Depressing traducir turco
1,793 traducción paralela
- It is depressing.
- Bunaltıcı tabi.
Charlie : This guys is, like, depressed or pissed off. He's depressing me.
Bu adam, tıpkı, bunalımda ya da sinirli gibi.
You'll have a depressing, shitty life.
Depresif berbat bir hayatın olacak.
That's so depressing, dude.
Bu çok kasvetli bir durum ahbap.
It's depressing.
Çok iç karartıcı.
You're depressing the regulars.
Müşterilerimin içini karartıyorsunuz.
They're just so depressing.
Ya sen? Acayip stresli oluyorlar.
It ´ s depressing that young people die like this.
Doğrusu genç yaşta insanların böyle öldüklerini görmek çok acı veriyor.
To escape this dark, depressing house.
Bu karanlık, kasvetli evden kaçabilmek.
It's very depressing here.
Burası çok bunaltıcı.
Is Persuasion too depressing to take on right now, with the dead mother and everything?
İtikat, ölen annesinden ve her şeyden..... daha mı moral bozucu?
- It's so depressing in here, it looks like 3 Ross employees...
Burası iç karartıcı, 3 Ross çalışanı var.
Well, that's just depressing, actually.
Pekâlâ, bu biraz üzücü aslında.
Come on, this place is depressing.
Hadi, bu yer moral bozucu.
It's too depressing.
Çok bunaltıcı.
This is... depressing shit.
Bu lanet bir deprosyana dönüştü artık.
I thought it was depressing.
Bence çok bunaltıcı.
All I do is go around liquoring people up for depressing moments in their lives. I know.
Yaptığım tek şey bir yerlerden içki alıp hayatlarındaki en üzüntülü anlarında içirmek.
You're depressing the clients.
Müşterilerin keyfini kaçırıyorsun.
You're dark, depressing... and aloof.
Asık suratlı, canından bezmiş ve sevimsiz.
Sunday afternoons in Camden County are always kind of depressing.
Camden Kasabası'nda pazar akşamüstüleri sürekli bunalımlı olur.
I think it's depressing.
Çok can sıkıcı.
The Days Inn Room 228 was staring to get really depressing.
Oteldeki 228 numaralı odamda günler çok depresif geçmeye başlamıştı.
That was some sad, depressing stuff right there.
Bu üzücü ve sıkıntılı bir şey oldu.
It's just kinda gross and depressing here.
Burası biraz iğrenç ve can sıkıcı bir yer. Tamam millet.
The thought of... moving into an empty place is just depressing, you know?
Düşündüm de, boş bir yere taşınmak insanı depresyona sokuyor, anlatabildim mi?
I have got to get more depressing clothes.
Daha fazla bunalımlı elbiseler almam gerek.
Charlie, as long as you're over there, make Mommy a drink. It's been a very depressing afternoon.
Charlie hazır ordayken annene bir içki hazırla.
Eh, it's too depressing. Wherever I go, I'm the oldest guy in the room.
Nereye gidersem gideyim, en yaşlı kişi olmak moralimi bozuyor.
It's just - - it's sort of depressing, don't you think?
Yani biraz iç karartıcı oluyor.
This single page Forever depressing
Bu da ne demek? Bu çirkince Ryuzaki!
This single page Forever depressing
Bu sonsuz depresyonun sayfası ;
Whoa, depressing guy!
Hüzünlü şey seni!
I don't know why you picked it, but is it depressing.
Neden bunu seçtiğini hala anlamadım ama çok depresif bir kitap.
It's so depressing.
Çok can sıkıcı.
Well, the only thing more depressing than not having your kids at halloween having to feed candy to other people's kids.
Cadılar bayramında çocuklarınla olmamaktan daha can sıkıcı olan şey başkalarının çocuklarını şekerle beslemek zorunda olmak.
Well, it's just the whole world that I find depressing right now.
Şu anda bütün dünyayı çok can sıkıcı buluyorum.
Just a feeling I have. I mean, look out the window, it's depressing.
Yanı dışarı bakınca bu çok moral bozucu.
And that will be depressing. But it will only make me appreciate all the good things that I do have.
Bu oldukça sinir bozucu olacak ve bu olay sahip olduğum güzel şeylerin kıymetini bilmeme neden olacak.
And the other one's kind of interesting, but it's pretty depressing.
Aldığım diğer ders ilgi çekici, ama çok asap bozucu.
This is really depressing to me.
Bu benim için çok can sıkıcı.
That's a depressing thought.
Bu can sıkıcı bir düşünce.
Okay, this is depressing.
Pekala, bu çok can sıkıcı.
It's very, very depressing.
Çok, çok kasvetli.
That seems very depressing.
Oldukça iç karartıcıymış.
Whatever Movie He's Scoring Sounds Depressing.
Film ne olursa olsun, besteleri depresif.
It's so damn depressing...
Çok bunaltıcı.
By God this is so depressing.
ve daha fazla ve daha fazla ve... bu çok iç karartıcı
This single page Forever depressing
Bu sonsuz depresyonun sayfası ; Gözlerindeki geçici taktik.
I'm having a female free birthday party, and that's just really depressing.
Doğum günüme hiç kız gelmemesi çok canımı sıkıyor.
It is depressing man, but you know what?
Çok üzüldüm ama işin aslı ben de "gömlek çocuk" tum.