Dior traducir turco
189 traducción paralela
I learnt that at Dior.
Bunu'Dior'da okumuştum.
Dior, I think.
Dior'da sanırsam.
Christian Dior.
Christian Dior.
Buy me a dress at Dior's?
Bana Dior'dan bir elbise alır mısın?
You don't buy dresses at Dior, you make calls.
Dior'dan elbise alınmaz, telefon edilir.
Nothing out of Dior, you understand, madame.
Dior marka olması gerekmez madam.
They have marvy maternity clothes at Christian Dior's.
Christian Dior'da harika hamile elbiseleri var.
Right off a model at Dior's.
Dior'da bir mankenin üzerinde çıkar çıkmaz.
For the dinner party tomorrow night, how'd you like to wear my Dior?
yarın akşamki yemekli partide Dior elbisemi giysen?
Exterior. Christian Dior. The camera pans, and now we see a white Rolls-Royce pull up and come to a stop.
Kamera ilerler ve beyaz bir Rolls-Royce görürüz.
Dior?
Dior?
He's wearing a Christian Dior tie.
Christian Dior marka kravat takıyor.
Someone has kidnapped Princess Dior Yacine!
Prenses Dior Yacine kaçırıldı.
Princess Dior Yacine has been kidnapped.
Prenses Dior Yacine kaçırıldı.
These citizens, slaves to the throne, have dared to carry away Dior Yacine, your eldest daughter.
Hakimiyetin kölesi bu tebaa en büyük kızın Dior Yacine'i götürmeye cüret etti.
Regarding your daughter, Dior Yacine... Her life or ours.
Kızınla ilgili olarak onun hayatı veya bizim ki.
Jaraaf, tell Demba War... that no water is sweet enough to refresh me... unless it is served by Dior Yacine.
Jaraaf, Demba War'a de ki hiçbir su damlası bana hayat veremez Dior Yacine'in elinden olmadıkça.
When I learned of the kidnapping of Dior, all business ceased, and I rushed here.
Dior'un kaçırılışını öğrendiğimde tüm işleri bırakıp buraya koştum.
By the belt of my father, I shall rescue Dior.
Babam üzerine yemin olsun ki onu kurtaracağım.
Make it known to Saxewar, that as I live, Dior shall not be his wife.
Saxewar bilsin ki, ben yaşadıkça Dior onun karısı olmayacak.
Dior is legitimately mine.
Dior, gelenek gereği benimdir.
Dior is the daughter of my uncle,
Dior dayım kızıdır.
I swear to bring back Dior.
Yemin ederim ki Dior'u getireceğim.
I will tell you again : Dior in my bed or in my grave.
Tekrar söylüyorum, Dior ya yatağıma girer ya da mezarıma.
As much as I am the heir apparent, as much as Dior is legitimately mine.
Nasıl ki ben veliahtsam, Dior da benim hakkımdır.
Your marriage to Dior, I consent... but as to who takes the throne, there I oppose.
Dior ile evliliğine razıyım ama tahta kimin çıkacağına gelince, itiraz ediyorum.
The invincible son of the great lion... heir to the throne, protector of Dior...
Büyük aslanın yenilmez oğlu tahtın varisi, Dior'un koruyucusu.
I swear by Allah... to bring back Dior.
Allah'a andolsun ki Dior'u geri getireceğim. Sözüm böyledir.
Biram, in the name of our brotherhood... Let me go to rescue Dior.
Biram, kardeşliğimizin hatırına bırak Dior'u ben kurtarayım.
Dior, the villain is dead.
Dior, kötü adam öldü.
Dior, Dior, my rifle!
Dior, tüfeğim.
They hold Dior Yacine hostage.
Dior Yacine'i ellerinde tutuyorlar.
And I have not left out Dior Yacine. who is held hostage.
Esir tutulan Dior Yacine'i de atlamıyorum.
Even more so, your eldest daughter Dior, my legitimate wife, by the terms of our union, you have refused me her hand... in order to give her to Saxewar, a stranger to our family.
Dahası, bağımızın adetlerine göre meşru eşim olan kızın Dior'u ailemizin dışından olan Saxewar'a vermek için onunla olan nişanımızı reddeddin.
Dior is the only heiress.
Dior tek varis.
Here is what needs to be done : the Imam must marry Dior.
Yapılması gereken şu, İmam Dior ile evlenmeli.
But Demba War still lives, and Dior is held hostage!
Ama Demba War hala hayatta ve Dior ise tutsak.
Bring back Dior!
Dior'u geri getirin.
Dior Yacine, my condolences.
Dior Yacine, başın sağolsun.
But the dress is an original Dior... and you've got sensational legs.
Ama giysi orjinal Dior'dur... ve seninde müthiş bacakların var.
You couldn't distinguish a Seb toaster from a Dior panty.
Seb ekmek kızartma makinasını, Dior iç çamaşırından ayırmamalısınız.
Christian Dior couldn't make you look better.
Harikasın. Christian Dior daha iyi yapamazdı.
All my life I wanted to have a slinky little figure... so I could wear some Bill Blass or Valentino, some exotic evening gown like Christian Dior, Jerry Galanos.
Hayatım boyunca ince bir bedenim olsun istedim cünkü Bill Blass ya da Valentino kıyafeti giymek istiyordum. Egzotik, tam boy bir gece tuvaleti.
Christian Dior, my butt!
Christian Dior, kıçımın kenarı!
Everything else may be plunging, but hemlines must rise, says Christian Dior, in one of his boldest statements.
Şartlar zorlaşıyor olabilir, "ama etek uçları kabarık olmak zorunda" diyor Christian Dior özel bir röportajında.
For many people, mostly women, the big news this spring was the Dior bombshell.
Pek çoğu için, çoğunlukla kadınlar için, bu baharın büyük haberi Dior'un bomba sürprizi oldu.
Sample poison by dior, ladies.
Dior'dan eşantiyon Poison, hanımlar.
poison by dior.
Dior'dan Poison.
Dior's poison.
Tabii. Dior'dan Poison.
Are you kidding me?
Christian Dior gibi. - Jerry Galanos.
Free gift today at the dior counter.
Bugün Dior'da hediye dağıtılıyor.