English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ D ] / Didn't you understand

Didn't you understand traducir turco

1,007 traducción paralela
I understand why you didn't wish to speak of it before the boy.
Neden çocuğun önünde bundan söz etmek istemediğinizi anlıyorum.
You understand, I didn't try, but it seemed to me that one of them wanted the other one to do something but I couldn't tell who wanted who to do what to which.
Anlıyorsunuz ya, kulak vermedim. Ama biri diğerinden bir şey yapmasını istiyor gibi geldi. Ama kimin kimden neyi istediğini anlayamadım.
What was it you started to tell me in the restaurant... that you didn't understand about me?
Lokantada bana bir şey söylüyordun... anlayamadığın bir şey varmış mı ne?
Didn't you understand what I said?
Ne dediğimi anlamadın mı?
Didn't you understand me when people are saying my mother means to marry this man?
İnsanlar annemin bu adamla evleneceğini söylüyorlar dediğimde beni anlamadın mı?
Didn't you understand what I told you?
Sana ne söylediğimi anlamadın mı?
you didn't quite understand it yourself.
kendini tamamen anlamadın.
Actually, Agnès didn't want to come, but I'm sure that in your kindness you'll understand me.
Aslında Agnes gelmek istemedi, ama sizin anlayışla karşılayacağınızı düşündüm.
Perhaps you didn't understand.
Galiba anlamadınız.
Maybe I didn't rightly understand you.
Seni tam olarak anladığımı sanmıyorum.
Well, you didn't lose your house, did you? You think Potter would've let you keep it? Can't you understand what's happening here?
Ed, geçen yıl ödemelerini yapamadığında, evini kaybetmedin.
No, you didn't understand Mr. Keats at all.
Hayır. Hayır, sen Bay Keats'i hiç anlamamışsın.
Our defense is that you didn't want nor did you understand.
Savunmamız şu, sen kendi iraden dışında bırakıldın.
Then you didn't understand what Shimen said.
O zaman, Shimen'in söylediklerini anlamadın.
Jim, please wait a minute. He didn't understand what you were saying.
Söylemek istediklerin iyi anlaşılmadı.
Ms. Imai used to say to me... she didn't understand why you didn't act like other men.
Bayan Imai bana derdi ki neden diğer erkekler gibi davranmadığınızı hiç anlayamamış.
You know, she is a pretty slick number and I understand her heart didn't exactly belong to Benny.
Kızın hoş ve çekici olduğunu biliyorsun ve kalbini de, Benny'nin tamamiyle dolduramadığını da.
You're taking it like just anyone would, as if you didn't understand.
Bunu tıpkı herhangi biri gibi anlayamamışçasına karşılıyorsunuz.
Didn't you understand I was playing only for you?
Yalnızca sizin için oynuyorum. Anlamıyor musunuz?
I did with you and the kids, because it hurt too much, ormaybe I didn't understand howmuch I care foryou.
Seninle ve çocuklarla olan da buydu, çünkü yüreğim yanıyordu. Belki de sizi ne kadar sevdiğimin farkında değildim.
I can't understand how you didn't see him.
Onu nasıl görmediğini anlayamıyorum.
Can't you understand that I didn't marry you for your fortune?
Seninle servetin için evlenmediğimi anlayamıyor musun?
Didn't you understand what I said?
Dediklerimi anlamadın mı?
Exactly, as you'd destroy anything you didn't understand.
Yok ettiğin şeyi anlayamazsın da.
Well, seeing as you came out here on a train, all nice and comfortable-like... why, I can understand that. But, you see, I didn't.
Buraya hoş ve rahat bir trenle geldiğinizi görerek bunu anlıyabiliyorum ama gördüğünüz gibi ben öyle gelmedim.
- I can't understand why you didn't tell me.
- Bana neden söylemediğini anlamıyorum.
You just didn't understand it.
Farkına varmadığın sadece şu ;
- Didn't you understand?
- Ne? - Anlamadın mı?
I somehow understand that it was there that you were so young, that you didn't yet belong to anyone in particular, and I like that.
Sanki orada anladım, o kadar genç olduğunu... gibi geliyor bana. Belki bir kimsenin olamayacağı kadar genç. Hoşuma gidiyor bu.
Mrs Rogers, maybe you didn't understand me, but I needed you for a stooge.
Bayan Rogers, anlamadınız herhâlde, sizi yardakçı olarak kullanacaktım.
I can't understand why some guy didn't snap you up a long time ago, Mrs Rogers.
Sizi neden çok önceden kapmadıklarını anlamıyorum, Bayan Rogers.
I didn't mean to sound dictatorial or to try to run your life, but you have to understand how I feel.
Ben diktatörce ses tonumla hayatını şekillendirmeğe çalışmadım fakat hislerimi anlamalısın.
You didn't understand?
Anlamadın?
You said you wanted people to understand, didn't you? - Yes.
Rachel, burdaki insanların bilmesini istediğini söylememiş miydin?
- You didn't understand?
- Anlamamıştın öyle değil mi? - Hayır.
I don't understand. Didn't you want to bet on number 7?
Anlamıyorum. 7 numara, Fleur des Pois'ya oynamayı düşünmüyor muydunuz siz?
Told you, you didn't understand.
Anlamadığını söyledim.
Emily, didn't you understand me?
Emily beni anlamadın mı?
- Didn't you understand one word I said?
Söylediğim hiçbir şeyi anlamadın mı? Tabi!
Well, the "people" are all those you didn't look up to because you knew they wouldn't understand.
"İnsanlar" onların seni anlamadığını bildiğin için onlara aldırış etmiyorsun.
Then she didn't understand you.
O zaman seni anlamamıştır.
You didn't understand.
- Beni yanlış anlıyorsunuz.
You didn't understand.
Anlamadın mı?
You didn't understand either!
Susun, susun, çünkü sen bile anlamadın.
I'm afraid you didn't quite understand.
- Sanırım beni tam olarak anlamadınız.
You didn't even try to understand about my collection.
Koleksiyonumu dahi anlamaya çalışmadın.
Perhaps you didn't understand.
Sanırım anlamadınız.
I'm sorry, but I didn't understand one word you said.
Üzgünüm ama dediklerinden tek kelime anlamadım.
I didn't understand you.
Seni anlamadım.
You know, you said something I didn't quite understand.
Söylediğiniz bazı şeyleri tam anlayamadım.
What I didn't understand yet is why a callous man like you is willing to risk his life - for a cause that's not his own.
Fakat hala anlamış değilim senin gibi duygusuz bir adam kendini ilgilendirmeyen bir sebep yüzünden neden hayatını riske atmak istesin ki.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]