Delirium traducir turco
217 traducción paralela
Listen, while you've been lying here, tossing in your delirium, I couldn't sleep.
Dinle, sen burada uzanmış çılgınlıklarını savururken ben uyuyamam.
Post two of your best boys... to see that he doesn't slip out during his delirium.
En iyi adamlardan ikisi... kapısında nöbet tutsun, hezeyanı sırasında dışarı çıkmasın.
- Not since the delirium passed.
- Sayıklamaları geçtiğinden beri etmedi.
Fill this hotel full of delirium tremens?
Oteli, titreme hezeyanı yaşayan kişilerle doldurmayı mı düşünüyorsun?
Randolph, he's talking all the time as if he were in a delirium.
Randolph, çocuk sanki bir hezeyandaymışçasına sürekli konuşup duruyor.
But it's an ideal house for delirium tremens.
Sarhoş olup halüsinasyon görmek için mükemmel bir ev.
No, that's right, I'm sure, because it fits in with "delirium" and "Baluchistan."
Hayır, doğru, eminim, çünkü "hezeyan" ve "Baluşistan" a uyuyor.
Delirium is a disease of the night.
Sayıklama nöbeti geceye özgü bir hastalıktır.
Though I thought I must destroy those pages written in a moment of true delirium,
Bu sayfaları ortadan kaldırmam gerektiğini düşünmeme rağmen biri kesinlikle bunun bedelini ödemeli.
Sort of delirium.
Bir çeşit sayıklama olduğunu.
Well, now that I'm back in the flesh, he'll begin wondering about that delirium of yours.
Şimdi de kanlı canlı geri döndüğümden senin şu sayıklamalarını merak etmeye başlayacaktır.
Think of a fever delirium.
Ateş hezeyanını düşün.
I think I have a delirium.
- Sanırım ben deliriyorum.
Unhappily, it made me remember something I'd said in the delirium of our early days.
benim yardımıma bel bağlayacaktı.
You've suffered delirium.
siz acı çekiyorsunuz.
In her delirium, she keeps calling for you
Bilincini kaybettiği zamanlarda senin adını sayıklayıp durdu.
A screaming wild man with nothing to back him up because his proof is scattered over a mountain disappeared in an airport, or it's all part of delirium tremens of a dipso senator.
Çünkü bütün kanıtları, dağın birine saçılmış şeylerden... havalanın tekinde kaybolmuş birinden, ya da hezeyan krizleri geçiren ayyaş bir senatörden ibaret.
- My delirium.
- Krizim tuttu.
- Signs of delirium tremens.
Anlaşıldı. Delirium tremens.
Yes, it's delirium tremens.
Tipik bir delirium tremens vakası.
I believe we're experiencing the psychokinetic manifestations of Parmen's delirium.
Hezeyanlarının psikokinetik dışavurumlarını görüyoruz.
Only the usual evidence from the family... and a name spoken in delirium by the poor victim.
Yalnızca ailenin verdiği ifade... ve zavallı kurbanın sayıklarken söylediği bir isim var.
- Did I say anything in delirium?
- Sayıklarken bir şey söyledim mi?
your illness, delirium, insults, the police...
Hastalığınız, deliliğiniz, onurunuzun kırılması, polis...
Illness, delirium, visions - that's all very well...
Hastalık, delilik, hayal görme...
One of the miners has delirium tremens every now and then.
Madencileriden biri arada bir çılgınlık geçirir.
... Delirium?
-... Esrime?
So I stayed in town, notified the police and the town doctor... to be on the alert for any high-fever symptoms or delirium.
Ben de kasabada kalıp, polis ve doktoru yüksek ateş ve delilik belirtilerine karşı dikkatli olmaları konusunda uyardım.
My husband has got a delirium tremens.
Kocam alkol komasına girdi.
It's delirium tremens.
Delilik belirtileri.
Delirium. Fever.
Bilinç kaybı.
A vague haze of delirium Creeps up on him Soaring and flying images spin
Süzülerek uçuşan şekiller fırıl fırıl döner belli belirsiz bir çılgınlık sarar insanı.
"At a paroxysm of anger, in a quasi-collective delirium, a hysterical crowd rushes inside the building..."
"Öfke nöbeti ve yarı kolektif çılgınlık, kalabalık histerik bir şekilde binanın içine hücum etti..."
It's a mild case of delirium tremens.
Alkolden kaynaklanan hayaller görüyor.
It's delirium.
Sayıklıyor.
" On the last night of Tycho's gentle delirium he repeated over and over again these words like someone composing a poem :
" O son gece Tycho sarhoşken yavaşça şöyle sayıklıyordu : sürekli şu kelimeleri söylüyordu, sanki birisi şiir yazarmış gibiydi,
Delirium, call the clinic.
Sayıklıyorsunuz, kliniği arayın.
... Renewal, following delirium.
... Yenilik, hezeyanı doğurur.
Memories must make do with their delirium, with their drift.
Anilar, delirisleriyle, kayip gidisleriyle basa çikmak durumundalar.
A little delirium goes a long ways.
Biraz çılgınca konuşsan yeter.
Delirium.
Yanılsama.
Doctor, what would you prescribe for a chronic case... of uncontrollable, all-possessing and inescapable delirium tremens?
Doktor, kronik, kontrolsüz ve amansız sayıklama nöbetlerine nasıl bir ilaç verirdiniz?
I fled from their delirium... their nightmare.
Onların deliliğinden, kabuslarından kaçıyorum.
Total mutual delirium.
Tam bir heyecan fırtınasıydı.
And it needed exile, long suffering, this desperate war, and this harsh battle in yourself, and your lie, and you anger, and your delirium, for you now to be him whom the city awaits with all its gallants.
Ve şimdi şehrin tüm görkemiyle beklediği kişi olman için, kovulması gerekli bu eziyetin, bu gözü dönmüş savaşın, kendi içindeki bu sert savaşın, ve söylediğin yalanın, ve öfkenin, ve çılgınlığının.
He's in the early stages of delirium tremens, the shakes, and quite possibly he may have some brain damage.
ve şuan yoksunluk krizleri yaşıyor.. - Ama asıl önemlisi beyni hasar görmüş olabilir..
I might not live the week out, concussion, delirium,
Bir haftayı çıkaramayacağım, beyin sarsıntısı, sayıklama,
Delirium. It'll make a corpse dance.
"Delirium" u dene.
Persistent delirium... and the pulse sometimes rises to 110.
Sürekli heyecanlanma ve nabzı da bazen 110'a çıkıyor.
The effect is delirium, brief and stolen.
Etkisi coşku verici ve kısaca çalıntı gibi.
It's more likely to bring on profuse sweating, convulsions, and acute delirium.
Daha çok, terleyip sıvı tüketmenize neden oluyormuş gibi görünüyor.