Did you know her well traducir turco
115 traducción paralela
Did you know her well?
Onu iyi tanır mıydınız?
Did you know her well?
Onu iyi tanır mıydın?
- Did you know her well?
- Yakından tanıyor muydunuz?
Tell me. Sue Ellen Huddy. Did you know her well or just in passing?
Söyle bana, Sue Ellen Hoddy onu tanıyor muydun...
Did you know her well, Mrs Jefferson?
Onu iyi tanir miydiniz, Bayan Jefferson?
Did you know her well?
- Onu iyi tanır mıydınız?
Did you know her well?
Sen tanır mıydın onu?
- Did you know her well?
- Onu iyi tanıyor muydun?
Did you know her well?
- Onu iyi tanır mıydın?
Mademoiselle Springer, did you know her well?
Bayan Springer'i iyi tanır mıydınız?
Did you know her well, the girl who died?
Ölen kızı iyi tanır mıydınız?
Did you know her well?
Onu iyi tanıyor muydun?
- Did you get to know her real well?
- Gerçekten onu tanıyormusun?
I said, did you get to know her real well?
Gerçekten onu tanıyormusun, dedim.
You did well to call me because I know everything.
Beni çağırmakla iyi ettiniz, çünkü her şeyi biliyorum.
Well, she did her best to make it, but you know how these things are.
Elinden geleni yaptı ama bu işleri bilirsin Dave.
How well did you know her?
Ne kadar yakındınız?
Well, did you ever know me to drop in on her before?
Onu bulmadan önce beni tanıyor muydun?
- How well did you know her, Warren?
- Kızı iyi tanıyor muydun? - Onu seviyor muydun, Warren?
- How well did you know her?
- Sen ne kadar iyi tanırdın?
- How well did you know her?
- Onu ne kadar tanırdınız?
I didn't get to know her as well as you did.
Ben onu senin kadar tanımadım.
Truth is we don't really know each other very well and, you know what if she did reject me, I'd end up going to work every day feeling like a fool.
Gerçek şu ki birbirimizi o kadar iyi tanımıyoruz. Beni reddederse her gün işe kendimi aptal gibi hissederek giderim.
How well did you know her?
Onu ne kadar tanırdınız, Peder McCourt?
Well, did you know that your daughter came to my house tonight thinking that suicide was one of her options?
dun gece kiziniz neden evime geldi? ve intihar etmeyi dusundugunu soyledi.
Well, no, it's.... lt's just that I always thought that if I did well in school these doors would open for me, you know?
Şey, hayır, bu... Sadece her zaman eğer okulda yeterince başarılı olursam bütün kapıların açılacağını düşünürdüm.
Okay, well, I've always felt very close to Pumpernickel, especially since I did a lot of the feeding and cleaning and, you know, most of the work.
Pekala her zaman kendimi Çavdar Ekmeğine yakın hissettim özellikle temizlik ve karnını doyurduğum zamanlarında.
Besides, even if I did tell her that... well you know. I'm not saying that I do,'cause I don't. She's a princess and I'm an Ogre.
Ayrıca ona söylesem bile, ki söyleyeceğim demiyorum, çünkü söylemeyeceğim, o bir prenses ve ben ise...
How well did you know her?
Onu iyi tanır mıydınız?
How well did you know her boyfriend?
- Sevgilisini tanır mıydınız?
How could you know her as well as you think you did?
Onu nasıl bilebilirsin, hemde böyle yakından?
How well did you know her?
Onu ne kadar iyi tanırdınız?
Yeah, how well did you know her?
Onu ne kadar iyi tanırdınız?
Know her well, did you, Mr Bartlett? No, no, not well at all, no.
- Onu iyi tanir miydiniz, Bay Bartlett?
And did you get to know her really well?
Bayan Reed'i iyi tanır mıydınız?
Julie Cochran, how well did you know her?
Julie Cochran, onu ne kadar tanıyordun?
- How well did you know her?
Onu ne kadar tanıyordunuz?
How well did you know her?
Onu ne kadar tanırdınız?
We used to call her queenie on account of her resemblance to, uh... how well did you know them?
Onu benzerliğinden dolayı Kraliçecik diye çağırırdık. Onları ne kadar tanıyordunuz?
Oh, well, she wasn't too happy about the whole killing of the ZPM, but, you know, in the grand scheme of things, we did prevent the destruction of the universe, so, you know, not fired.
Bütün SNM'yi öldürmekten pek mutlu değildi, ama... her şeye rağmen evrenin yok olmasını engelledik, yani bilirsin işte kovulmadım.
How well did you know her?
Onu, ne kadar iyi tanırdın? Aiden'ı?
Mr. Breen, how well did you know her?
Çok acı. Mr. Breen, onu ne kadar tanırdınız?
Well, I did, you know, go with her to pick it out.
Metroseksüel olabilirsin
Yeah, well, you know, I did arrest her father for murder.
Evet, pekala, babasını cinayetten tutukladım.
Well, did you know that a girls test scores can very up to 20 points at different times in her cycle.
Kızların regl döneminde test sonuçlarının 20 puan kadar farkettiğini biliyor muydunuz?
Well, you know, it did say something about her mom being a baboon or something.
Şey, biliyorsun, babun ya da öyle bir şey olarak annesine bir şeyler söylemiştir.
Perhaps I thought it a pity you don't always know yourself as well as you did in that moment.
Her zaman biraz önce olduğu kadar kendinizi tanımadığınızı düşündüm belki.
- So you did know her pretty well?
- Yani sen onu iyi tanıyordun.
Well, how did you know her? .
- Onu nasıl tanıyorsunuz?
Well, you know, I seem to remember when our plane was about to crash, you did say something to her about being the one.
Uçağımız düşmek üzereyken söylediklerini hatırlıyorum da hayatımın aşkısın gibi bir şey demiştin.
- And how well did you know her?
- Peki onu ne kadar iyi tanırdınız?