Discovery traducir turco
3,091 traducción paralela
Dr. Albino, are you saying that those of a nervous disposition should leave immediately, in case the sheer unexpected remarkableness of my discovery should cause their hearts to explode?
Dr. Albino heyecanlı yaradılışlıların burayı terk etmesini yoksa buluşumun bütünüyle beklenmedik fevkaladeliği karşısında kalp krizi geçireceklerini söylüyorsunuz?
The Royal Society's prize for best scientific discovery...
Kraliyet Bilim Akademisi'nin En İyi Bilimsel Buluş Ödülü'nün...
What a tremendous discovery.
Ne muazzam bir buluş.
Now, this one here is our most recent discovery.
Bu ise en son keşfettiğimiz.
The most significant discovery in the history of mankind.
Bu insanlık tarihindeki en önemli keşif.
"I pressed it, and, satisfied with the discovery,"
İttirdim ve keşif sonrası memnun oldum.
It's a new discovery.
Bu yeni bir keşif.
In the nine days since the first discovery of the non-human species scores of so-called "covens" have been uncovered.
İnsan olmayan türlerin keşfinin dokuz gün ardından yüzlerce yuva bulundu.
I saw it on Discovery Channel.
Discovery Channel izliyorum.
There goes THE scientific discovery of our time.
Çağımızın en büyük bilimsel keşfini yok ettik.
This is Mission Control at Houston, at three hours, two minutes into the flight of Discovery.
Burası Houston kontrol merkezi üç saat iki dakikadır keşif uçuşundayız.
A farmer sank into a grotto with his tractor, he made a discovery he never should have.
Bir çiftçi traktörüyle toprağa çakılmış. Hiç tahmin etmediği bir şey keşfetmiş.
Mr. Voss, our textbook says that the discovery of penicillin was the most important biological discovery of the 20th century. But I read online that this actually encourages more potent strains of infection.
Bay Voss, okul kitabımızda diyor ki penisilin keşfedildiği zaman 20. yüzyılın en önemli keşfiymiş ama internette enfeksiyon türlerini güçlendirdiği yazıyor.
- I made an amazing discovery!
- Harika bir şey keşfettim!
I told you about the discovery of a new species.
Ben yeni bir tür keşfinden bahsediyorum.
My first discovery.
Bu benim ilk keşifim.
I am talking about the discovery a new species, the Marsupilami.
Ben keşif bahsediyorum O yeni bir tür, o Marsupilami.
- The discovery!
- İşte haber!
He erased the discovery.
Sen haberi sildin.
The discovery of a species not thought to exist, but exists.
Düşündüğümüz bir türün kanıtı yoktu, ama varmış.
'Necessity is the mother of Discovery channel!
'Gereklilik ortaya çıkarma bağlantısının annesidir!
The discovery!
İşte keşfim.
The biggest archaeological discovery since King Tut's tomb.
King Tut'un lahdinden beri yapılan en büyük arkeolojik keşif!
We talked about burrowing a pinhole camera, but there's a... high risk of discovery.
Küçük bir kamera yerleştirmekten bahsettik ama fark edilme riski çok yüksek.
Why didn't I hear of this discovery?
Ben daha önce neden hiç duymadım?
The discovery of Cleocatra's tomb is priceless.
Kloketra'nın mezarı paha biçilmez bir buluş.
This is, perhaps, the greatest historical discovery since King Tut's tomb!
Bu, belkide, Kral Tut'un mezarından beri bulunan en büyük tarihi buluş!
Thank you for your great discovery, Mr. Howard.
Bu büyük buşunuz için teşekkür ederiz, Bay Howard.
A further development of Tonegawas discovery.
Tonegawas'ın buluşunun ileri bir aşaması.
You risk discovery.
Görülmeyi riske atıyorsun.
But the potential of pre-natal discovery certainly brings the possibility a few steps closer.
Ancak doğum öncesi ihtimalinin keşfi bizi sonuca birkaç adım daha yaklaştırdı.
A discovery's not a cure.
Her keşif tedavi değildir.
That the Easter gene was her discovery.
Easter Geni onun buluşu sanıyordum.
It wasn't just your discovery, was it?
Onu tek başına bulmadın, değil mi?
- It's my discovery.
- O benim buluşum.
I've just made the discovery of the century!
Sadece yüzyılın buluşunu gerçekleştirdim!
Yeah, discovery's not a cure, right?
Evet... "Keşif tedavi değildir." Değil mi?
In addition to the drugs, officials are telling us there was a very gruesome discovery.
Uyuşturucuların haricinde çok acı bir keşifte bulunduğu da söylendi.
Is there any lead or new discovery?
Herhangi yeni bir örnek veya bulgu var mı?
We saw a phobia doc on discovery.
Discovery Channel'da bir fobi belgeseli izledik.
Open Mike Night at the Discovery Club.
Discovery Kulüp'te Açık Mikrofon Gecesi.
Now, this lady is a Detroit native and she's never been to the Discovery Club so I want everybody to show her some extra love.
Bu kadın Detroit'li ama Discovery Kulüp'e hiç gelmemiş. Herkesten ona ekstra sevgi göstermesini istiyorum.
You was at the Discovery a few weeks ago.
Birkaç hafta önce Discovery'deydiniz.
So did you write that song your sister sang at the Discovery a few weeks back?
Birkaç hafta önce ablanın Discovery'de söylediği şarkıyı da sen mi yazdın?
There were no zombies in Generation'27 or the discovery of America or the French Revolution.
O zamanlar Zombi yoktu. Amerika'nın keşfi ya da Fransız Devrimi ile de ilgili değil.
The discovery of this small cask of Malt Mill is unprecedented.
Malt Mill'ın küçük emsalsiz fıçısının keşfi.
This is the most important discovery.
İşte en önemli deliller.
but then it quickly became a process of discovery.
ama hızlıca bir keşfetme süreci haline geldi.
Is it because of some new damning discovery, or because he... he... he violated some law?
Kötü bir keşif sebebiyle mi yoksa anayasaya karşı mı geldi?
So far, my time in public school has been a wonderful voyage of discovery...
Şimdiye kadar devlet okulundaki keşif yolculuğum harika gidiyordu.
The discovery alone could take a year.
Sadece keşfetmek bile bir yıl alır.