Dewitt traducir turco
264 traducción paralela
The great Mr. DeWitt comes down to greet poor little me.
- Marty'nin mücevheratçısında çalışan Bobby.
Good evening, Mrs. DeWitt. - Hello, there. - Hello, Sonny.
Posta odasından bahsediyorsan, şu an elimizde boş iş yok.
- Good evening, Mrs. DeWitt, how are you? - Fine, Chris.
- Arabayla geldiğin için teşekkürler.
Mr. DeWitt sent this. Thanks. Open it, would you, please.
Seninle vakit geçirmek çok güzel.
Look, um... you're not under the impression that I'm Sonny DeWitt or Lucius Bebe, are you?
- Memnun oldum. - Steve New York'taki hukuk firmamızı yönetiyor - Memnun oldum.
Mr. DeWitt's.
- İnanırım! - Şaka yapıyorum.
Mr. DeWitt's coat.
- Biliyorum ama doğru gibi geliyor.
Mr. DeWitt, please.
Kanunlarla hep başı dertteydi.
So you made a bet with DeWitt that you could marry me, eh?
Yasadışı olduğu için, parayı kaybedenler polise gidemedi.
Does she work for you too, Mr. DeWitt?
- Harika biri o! - Evet, öyle. Katılıyorum.
It's Sonny DeWitt.
Şimdi onu terk ettiğini mi söylüyorsun?
Read Sonny DeWitt's column?
Belediye binasında ; Başkanın ofisinde çalışıyorum.
Mr. DeWitt.
- Bunu yapmak istediğine emin misin? - Evet, elbette.
Mr. DeWitt, I don't get her.
Evet, ne oldu? - Selam Joe!
You must have had yourself a time with that little screwball, Christopher. If you don't mind, Mrs. DeWitt, I'd rather not talk about that. I thought so.
Ve Remsensler, söylenene göre Adolf Hitler'in Berlin'deki evinde 1 hafta kalmışlardı.
- Good-bye, Mrs. DeWitt.
Bu mekânın ülke sınırlarını aşan bir ünü var.
Mr. DeWitt wants this to go to the composing room right away.
Onlarla tanışmış mıydınız? Çok hoşlar.
Hello, Mr. DeWitt. What will you have? Oh, I don't know, Bill.
Sanırım ben ona, uslu durmaya başlamazsa...
Lily, you and Morton take the De Witt Hotel.
Lily, sen ve Morton DeWitt Oteline bakın.
My name is Addison DeWitt.
Adım Addison DeWitt.
- Also Addison DeWitt.
- Ayrıca Addison DeWitt'i.
- Good evening, Mr. DeWitt.
- İyi akşamlar Bay DeWitt.
Eve, this is an old friend of Mr. DeWitt's mother.
Eve, bu Bay DeWitt'in annesinin eski bir dostu.
I'm afraid Mr. DeWitt would find me boring before too long.
Korkarım Bay DeWitt çok geçmeden beni sıkıcı bulacaktır.
You've talked to that venomous fishwife DeWitt.
Şu zehirli balık DeWitt'le konuşmuşsun.
Certainly, Mr. DeWitt.
Elbette Bay DeWitt.
Nor will Addison DeWitt and his poison pen.
Ne de Addison DeWitt ve zehirli kaleminin.
I shall personally stuff that pathetic little lost lamb down Mr. DeWitt's ugly throat!
.. o sefil, kayıp kuzuyu Bay DeWitt'in çirkin kursağına bizzat ben sokacağım!
All this hysteria because of an impulsive excited kid and a professional manure-slinger named DeWitt.
Düşüncesizce davranan heyecanlı bir çocuk ve.. .. DeWitt adlı profesyonel gübreci yüzünden bütün bu isteri.
But then I'd never met Addison DeWitt.
Ama o zamanlar Addison DeWitt'le tanışmamıştım.
I am Addison DeWitt.
Ben Addison DeWitt'im.
Miss Harrington's resting, Mr. DeWitt.
Bayan Harrington dinleniyor Bay DeWitt.
It's a very famous name, Mr. DeWitt.
Çok ünlü bir isim Bay DeWitt.
Tommy DeWitt.
Tommy DeWitt.
a new river took source in the mind of a man named DeWitt Clinton.
Ancak bir gün DeWitt Clinton adında birinin kafasında yeni bir nehir şekillenmeye başladı.
I'm Susan Dewitt of the American Broadcasting System.
Ben Susan Dewitt. Amerikan Radyo Yayın Sistemi'nden.
Captain DeWitt.
Yüzbaşı DeWitt.
My name is Captain DeWitt.
Ben Yüzbaşı DeWitt.
Capt. DeWitt is with the police.
Yüzbaşı DeWitt polis ile birlikte.
Captain DeWitt?
Yüzbaşı DeWitt?
This afternoon, Capt. DeWitt came to see me, presumably on your behalf.
Bu öğleden sonra Yüzbaşı DeWitt beni görmeye geldi, muhtemelen sizin talimatınızla.
DeWitt said you'd lost it.
DeWitt sizin bunu kaybettiğinizi söyledi.
Well, I happen to know Professor Sebastian DeWitt,
Profesör Sebastian DeWitt'i tanıyorum.
Now, if I think you're good enough, a very big if, but if you are, I will arrange for Professor DeWitt to see you perform.
Eğer yeterince iyiysen, yeterince olman lazım öyleysen, Profesör DeWitt'in performansını görmesini ayarlayabilirim.
Professor DeWitt will be here any minute.
Andy, çok çalıştı ve Profesör DeWitt, her an gelebilir.
- Professor, how good of you to come.
- Profesör DeWitt, ne iyi ettiniz de geldiniz.
I don't have to explain the play to Professor DeWitt.
Oyunu, Profesör DeWitt'e açıklamam gerekmiyor.
- Dewitt?
- Dewitt'in mi?
- Dewitt.
- Dewitt.
Now, you tell Ray Ray Dewitt what I say here.
Ray Ray Dewitt'e aynen şöyle diyeceksin :
thank you, Mrs. DeWitt, and...
Bir tane almanın tam sırası.