English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ D ] / Disgusting

Disgusting traducir turco

8,154 traducción paralela
That was just disgusting.
İğrençti.
That sounds disgusting.
Kulağa tiksindirici geliyor..
Hey, you're that guy from that disgusting show.
Hey, o iğrenç gösterisi o adam sensin.
It was disgusting.
Tiksinçti.
You're disgusting...
İğrençsin.
So disgusting! I don't believe this, what the fuck!
Buna inanamıyorum, kahretsin!
That's disgusting.
Bu iğrenç.
Grant, disgusting!
Grant, iğrençsin!
What if it's some disgusting alien?
Ya iğrenç bir uzaylıysa?
Disgusting.
- Bu iğrenç.
I get the entire disgusting idea, except this... "her" is wearing a man's blazer.
Olayı tüm iğrençliğiyle anladım. Yalnız şu var ki... "kadın" bir erkek blazer ceketi giyiyor.
You're disgusting.
Midemi bulandırıyorsun.
This umbrella is disgusting.
Bu şemsiye berbat ötesi.
How could he do something so disgusting?
Nasıl böyle iğrenç bir şey yapar?
Is this that disgusting fantasy you mentioned last May? Yes, it is.
- Geçen Mayıs bahsettiğin o iğrenç fantezi bu mu?
Top chef-ing out of all this disgusting food in that kitchen?
En Bütün bu dışarı şef - ing O mutfakta yemek iğrenç?
And it smells disgusting.
Ve iğrenç kokuyor.
And you realized it's disgusting.
Ve iğrenç olduğunu farkettin.
You disgusting cliché.
İğrenç bir klişesin.
Paula : Come back here and clean this up, you disgusting pig!
Geri dön ve pisliğini temizle, seni iğrenç domuz.
It's still disgusting.
Hala iğrenç ki.
Disgusting!
- İğrençsin!
I know what you're doing, and I think it's disgusting and unnatural.
Ne yaptığını biliyorum. Bu, iğrenç ve doğaya aykırı.
What the hell are YOU doing here? This place is disgusting!
Asıl sen ne yapıyorsun burada?
I can't even begin to tell you how disgusting that is, your face on the floor.
Bunun ne kadar iğrenç olduğunu sana bile anlatmaya başlayamıyorum. Yüzünüz yere koyun.
And the disgusting koi pond out there with the little bloated fish...
Ve oradaki şişmiş balık ile koi pond tasarımı iğrenç.
You guys are disgusting.
Senin çocuklar iğrenç.
- It's disgusting.
- İğrenç.
That's disgusting.
İğrenç.
That's disgusting. You can't find that in a history book.
- Tarih kitabında bulamazsın böylesini.
Disgusting.
İğrenç.
- That's disgusting.
- İğrenç!
That disgusting, Dylan!
eöö! İğrençsin, Dylan!
Oh, my God, this is disgusting.
İğrençsin.
And I thought you promised you weren't gonna make your - disgusting punch.
Ayrıca o iğrenç kokteyli yapmayacağına söz verdiğini sanıyordum.
Even though they're disgusting failed grapes. I saw this and thought of you, because you're so sweet.
Bunu görünce aklıma geldin, çünkü çok tatlısın.
Disgusting fact- - cell phones carry ten times more bacteria than a toilet seat.
İğrenç bilgi : Telefonlarda,.. ... tuvalet kapaklarından on kat fazla bakteri vardır.
You're disgusting, Tom.
İğrençsin, Tom.
Disgusting Tom.
İğrenç Tom.
Honestly, that's so disgusting.
Cidden, bu çok mide bulandırıcı.
Seriously disgusting.
- Çok iğrenç.
Disgusting.
- İğrençsin.
It's disgusting.
Baca gibi tüttürüyor. Mide bulandırıcı.
That's disgusting.
- İğrençsiniz.
That's disgusting.
Çok iğrenç.
So disgusting!
İğrençsin! Sapık mısın ne?
Those direct lines are disgusting.
Bu doğrudan laflar çok iğrenç.
I am disgusting. But I am not a murderer.
İğrenç bir iş yaptım ama katil değilim.
Yeah, you and me both. I'm disgusting!
- Al benden de o kadar.
That's disgusting.
İğrençsin.
Peter, this is disgusting.
Peter, bu iğrenç.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]