Destroyed traducir turco
12,229 traducción paralela
Because they'll be destroyed along with it.
Çünkü yanında biz de yıkılırız.
The creatures destroyed everything in the airport.
Yaratıklar havaalanında her şeyi yok etti.
Okay, the communication equipment was destroyed on purpose.
Tamam, haberleşme teçhizatı bilerek imha edildi.
You destroyed my suit.
Elbiseme zarar verdin.
Tickets for sailings other than today's will be destroyed.
Bugünden başka bir kalkış tarihi olan biletler yırtılacak.
He says the Court has destroyed the city twice before in its history.
Divan'ın şehri geçmişte iki kez yerle bir ettiğini söyledi.
For his sins, by your blade, he must be destroyed.
İşlediği günahlar yüzünden senin kılıcınla yok edilmeli.
By your blade, he must be destroyed.
İşlediği günahlar yüzünden senin kılıcınla yok edilmeli.
Yes, couldn't be better, because I destroyed you both.
Evet, daha iyi olamazdı, çünkü ikinizi de mahvettim.
Rebecca Alison Brand, your cat destroyed the yellow pages!
Rebecca Alison Brand, kedin sarı sayfaları mahvetmiş.
You destroyed my office!
Ofisimi mahvettin!
Napoleon has utterly destroyed his own country.
Napolyon kendi ülkesini hepten mahvetti.
And that other will he made when his mind was disturbed, naming Pierre, that was destroyed?
Peki ya diğer vasiyet, aklı yerinde değilken hazırladığı Pierre'in adını yazdığı, onu yok ettin mi?
In any case, he surely has forgotten about it by now and he'd want that false will to be destroyed.
Her halükarda, kesinlike şimdiye dek unutmuştur ve o sahte vasiyetin yok edilmesini isterdi.
- Destroyed?
- Yok edilmesini mi?
- Yes, destroyed.
- Evet, yok edilmesini.
They come here with nothing, lives ripped apart, homes destroyed.
Buraya ellerinde hiçbir şeyle gelirler. Parçalanmış hayatlar, yok edilmiş evler.
I destroyed it.
Bunu yok etmiştim.
They destroyed her.
Onu yok ettiler.
With one word from me, she could be destroyed forever.
Ağzımdan çıkacak tek kelimeyle sonsuza dek yok olabilir.
All of the beauty you and I have made in this place, the art of it, they would have destroyed it.
Burada yaptığımız her güzelliği sanatı mahvedeceklerdi.
They would have destroyed you.
Seni mahvedeceklerdi.
He destroyed my world.
Dünyamı mahvetti.
But there are herbs that can be used to make it appear as though smallpox is present in St. Germain's crew, convince everyone the shipment's tainted and have it destroyed.
Gerçek hastalık değil ama bazı otlar var ki, öyle görünmesini sağlamakta kullanılabilir ve Saint Germain'in mürettebatında çiçek hastalığı varmış gibi sevkiyatın enfekte olduğuna herkesi ikna edip imha edilmesini sağlayabilir.
We make it appear as though smallpox is present in St. Germain's crew. Convince everyone the shipment's tainted and have it destroyed.
Saint Germain'in mürettebatında çiçek hastalığı varmış gibi görünmesini sağlarız ve sevkiyatın enfekte olduğuna herkesi ikna edip imha edilmesini sağlayabiliriz.
She had my ship destroyed with her false condemnations.
Yanlış suçlamalarıyla gemimi ortadan kaldırttı.
My car was destroyed and I was locked into a freezer.
Arabam haşat olmuştu ve ben de buzluğa kilitlenmiştim.
Most of it was destroyed by the time we found it, but among the remains was one piece of information, something everyone else was quick to dismiss as it held no value to them in that moment.
Biz bulana kadar çoğu yok olmuştu, fakat kalanların içinde bir parça bilgi bulunuyordu, kimsenin umursamadığı ve o anda kimse için değer arzetmeyen.
You destroyed the surveillance necklace.
Kameralı kolyeyi yok ettin.
I took revenge on someone who destroyed my parents'lives.
Ailemin hayatını mahveden birinden intikam aldım.
You are the one who will become destroyed.
Yok olacak biri varsa o da sensin.
It's not all destroyed.
Hepsi bu değil.
No... no... 30 years ago, your new friends destroyed the world.
- Hayır, hayır. 30 yıl önce yeni arkadaşların dünyayı yok etti.
In these old fairy tales, the monster must always be destroyed by some form of penetration... a silver bullet, a wooden stake... obviously, our ancestors were as obsessed with impotency as we are, eh?
Bu eski efsanelerde yaratıkların hep belli bir tür aletle yok edilmesi gerekiyor. Gümüş kurşun, ahşap kazık. Belli ki atalarımızda iktidarsızlık saplantısı varmış.
The opener destroyed the acoustic nerve and then went into the cerebral cortex.
Mektup açıcı duyma sinirini parçalamış, sonra beyin korteksine girmiş.
That kind of love has only destroyed me...
Bu tür aşk, beni sadece yok etti...
Do you want to be destroyed?
Sen de mi beni yok etmek istiyorsun?
I want to be destroyed.
Evet Alizeh, seni yok etmek istiyorum.
Because Orus is dead... and father, destroyed.
Çünkü Orus öldü ve babam mahvoldu.
I have destroyed our family.
Ailemizi mahvettim.
We destroyed him.
Onu yok ettik biz.
That thing must be destroyed.
Bu şey yok edilmeli.
She will be injured and destroyed and belittled and hounded and harassed.
yaralanacak ve yokedilecek, aşağılanacak ve avlanıp taciz edilecek.
You will be lynched, destroyed... caricatured... by a committee of the US Senate rather than hung from a tree.
Linç edilirsin, yok edilirsin... rezil edilirsin... Amerikan senatosu tarafından. Ağaçta asılmak yerine.
We destroyed that place.
- Biz de evi mahvettik.
Only in reality, those guys stole and hurt and destroyed lives.
Oysa gerçekte, o serseriler çalıp, öldürüp hayatlarımızı mahvederler.
- My home is destroyed.
- Yuvam dağıldı.
You've destroyed my life and you're going to get me out of this.
Sen hayatımı mahvettin ve beni bundan kurtaracaksın.
She destroyed your soul.
Ruhunu mafetti.
I mean, this woman nearly destroyed me.
Bu kadın beni neredeyse yok etti.
Her address was destroyed, so we could no longer deliver her.
Adres bilgileri ortadan kalktı, bu yüzden onu teslim edemedik.
destruction 111
destroy 130
destroyer 23
destroy me 25
destroy it 102
destructive 98
destruct in 17
destroy them 47
destruct 155
destroy him 38
destroy 130
destroyer 23
destroy me 25
destroy it 102
destructive 98
destruct in 17
destroy them 47
destruct 155
destroy him 38