçekleştirilecek.
Our plan was to meet on the ferry. I was delayed on the conference call.
Ertesi gün gemide buluşacaktık Ben konferansta çok kaldım
Train must be delayed.
Treni gec kalmistir.
Medellin has been delayed month after month.
Medellin aylardır gecikiyor.
The script we all thought would sell " has been delayed after my laptop was stolen during a walk with my sister.
Satabileceğimi düşündüğümüz senaryom kardeşimle çıktığım yürüyüş esnasında bilgisayarım çalınınca, ister istemez gecikti.
If the distribution of the cure had been delayed any longer, many more people would have died. That was good thinking, by the way. Yes.
- Bu arada, bu iyi bir düşünceydi.
My flight was delayed.
Uçak rötar yaptı.
I'd hate for him to be around en you had another attack of delayed morality, either with edie or behind the wheel of your car.
- Hiç sanmıyorum. Edie'yle ya da arabanla yapacağın, herhangi ahlak dışı birşeyi görmesini hiç istemem.
He could have delayed paralysis.
Belki de gecikmiş bir felç durumu olabilir.
It's a delayed fire.
- Anlamadım?
My flight got delayed by a few hours.
- Uçağım bir kaç saatlik rötar yaptı.